Hafta içi ‘’ Çorum Belediye-spor ‘’ ile oynana - Kupa maçında-  sorumsuz bir şekilde kırmızı kart gören ve takım arkadaşlarını zor durumda bırakan ‘’ Hugo Rodellega’nın ‘’ bu talihsiz aksiyonun belki de ‘Dame N’Doye ’’ için hayırlara vesile olacağını yazmıştım sosyal medya hesabımdan…
Beni mahcup etmeyip forvetsiz kaldı diye Trabzonspor’u bi’çare gören kesimlere gerekli cevabı verdiği için sevgili ‘’ N’Doye’ye ‘’ sonsuz sevgilerimi gönderiyorum.
Ve diyorum ki, Hugo gibi, Sosa gibi egosu tavan yapmış sorumsuz futbolcuları şu ‘’ Dame N’Doye’nin ‘’ yüzüne düşen ay parçası gülümsemesine asla değişmem, sende değişme lütfen ‘’ Rıza hocam ‘’

Zor Zamanların Camiası Büyük Trabzonspor:


Evet, bugün Trabzonspor yine tarihi günlerinden birini yaşadı ve yaşattı şanlı taraftarına.
Bu güzel ve özel günde tıpkı özgürlüğümüzün temel taşı biricik Cumhuriyetimizin o meşakkatli ve zor günlerde nasıl ilan edildiğinden hareketle, Trabzonspor’un bu en zor zamanlarında lig lideri Galatasaray’ı dize getirmesi sadece sıradan bir maç galibiyeti olarak geçiştirilemez niteliktedir…

Bu vesile ile ‘’ Cumhuriyet Bayramımızda’’ bizlere bu onurlu galibiyeti sunan Trabzonspor’a başta ‘’ Rıza hoca ‘’’ olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.
Bizlere gerçekten de ‘’ bayram içinde bayram ‘’ yaşattılar…



Yeniden futbola dönecek olursak; bu akşam Trabzonspor lig lideri yenerken bu galibiyeti sıradan bir maç performansıyla almadı diye söze başlayabiliriz.
Öncelikle Rıza Çalımbay’ın rakibine Antalyaspor’un başındayken ilk puan kaybettirdiği herkesin malûmu ki aynı Rıza hoca bu akşam Trabzonspor’un başında Galatasaray’a çelme takmakla kalmıyor, rakibinin namağlup unvanını da Şenol Güneş Spor Kompleksinin çimlerine gömmekle kalmıyor, hem de Igor Tudor’u yeniden tartışılan hoca konumuna koyuyordu.

Evet, Galatasaray sezonun ilk yenilgisini Trabzonspor’dan alarak, gerçekten de birçok otoritenin üzerinde durduğu ‘’ büyük maçlarda ne yapacak ‘’ kaygılarını negatif anlamda haklı çıkarmış oldu…

Biz hadiseye bardağın Trabzonspor tarafından bakacak olursak; bu akşam Rıza hoca adeta Galatasaray’ın bütün planlarını sanki bir yerlerden kopya çekmişte maça öyle çıkmış gibi bir Trabzonspor izlettirdi bizlere.
Öyle ki rakibin en tehlikeli gol silahı Gomis’i oyundan çıkarttırmak zorunda bıraktı değerli meslektaşını…

Trabzonspor’da bu akşam Allah için benim gözlemlediğim Olcay dışında herkes mükemmele yakın bir oyun performansı sergiledi.
O da ilahi adaletten olsa gerek gereksiz ve sorumsuz bir kırmızı kart alarak en azından takımın el freni olmaktan kendi kendisini kurtarmış oldu…

EY Malatyaspor karşısında talihsiz bir şekilde kendi kalesine gol atan Okay Yokuşlu’nun bu akşam ki muhteşem oyunu, Önazi’nin, Durısca’nın, Bero’nun, futbolda ‘’ kazma ‘’ diye tabir edilen sınıfa giren Mustafa Akbaş’ın bile topla olan o naif ve şiirsel ilişkisini sırf büyük bir maçta göze girme çabası olarak geçiştirmek sanırım futbol anayasasına en büyük ihanet olur diye düşünüyorum..

