Beşiktaşlı eski futbolcu Pancu'nun "şike"sözleri üzerine kızan Fenerbahçe kulübü açıklama yaptı.

PANCU'NUN HÜRRİYET'E AÇIKLAMASI :

"2004-2005 sezonu... 1 sezon önce Fenerbahçe'ye karşı şampiyonluğu kaybetmiştik. 17 Nisan 2005 tarihinde Kadıköy'de belki de kariyerimin en ilginç maçına çıktım. Şükrü Saraçoğlu Stadı'ndaki 4-3 kazandığımız maçta kalecimiz Cordoba kırmızı kart gördü. Kaleye geçmek bana kaldı. Kırmızı kart gören kaleci Cordoba son 10 dakikayı oynamak istemedi. Kendisini oyundan attırmak için şaibeli kırmızı kart gördü. Cordoba o hareketi ile takıma ihanet etti."

Pancu iddialarına şöyle devam etti:

"Lucescu, "Türkiye'de iki şampiyonluğum çalındı" dedi. Yüzde yüz haklı. O çalınan şampiyonluğumuzu ben ve takım arkadaşlarım maç maç yaşadık. Federasyon, hakemler, bazı spor medyası Beşiktaş'ın o sezon şampiyon olmasını istemedi. Bize karşı oynayan takımların teşvik primi aldıkları açıkça belliydi. Kısacası şunu açıkça söyleyebilirim. Beşiktaş o sezon 11 puan öndeyken şampiyon olamamasının tek nedeni Turkish Mafya'sıdır. Her maçımızda çok çirkin oyunlar oynandı. O sezon o kadar iyi ve güçlüydük ki kimse bizi yenemiyordu."

"Türk futbolunda yaşanan şike olaylarını Romanya'dan üzülerek izliyorum. Türkiye'de şikenin günün birinde patlayacağı benim için sürpriz olmadı. Hissediliyordu. Bazı maçlarda şikenin pis kokusunu hissettim. İşte bunun için Mircea Lucescu kesinlikle haklıydı diyorum. Ve kesinlikle eminim ki sırf bu nedenden dolayı Türkiye'den ayrıldı. Kaybeden de inanın bana Türk futbolu oldu."

FENERBAHÇE KULÜBÜ'NÜN AÇIKLAMASI

Hürriyet Gazetesi’nin Fenerbahçe'ye yönelik özellikle 2013’ün son döneminden bugüne ulaşan ve 3 Temmuz’u gündemde tutmak amaçlı yayınları bugün karşımıza  bir kez daha planlı ve stratejik bir ‘röportaj’ olarak çıkmaktadır.

Yıllar önce Türkiye’den ayrılan bir oyuncunun, bir takım yakışıksız ve imalı sözler ile Fenerbahçe’nin aleyhine konuşması adına ayarlanan röportaj bugün yine Hürriyet gazetesinin manşetinde yer almıştır.

Kamuoyunun dikkatine sunmak istediğimiz husus; söz konusu röportajın İstanbul ve Taşra baskısı arasındaki farklar ve farklılıklardır.

Röportajın taşra baskında yer alan ancak şehir baskısından çıkarılan Romanya’da yaşayan ve Galatasaray ile ilgili her fotoğrafta kendine yer bulan Tamer Atalay’ın, Lutfi Arıboğan ve Mehmet Aslan ile olan ilişkisi tarafımızdan tesadüf olarak nitelendirilemeyecek boyuttadır.

Zira bu şahsın İstanbul baskısından kaçırılma sebebi de bu ilişkiler yumağıdır.

Fenerbahçe Spor Kulübü olarak, bu kirli tezgahı kuranları biliyor ve bu çirkinlik içinde yer alan her isme ve her kuruma karşı ayrı ayrı hukuki ve cezai takibata geçeceğimizi deklare ediyoruz.

Kanaatimizce, son zamanlarda, bütünlülük ve devamlılık arz eden Fenerbahçe’ye yönelik bu haberlerin amacı açıktır. Murad edilen husus; Fenerbahçe’nin adil ve yeniden yargılanma yolunun kesilmesidir.

Zira, ismi geçen şahıslar ve temsil ettikleri zihniyet çok iyi bilmekte ve bu nedenle korkmaktadırlar ki adil ve yeniden yargılanma yolunda verilecek bir kararda artık yargılanan yalnızca Fenerbahçe olmayacaktır.

Bu skandal röportaja imza atan ve attıran tüm sorumlular hakkında Hürriyet gazetesinin tavrının dikkatle takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildirmekle birlikte;

Fenerbahçe’nin hassasiyetlerine, halihazırda kesinleşmemiş bir yasal süreçteki adil yargılanma hakkına saygı göstermeyen Hürriyet Gazetesi gibi kişi ve kurumlarla olan ilişkimizi bu tarih itibariyle dondurduğumuzu, bu yöndeki her tür tedbiri gerek re’sen gerekse yasal yollarla uygulayacağımız yönündeki kararlılığımızı tüm Fenerbahçeliler’e duyururuz.
Editör: TE Bilişim