Öncelikle TSYD Trabzon’un yeni seçilen başkanı ve yönetimini tebrik ederim. Düzenledikleri kahvaltı organizasyonu ile başkan adayı ve gazetecileri buluşturduğu için.



Bu kahvaltı organizasyonu sayesinde Ahmet Ağaoğlu’nun kafasından geçenleri daha net anlamış, sorduğumuz sorulara cevaplar alabilmiş olduk.



Anlattıkları çok güzel.



Mesela şu beni çok etkiledi.



“Trabzonspor’un gelirinin en fazla %30’unu aşan harcamalara yönetim kurulu karar verecek. %30’un fazlasında yapılan harcamalara ise kongre üyeleri karar verecek.”Tabi ekliyor, ”zaruri durumlar olur. Acil durumlar da ise yönetim kurulu karar alabilecek. Seçilen yönetim “genel kurulun toplanmasını bekleyemem” dediklerinde, verdikleri karardan kendileri sorumlu tutulacak ve zarar yaşanırsa bu zararı kendileri karşılayacak.” Bu sözleri göreve gelecek başkan diyor.



Ahmet Ağaoğlu ve yönetimi seçilmeleri halinde bahsedilen tüzük tadilatını da yerine getirirlerse Trabzonspor tarihinin bana göre en büyük işini başarmış olurlar.



Bugüne kadar böyle yapılmadığı için faiz belasıyla boğuşuyoruz.



Şimdi gelelim asıl konuya. Faiz belası…



Sayın Ağaoğlu’na basın toplantısında soru aldığı için teşekkür ederim. Soruma verdiği cevabın ise beni mutlu etmediğini de belirtmek isterim.



Ağaoğlu kulübe katkı sağlayacak projeler yerine söylemlerinde sürekli bankalar ile anlaşmalar yapılacağından vs. bahsetti.



Bundan önce bankalar ile çok sayıda anlaşmalar yapıldı. Vade uzatıldı, dolayısıyla uzatılan vade borcu katladı. Borcu katlanan Trabzonspor’da proje de üretilmeyince faiz üstüne faiz verildi.



Şimdi Ağaoğlu’nun söylemlerine bakılırsa, bankalar bize yine kredi açacak ve vadeyi uzatacak.



Ahmet Ağaoğlu diyor ya, buraya gelmeden önce kimseden söz almadım.



Onu Marco Paşa’ya anlatabilir ama bana anlatmasına gerek yok.



Belli ki bankadan kredi açılabileceğinin sözünü alarak aday olmuş kendisi.



Çünkü kendi ekonomik durumu, Trabzonspor’u 2 gün idare edebilecek durumda değil.



Bankalar da Trabzonspor’a kredi falan açmaz. Siyaset devreye girmezse. Bahsedilen rakamlar ufak rakamlar değil.



Siyaset bundan önce de devreye girdiği gibi belli ki yine girecek ve Trabzonspor’un bankalara olan borcunu yapılandıracak.



Ama ben yine belirtiyorum. Borcun yapılanması Trabzonspor’un çözümü olamaz.



Burada Ağaoğlu’nun söylemlerine dayanarak tek şansımız, krediden gelecek rakam yüksek bonservisli transferlere değil de, kulübün borcuna gidecek. Tabi bu sözünün arkasında durursa. Alınacak mağlubiyetler ve taraftar baskısı sonrasında bundan önceki başkanların yaptığı gibi popülist transferleri kendine kalkan yaparsa işte o zaman gerçekten battığımızın resmidir.



Zaten sayın Ahmet Ağaoğlu kendisi de belirtiyor yıllık 100 Milyon faiz ödeyen bir kulübün kredisi yapılandırılırsa yıllık faizi daha da artar. Yani eğer dediği sözün arkasındaysa adaylıktan yine vazgeçerse en doğru olanı yapar. Krediler ile alakalı olarak sorduğum soruya ”başka neye güveneceğim” diyerek cevap veren Ahmet Ağaoğlu, benim Trabzonspor’da olmasını hayal ettiğim başkan Ağaoğlu değil.

 

Trabzonspor’un acil olarak projelere ihtiyacı vardır.



“krediye güvenerek geldiğinize inanmıyorum.” sorusuna “başka neye güveneceğim” şeklinde verdiği cevaba anlam veremedim. Vermeyeceğim. İnşallah kendisi de söyleminin yanlış olduğunu fark eder.



Beklerdim ki, ”ben projelerime güveniyorum.” Desin.



Neyse ki, kahvaltının sonunda Ağaoğlu’nun yönetiminde bulunan Mehmet Yiğit Alp ile kısa bir görüşme fırsatım oldu. Trabzonspor’a katkı sağlayacak projelerin müjdesini kendisi verdi.



Böylece bu yazımı mutlu ve umutlu sonlandırmış oldum.



Şimdi bekleyip göreceğiz…