-Trabzon'un yerel gazetesinde ilk kadın genel yayın yönetmeni olmak nasıl bir duygu?

Trabzon basın tarihinde bir ilk olmak beni hem çok mutlu etti hem de hem de çok endişelendirdi. Bu büyük bir sorumluluk… Trabzon’da aktif olarak çalışan kadın gazeteci o kadar az ki… Takdir edersiniz, erkeklerin çok fazla olduğu bir alanda bir kadın gazeteci olarak iki-üç kat mücadele etmek gerekiyor…  Çalıştığım Kuzey Ekspres Gazetesi’nin sahibi Hasan Kurt, çok eski bir gazeteci… Dolayısıyla böyle gazeteci kökenli bir patronla çalışmak benim şansım diye düşünüyorum.

-Fatma Yavuz çocukluğunda "büyüyünce ne olmak istiyorsun" sorusuna ne cevap veriyordu?

Şöyle söyleyeyim; ben bu soruya hiçbir zaman doktor ya da öğretmen cevabını vermedim.  Aslında ya avukat ya da gazeteci olmak istemişimdir. Bunu tüm samimyetimle söylüyorum… İşletme fakültesi mezunuyum, avukat olamadım  ama gazeteci olmaya çalışıyorum…

-Trabzon şehrinde gazetecilik yapmanın zorlukları ve güzellikleri nelerdir?

Gazetecilik gerçekten zor bir meslek, bu işi sevmiyorsanız asla yapamazsınız.  Hele Trabzon gibi zor bir şehirde... Galiba ben zoru seviyorum, o nedenle hayatımın hiçbir bölümünde kolaya kaçmadım… Bir kadın gazeteci olarak Trabzon’da zoru başarmaya çalışıyorum...

-Yaptığınız röportajlar ile gündemi belirliyorsunuz. Sizi en çok etkileyen röportajınız hangisiydi?

Röportaj gazetecilikte çok sevdiğim bir dal… Sık sık röportaj yapmak beni hem mutlu ediyor hem de geliştiriyor. Bugüne kadar yaptığım bütün röportajlarım beni heyecanlandırdı diyebilirim… İnsan çocukları arasında seçim yapabilir mi? Benden bunu istemeyin…

- Bir çok ödül aldınız sizce en anlamlı ödülünüz hangisiydi?

Ödül almak insanı daha güzel işler yapma konusunda teşvik ediyor.  Bütün ödüllerim anlamlı.. Benim için en anlamlı ödül başarılarımın hayatta olmayan annem ve babam tarafından görülmesi olurdu. Yaşadığım bu güzellikleri onlarla paylaşmak isterdim, bu benim için paha biçilemeyek bir ödül olurdu. 

- Beğenerek takip ettiğiniz gazeteciler kimler?

Bu soruya, ‘Yerel ve ulusal basında beğendiğim, yazılarını takip ettiğim gazeteciler var ama isim vermek istemiyorum’ şeklinde cevap vermek en iyisi…

- Şike süreci hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Şike sürecini takip ettim, herkes ama herkes bir şey söyledi, Başbakan bile… Ben olayı kulüpler bazında değerlendirmiyorum, çünkü sözkonusu olan büyük futbol kulüpleri ve onların taraftarları… Ortada bir erkek dünyası ve erkek işi bir durum var. Bunu söylerken yanlış anlaşılmasın feminist falan değilim. Ama durum bu. Futbola uzak biri değilim, Trabzonsporluyum, futbolu da çok severim, izlerim de. Kalite ve entellektüellik ararım her alanda olduğu gibi futbolda da. Futbol ayak oyunu ama ayağı beyin yönetiyor.. Beyin, akıl çok önemli.. Akıllıca oynanan futbol herkese olduğu gibi bana da heyecan veriyor. Futbol’a son zamanlarda çok fazla para harcar olduk. Müthis bir futbol sektörü oluştu. Bakın spor demiyorum ‘Futbol’ diyorum. Son zamanlarda futbol kulübü yöneticileri, akıllarıyla sahada yaptıramadıkları şeyleri  saha dışında bir takım kurnazlıklarla yapmaya çalışıyormlar, şike gibi… Yani hile yapılıyor… Sonra işler karışıyor çorap söküğü gibi ardı geliyor… Bu işi ne mahkemeler ne de cezalar önleyebilir… Ne yanı bu son mu olacak sanıyorsunuz. Asla son olmayacak… Futbol’da bu kadar para dönerken bu işin sonu gelmeyecek…   

- Gelecekteki hedefleriniz nelerdir?

Bu ortamda hedef belirlemek çok zor… Hele de gazetecilik mesleğindeyseniz bu daha da zor… Ben yürüdüğüm bu yolda sağa sola yalpalamadan devam etmek, daha güçlü röportajlarla okuyuculara farklı bakış açıları sunmak istiyorum…

-Trabzon'da yeni açılan ve bir çok yazar ve gazeteci yetiştirme potansiyeline sahip "Akademi Trabzon" hakkındaki düşünceleriniz

Trabzon’un böyle bir eğitim kurumuna gerçekten ihtiyacı vardı. Akademi Trabzon bu ihtiyacı kısmen de olsa giderecek bir eğitim kurumu. Şu bir gerçek ki Trabzon basınında bulunan arkadaşlarımızın da bazı konularda eğitime ihtiyacı var…

- İnternet medyası yerel yazılı basını nasıl etkiliyor?

İnternet gazeteciliği geleceğin mesleği olarak gösterilmeye çalışılsa da ben yazılı basının hiçbir zaman ikinci plana düşmeyeceğini iddia ediyorum. Kaldı ki internet gazeteciliği ile yazılı basın bir birini destekleyici iki unsurdur. 

Röportaj : Ali Çil