Rıza Çalımbay Gerçeği:

Sahiden de Trabzonspor’a günler sonra bir teknik elin, daha doğrusu işin ehli liyakat sahibi birinin elinin samimi ve sevgi dolu dokunuşlarını izledik bu akşam.

Niye sevgi dolu?
Çünkü Trabzonspor kendi içinde takım olabilme kimliğini kaybetmişti. Aidiyet duygusu yerlerde sürünüyordu.
Hoca ilkin Malatya’da eski düzeni pek bozmadan bir şeyleri yerinde görmek istedi.
İyi ki de öyle yapmış.
Ki bugün bu muhteşem zaferin kazanımı gerçekleşti.
Yani demem o ki, Rıza hoca Malatya da kaybederken aslında bizler fark etmeden çok şeyler kazanmış kafasında.

Bütün bunların dışında;
En başta takım içindeki kaybolmaya yüz tutmuş takımdaşlık bağını yeniden kurmuş.
Sevgi, özgüven birazda cesaret katınca özlenen bir Trabzonspor ortaya çıkmış.


Ve o kafasındakileri bugün sahaya sürdüğü on bir evladına nakış nakış işlemiş.
İşlemiş ki semeresini de almış oldu bu güzel Türkiye akşamımda…

Onu diyorum ya, Sosa’yı yedek soyundurarak Yusuf Yazıcı’ya olağanüstü görevler yüklemesi gerçekten takdire şayan bir taktik dehasından başka ne olabilir ki?
Ya da gerçekçi olalım: Bunu yabancı bir hoca uygulamış olsa yani Sosa gibi dünya çapında bir yıldızı keserek onun görevini gencecik pırıl pırıl bir Türk gencine teslim eden bir hocaya sizlerde tahmin edersiniz ki ‘’ dahi ‘’ diye ona yafta yapıştırırlardı…

Bu işler böyledir…

Biz yiğidin hakkını yiğide verelim.
Bu akşam Yusuf Yazıcı sahada Rıza hoca saha kenarında Trabzonspor’un en iyileriydi…
Maçın hakemi sık sık oyunu her ne kadar kesmiş olsa ve takdir haklarını daha çok rakip lehine kullanmış olsa da bu büyük Türkiye derbisinden alnının akıyla çıktı diyebiliriz…

Şimdi söz teknik ekip ve hocada…
Bu galibiyeti anlamlı kılmanın yolu Kayserispor’u  Kayseri’de yenmekten geçer.
Şimdi başkan ve taifesi ivedilikle takımın selameti ve al-i menfaatleri neyi gerektiriyorsa o yörüngede kararlar alması elzem olmuştur.
Küskünler ve dargınlar büyük Trabzonspor şemsiyesi altında alınabilecek en somut ve sağduyulu kararları alıp artık bu camiayı ayağa kaldırmanın çarelerini üretmeliler.

Bu akşam zorlu bir virajı kazasız belasız dönmeyi becermiş teknik ekip ve futbolcular yediden bir dirilişin ateşini tutuşturdular…
Öyleyse nasıl ki Rıza hoca takımın al-i menfaatleri doğrultusunda Sosa gibi bir dünya yıldızını kenarda tutuyorsa, sizlerde bu cesur aksiyonun ne anlama geldiğini iyi görün ve takıma sahip çıkınız…

Sonuç itibariyle; Özellikle İstanbul medyasının anlı şanlı bazı kalemlerinin maçtan önce Galatasaray karşısında Trabzonspor’a şans vermek bir tarafa dursun dudak büzdükleri Trabzonspor’un onların  bütün öngörülerini yerle bir eden Trabzonspor gerçeğinin aslında kağıt üzerine yazılan yıldızlarla değil, yüreği mangal gibi olan onurlu bedenlerle maç kazanılacağını göstermiş olması bu akşamki maçın Trabzonspor adına yazılan hikayesiydi…

Öyle ya, ne son kral Burak  ne Hugo Rodellage, ne Mas, ne de Sosa…
Hangisinin yokluğunu hissettiniz ya da aradınız?


Hasan Akbaş
Haberts.com