Macaristan ekibine penaltı atışları sonucunda mağlup olarak Avrupa defterini erken kapatan Trabzonspor acaba nerede yanlış yapmıştı? Kadro değeri Videoton’un neredeyse 5-6 katı olan Bordo-Mavili ekibin, bu takımı eleyememesi ister istemez akıllarda soru işareti bıraktırdı. Gelin hataların nerelerde yapıldığına bir göz atalım.

Birincisi, kapalı defans oynayacağı belli olan bir ekibe uygulayacağın bir taktik vardır. Başarılı olursun ya da olamazsın ama sonuçta bir taktik uygularsın, bu taktiğin başarısız olduğu anlarda ise devreye sokacağın ikinci bir plan, yani “b planı” dediğimiz bir planın illa ki olmalı. Çünkü bunlar futbolda olan ihtimaller. Hepsini göz önünde bulundurmak zorundasın. Kırmızı yersin, oyun düzenin bozulur ve plan yani sistem değiştirmek zorunda kalırsın. Biz buna b planı diyoruz.

Ancak bugünkü müsabakaya bakıldığında pek farklı sistem denendiği söylenemez. Gerekirse 3 defansa döneceksin hücum gücünü arttıracaksın. Yani ‘risk’ dediğimiz faktörü devreye sokacaksın. Unutma ki risk almayan başarılı olamaz. Ve ayrıca kapanmış bir ekibe karşı hücum ağırlıklı bir kadroyla çıkmalıydın. Çünkü bulacağın bir gol rakibi telaşa sokacak ve rakibin direncini de kırmış olacaktın. Ne yazık ki bunda başarılı olamadın. Zaten 1-1’lik skor seni bir üst tura yazdırıyordu. Sen ise ne yaptın? Rakip gibi 0-0’a razı oldun, işini şansa bıraktın lakin şans onlardan yana oldu. Sahada ne yaptığını bilmeyen futbolcu topluluğu vardı. Şut çekmekten aciz, topa basıp oyunu rahatlatan bir anlayış yok. Al babam, vur babam. Trabzonspor’dan rakibi kabul eden değil, kendi oyununu rakibe kabul ettiren bir oyun felsefesi bekledik. Ama maalesef rakip bize oyun anlayışını kabul ettirdi ve sahadan istediği gibi ayrıldı. Eğer sen 120 dakika boyunca kadro değeri 8-9 milyon Euro arasında olan bir ekibe gol atamıyorsan, sistemin yanlış demektir. Ya da yetersiz…

Rakip takım Yunanistan’ın Avrupa şampiyonluğuna ulaştığı taktikle oynadı. Bunu bozacak sistem vardır ve antrenörler bu düzeni bozmakla mükelleftirler. Tabi ki hocadan hocaya fark vardır. Sen yapamazsın başkası yapar. Bu da hoca faktörü…

Dün bir çoğumuz Fenerbahçe’nin oynadığı Şampiyonlar Ligi eleme müsabakasında rakip takım Spartak Moskova’yı destekledik. Sarı-Lacivertli ekibin tur atlamasını istemedik. Fenerbahçe’nin elenmesine gülerek karşılık verdik(Genel olarak konuşmuyorum). İşte dedik ya gülme komşuna gelir başına. O misali… Bu ders olsun bize…

Uzun lafın kısası üzücü bir gece oldu bizler açısından. Kazanmak istedik ancak kazanmayı isteyecek futbolu sergileyemedik. Zaten bu futbol ve sistemle turu geçmek de beklemek de hayal olurdu. Diyecek söz yok. Macaristan ekibini tebrik eder, gruplarda başarılar dilerim.