CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, koalisyonun önünü açacak en güçlü mesajı verdi. Üç muhalefet partisiyle koalisyon ihtimalinin artık uzak olduğunu söyleyen CHP lideri, hükümeti kurma görevini almasının ardından Davutoğlu ile 'önyargısız bir şekilde' 14 ilkeyi temel alan bir eksende görüşeceklerini belirtti.

Kılıçdaroğlu, ayrıca kiminle olursa olsun hiçbir koalisyon formülünde 'yedek lastik' olmayacaklarının altını çizdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Yüzde 60'lık bloğun bir hükümet kurma şansı büyük ölçüde yok." diyerek, seçimden hemen sonra kendisinin önerdiği üç muhalefet partisiyle "koalisyon seçeneği"nin artık uzak olasılık olduğunu söyledi.

"ARZU ETTİĞİMİZ KOŞULLARI KABUL EDERLERSE KOALİSYON YAKIN"

Kılıçdaroğlu, 17-25 Aralık, MİT TIR'ları gibi konuları da yeniden gündeme alacaklarını, ancak bu konuda "rövanşist olmayacaklarını" söyledi. AKP'yi kastederek, "Eğer bizim arzu ettiğimiz koşulları kabul ederlerse, Türkiye hukukun onarıldığı, demokrasinin güçlendiği bir hükümete kavuşmuş olur" diyen Kılıçdaroğlu, bunun "Sadece Davutoğlu'nu değil,Türkiye'yi kurtaracağını, saygınlığını artıracağını" ifade etti.

Cumhuriyet gazetesinin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:

"RÖVANŞİST OLMAYACAĞIZ"

- 17-25 Aralık ve MİT TIR'ları da gelecek mi Meclis'e?

"Onlar da gelir ama hemen gelmez. Sanki böyle Erdoğan'dan intikam alıyormuş gibi bir havayı da vermek istemiyoruz. Bu normal akışı içinde parlamentoya gelmeli ve gerçekten hukuk kuralları içinde gelmeli. Yeni deliller, suç unsurları çıkmalı ki sağlıklı bir şekilde, önyargısız oturulup görüşülebilsin, tartışılabilsin. Öbür türlü vatandaşın aklında şu olmasın; "bunlar geldiler, intikam hırsıyla hareket ediyorlar, bir rövanş gibi..." Toplumda böyle bir beklenti de var ama bu CHP'ye yakışmaz. "Meclis çoğunluğumuz var, intikam hırsıyla gidelim, üstüne yürüyelim. Biz bunu hallederiz" demek Kenan Evren'in yargılanmasına benziyor."

- Yani AKP ile CHP arasında bir koalisyon oluşursa bu, bu tür yolsuzlukların ya da başka hukuksuzlukların soruşturulmasına engel değildir...

Onu baştan söyledik. Yoksa kendimizi inkar ederiz.

"EVRAK YAKMA SÜRECİ BAŞLADI"

- Bürokrasiden AKP dönemine ilişkin ihbarlar gelmeye başladı mı?

Şu aşamada henüz yok. Bürokraside evrak yakma, dosya yok etme gibi bir sürecin yaşandığı yönünde bilgiler geliyor. Ama sonuçta hangi bilgi yok edilirse edilsin, izi mutlaka bürokraside vardır.

- Asgari ücret ve emekliye iki ikramiyede ısrarcı olacak mısınız?

Tabii ki... Asgari ücretin 1500 TL olması, emekliye iki maaş ikramiye ve taşeron işçiliğin kaldırılması...

- Sonuçta 14 maddelik ilkeler listesini kabul ederlerse 'AKP ile bir koalisyona varız' diyor musunuz?

14 maddelik ilkeler başlangıç..

- Sonrası nedir?

- Az önce konuştuğumuz herşeyin baştan görüşülmesi lazım. Mesela siz Dışişleri Bakanlığı'nda eğer siz Mısır'la ilişkilerinizi düzeltmiyorsanız, Suriye, Ortadoğu politikanızı değiştirmiyorsanız, bu ilkelerin önemi yok.

"ONLAR AÇISINDAN ZOR"

- Ne olacak peki?

Eğer bizim arzu ettiğimiz koşulları kabul ederlerse, Türkiye hukukun onarıldığı, demokrasinin güçlendiği bir hükümete kavuşmuş olur. Biz hiçbir zaman CHP olarak bireysel çıkar veya özel bir gündemle masaya oturmayız. Bizim, masada söylediklerimizin tamamı sağduyulu her vatandaşın kabul edeceği kurallar olacaktır. Bunların AKP için kolay kabul edilebilir kurallar olmadığını da biz biliyoruz. Çünkü 13 yıllık iktidar döneminde her istediğini yapan bir kültürden, şimdi her istediğini yapamayan ve danışmak zorunda olduğu bir kültüre gelecekler. O nedenle bizim açımızdar son derece kolay ama onlar açısından da zor.

