Senato, Dışişleri ve AB Bakanlığında önemli temaslarda bulunduğunu dile getiren Bakan Çelik, "ABD’den korumacılıkla ilgili biraz serbest ticarete karşı, küreselleşmeye karşı bir takım beyanlar yükselirken, ilginç bir biçimde Çin’den küreselleşme yanlısı, serbest ticaret yanlısı bir takım beyanlar yükseliyor.

Bu 50 senedir duyulmamış şeyler. Genelde Çin korunmacı politikalardan yanayken, hep ABD'den yükselen sesler, en azından başkanların yükselttiği sesler daha çok küreselleşmeyi destekleyen, özgürlükleri destekleyen, serbest ticareti, serbest dolaşımı destekleyen şeklinde olurdu.

Bu sefer sanki bunlar yer değiştirmiş gibi gözüküyor. Avrupa cephesinden baktığınızda da yeni bir tablo var. Transatlantik ittifakının en temel konularında ciddi tartışmalar var.

Örneğin Brexit süreci gerçekleştiğinde aslında bir önceki başkan döneminde Brexit sürecinin gerçekleşmesini çok olumlu karşılamayan bir yaklaşım varken, şimdiki ABD Başkanı Brexit’in iyi olduğunu söyleyen, hatta olayın bununla sınırlı kalmayacağını, başka ülkelerin de onu takip edebileceğini söyleyen yaklaşımlar üretiliyor. AB tarafından da bazı önemli AB siyasetçilerinin, önemli kurumlarının, önemli liderlerinin Başkan Trump’ın yaklaşımlarının Avrupa Birliği için bir tehdit olduğu şeklinde bir değerlendirme var. Enteresan bir trafik bu” dedi.    

“Brexit sonrasında AB şimdiki AB olarak kalmayacak”

  Önümüzdeki dönemde Avrupa’nın üç önemli ülkesi olan Almanya, Fransa ve Hollanda’da seçimler olacağını hatırlatan Bakan Çelik, “Bu seçimlerde merkez sağ, merkez sol partileri arasındaki tartışmalar izlenirken, arkadan bunları takip eden, hatta bir kısmı daha da ileri noktaya gelmiş olan bu aşırı sağ ırkçı akımların ne şekilde bir performans gösterebileceği de kıta Avrupa'sının geleceğini de şekillendirecek bir takım sonuçlar doğurabilecek durumda. 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk defa bu liberal dünya düzeninin temel değerlerinin tartışma konusu edildiği bir dönemden geçiyoruz.

Yine ilginç bir biçimde belki de güvenlik konularının Suriye ve Irak meselesinden dolayı en önde olması gereken bir dönemde NATO’nun belli tartışmaların merkezine yerleştiği bir dönem Trump’ın AB üyelerinin NATO’ya dönük mükellefiyetleri konusunda daha çok sorumluluklarını yerine getirmeleri şeklinde bir yaklaşımı oldu. Önümüzdeki ilkbaharla birlikte Brexit süreci  resmen başlayacak. Burada parlamentodan hükümet yetki aldı. Brexit sonrasında AB şimdiki AB olarak kalmayacak. Burada beklenen şey AB’nin daha kenetlenmiş ama daha esnek mekanizmalara sahip birlik olması” diye konuştu.
  Çelik, "Pek çok Avrupa ülkesi mülteciler girmesin diye sınırlarına tel örgü ördüler. NATO ordularıyla sınırları koruyalım dediler. Kime karşı koruyacaklar. Ölümden kaçan, kendilerine yeni bir hayat kurmak isteyen mazlum insanlara karşı bunu yapacaklar" dedi. 

  “Bunlar Türkiye düşmanlığı yaparken, merkez sağ ve merkez sol akımlar yeterince direnmediler” 

Avrupa'da merkez sağ ve merkez sol akımların yeterince direnmemesi nedeniyle aşırı ırkçı akımların yükseldiğini belirten Bakan Çelik, “Türkiye karşıtlığı yapan siyasetçilerin aslında Türkiye karşıtlığının altına sakladığı İslamofobik, Antisemitik ve Eurofobik, asıl Avrupa Birliği değerlerine, insan haklarına, demokrasiye, hukuk devletine olan düşmanlıkları görememeleri yüzünden Avrupa kamuoylarını zehirlemelerinin neticesi birtakım siyasi sıkıntılarla karşı karşıyalar. Örneğin Fransa’da Le Pen’in ciddi bir alternatif olabileceği gözüküyor. Le Pen, açık bir şekilde niyetini saklamadan söylüyor. Avrupa Birliğine karşı olduğunu söylüyor. AB’nin Almanya’nın domine ettiği bir birlik olduğunu söylüyor. Euro Bölgesinin Fransa’nın işine yaramadığını, Fransa’nın politikasının entegrasyon değil asimilasyon olması gerektiğini açık bir şekilde söylüyor. Çıplak bir şekilde ırkçılık yapıyor. Bunun karşısında herkesin yeniden düşünmesi lazım. Nasıl oldu da bu kadar aşırı ırkçı, sağcı akımlar, mülteci düşmanları bu kadar yükselebildi. Bunun sebepleri belli. Bunlar Türkiye düşmanlığı yaparken, merkez sağ ve merkez sol akımlar yeterince direnmediler. İslamofobik ya da Antisemitik bir takım siyasetler üretirken, ana akım siyasiler buna karşı direnmediler. En önemlisi de mülteci düşmanlığı karşısında maalesef ciddi bir direniş ortaya koyamadılar” diye konuştu.

“Başkan Trump’ın imza attığı kararname, Avrupa’nın pek çok ülkesinde fiilen uygulanan bir şey”

Bazı AB liderlerinin Başkan Trump’ı eleştirdiğini ancak Trump’ın imza attığı kararnamenin Avrupa’nın pek çok ülkesinde fiilen uygulandığını ifade eden Bakan Çelik, “Bazı AB liderlerinin Başkan Trump’ı niye eleştirdiğini anlayamıyorum. Bizde Türkiye olarak seyahat yasaklarına karşıyız, insanların orijinleri yüzünden, ülkeleri yüzünden, dinleri yüzünden, kimlikleri yüzünden herhangi bir şekilde dışlanmasına karşıyız.

Ama bu Avrupa’nın pek çok ülkesinde fiilen yapılıyor. Başkan Trump’ın imza attığı kararname, Avrupa’nın pek çok ülkesinde fiilen uygulanan bir şey. Örneğin pek çok Avrupa ülkesi mülteciler girmesin diye sınırlarına tel örgü ördüler. NATO ordularıyla sınırları koruyalım dediler. Kime karşı koruyacaklar. Ölümden kaçan, kendilerine yeni bir hayat kurmak isteyen mazlum insanlara karşı bunu yapacaklar. İkincisi korumacılığa karşı bir tepki veriyorlar. AB siyasi korumacılığın alasını Türkiye’ye karşı yapıyor” dedi.