Sanırım bundan ‘’ On Beş Yıl ‘’ kadar önceydi, çok önemli bir büyük marketin personel müdürüne aynen şu soruyu sormuştum: Sizlerin yüzünden küçük esnaf, hatta mahallemizin her şeyi olan bakkallarımız ölüyor, sizi işte bu yüzden sevemiyorum bir türlü, dediğimde(!)…
O büyük market yetkilisi bana aynen şu cevabı vermişti: Endişeleriniz çok yersiz, ben sizi anlıyorum Hasan bey, demişti!
Nasıl yani? Diye sorunca, bana o gün bugündür asla unutmadığım şu sözlerle karşılık verdi!
- Hasan bey, iyi bir bakkal eğer isterse sokağında bir değil iki süpermarketi bile barındırmaz, demişti…

Lafı nereye getireceğim sevgili dostlar, elbette Mesut Bakkal hocaya…
Görüyorsunuz işte, iyi bir bakkal üç tane büyük süpermarkete nasılda meydan okudu(!), tebrik ediyorum bu mütevazi kadroyla bu başarıyı kısa zamanda alışkanlık haline getiren Mesut hoca ekibini yürekten kutluyorum…

Trabzonspor’un hakem başta olmak üzere, diğer yan etkilerden dem vurmasını anlayışla karşılasam da, bu yenilgiyi sırf bu etkenlere bağlamak sanırım futbol adına çok talihsiz bir tespit olur kanısındayım.

Galatasaray’ın ve ardından diğer baş takımların bu kaçıncı ikramıdır ki, bunu ne pahasına olursa olsun mutlak değerlendirmesi gereken Trabzonspor’un şimdi kalkıp ta, hakem ve saha zemininden, gök yüzünden, yer yüzünden, rüzgârın esme yönünden mazeret üretmeye hakkı olabilir mi?

Oysa lig arası kupa maçlarında öyle güzel ve olumlu doneler vermişti ki sevenlerine, neden şimdi asıl alması gerekeni yine zamanında alamadı diye, insanın üzülmemesi elde değil hani!

Bu gibi durumlarda insan isterse bir sürü mağduriyet edebiyatı yapabilir, lakin bu takıma stres ve kin tutma yaramıyor!
Daha bir hafta önce Trabzonspor’a ince mesajlar geldi, Sadri Başkanında artık ç/alınan şampiyonluk edebiyatından ivedilikle uzaklaşıp, gerçekten Trabzonspor’u düşünüyorsa, ki düşünüyor diye umut ediyorum; o zaman takımın gerçek sorunlarıyla ilgilenmesi elzem olacaktır!

Yoksa Trabzonspor sıradan bir ekip olma yolunda hızla ilerlemekte.
Ayrıca bir öneride Şenol Güneş hocaya sunmak istiyorum: O da takımı bir süre tribünden, dışarıdan izlesin ve kendisini biraz rotasyona soksun!
Yönetimin yanlışlarından dolayı o kendi işine entegre olamıyor kanımca!
Bunları yazmak ve dillendirmek bu satırların yazanı olarak bana o kadar zor geliyor ki, fakat asıl olan Trabzonspor olunca insan en efsane kahramanlarına bile bir şeyleri dilinin döndüğünce anlatmak istiyor, işte böyle!

Başkalarının derdi Trabzonspor’u mutlu etmemeli.
Rakiplerinin kaybettiği hafta bile bundan nemalanamayan Trabzonspor’un, üzülerek ifade diyorum ki;  artık yüzleşecek bir aynası bile yoktur!
Ki olsa bile hangi ayna hangi doğruyu kime anlatacak, kimi kendisine muhatap eyleyecek ki?

Tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşayan Trabzonspor elbet bugünleri aşar, aşacaktır da!
Çünkü büyük camiaların, en hazin olaylar karşısında bile ayağa kalkacak bir tepkisi olur her zaman. O işte o camianın kendi büyüklüğünden gelen genleriyle alakalı kendi iç dinamiklerinin birbiriyle kenetlenmesiyle olur, eziklik edebiyatı yapmadan, dünün yanlışlarına sığınmadan…

Yoksa daha çok ilkler yaşanır emektar Avni Aker’in çimlerinde!
Önce Bursa, sonra Eskişehir, ve nihayetinde de Karabükspor gibi bir çok ilk yaşama meraklısı güzide ekiplerimiz Avni Aker’de tarihlerine bir ilk’i yaşatmayı elde etmemeyi ayıp sayacaklar(dır)…