- Ama Davutoğlu'nu da kurtaracak bir şey bu?

Sadece Davutoğlu'nu değil, Türkiye'yi kurtaracak, saygınlığını artıracak.

"AKP İLE ARAMIZDAKİ EN CİDDİ SORUN..."

- Toplumda AKP-CHP koalisyonu gibi bir izlenim var. Siz başta AKP ile koalisyonu enuzak ihtimal olarak görüyordunuz...

Hala o izlenimim var. Toplumun değişik kesimleri, şu veya bu kanaldan, geliyorlar. Düşük gelirli insanlardan, yani orta sınıfın altında olanlar için koalisyon şu olmuş bu olmuş çok önemsemiyorlar. "Akşam eve nasıl gideceğim"in derdindeler onlar. İş dünyası ise güçlü bir hükümetten yana onu bize geldiler, söylediler.

Onlara açıklıkla şunu söyledim; "AKP ile aramızda, en ciddi sorun bir güven bunalımıdır. Biz güvenmiyoruz." Güven tesis edilmedi aramızda bugüne kadar. Yani 2002'den bu yanaAKP ile aramızda bir güven sorunu var. En tipik örneği, tutuklu milletvekilleri ile ilgili olarak, biz oturduk Cemil Çiçek'in odasında protokol imzaladık ve yemin ettik. Daha imza kurumadan "Biz böyle bir protokol tanımıyoruz" dediler.

Dolayısıyla şimdi bize diyorlar ki "Güvenin, bunlarla koalisyon kurun." Nasıl güveneceğiz? Diyelim ki, önemli bir yasa geliyor... Burada görüşülürken, bizim arkadaşlar diyorlar ki "Şu 3-4 maddeyi çekerseniz, destek veririz, tasarı süratle yasalaşmış olur."' Buna "tamam" diyorlar, komisyondan geçiyor, genel kurula geliyor. Tam son maddeye gelirken, bir tekriri müzakere veriyorlar, geriye dönüyorlar. "Biz bunları çıkardık, uzlaşacağız" dedikleri maddeleri tekrar yeniden koyuyorlar.

Böyle bir geleneksel yapıları var.Karşıdaki insanı aldatmaya endekslenmiş geleneksel bir kültür anlayışları var.

"KENDİMİZİ REDDETMEYİZ"

- Davutoğlu ile muhtemel görüşmenizde herhalde güvenle ilgili konu gündeme gelecektir? Başbaşa görüşmenizde Cumhurbaşkanı ile ilgili özel bir talebiniz olacak mı?

Cumhurbaşkanının, koalisyon görüşmelerinde gündeme gelmesini hiç doğru bulmuyorum. Cumhurbaşkanı kendi yerinde oturuyor zaten. Ondan istediğimiz temel bir kural var; onu da defalarca seslendirdik, kendi anayasal çizgilerine çekilsin o kadar. Onun koalisyon görüşmelerinin bir parçası olmasını asla doğru bulmuyoruz.

- Davutoğlu ile başbaşa görüşmek istediğiniz yönünde haberler yansıdı....

Ben öyle bir talepte bulunmadım. Şunu söyledim; Davutoğlu, gelirken ekibiyle gelirse soracağız; kaç kişi geliyorsa biz de o kadar arkadaşı yanımıza alacağız ama "ben yalnız görüşmek istiyorum" diyorsa yalnız görüşeceğiz. Çünkü randevuyu alanlar onlar, benim bir koşul koymam doğru olmaz.

Biz Parlamento'ya gelen bir yolsuzluk dosyasına "Hayır. Biz bu yolsuzluk araştırılmasını veya soruşturulmasını istemiyoruz" diye bir iradeyi hiç bir zaman ortaya koyamayız. Bu CHP'yi reddetmek anlamına gelir. Bunu herkesin bilmesi lazım. Orada gelecek yolsuzluk dosyası, biz de diyeceğiz ki "biz şimdi iktidar ortağıyız, bunu tanımıyoruz, iktidarla beraber bu dosyayı kapatacağız" hayır olmaz...

- Baykal'ın son turda AKP'den destek alabileceğini düşünüyor musunuz? Bu yönde bir sinyal alıyor musunuz yoksa tamamen bağımsız mı bu konu?

Tamamen bağımsız. Parti olarak bizim açımızdan bağımsız. Biz Deniz beyi en uygun aday olarak gördük. Aday yapacağımız başka adaylar yok muydu? Vardı tabii ki ama baktığımız zaman bilgi, birikim, deneyim, yıllarını siyasete vermiş olması nedeniyle en uygun aday sayın Baykal'dır diye düşündük. Oy alır mı almaz mı onu bilmiyoruz. 4 parti de aday çıkardı. AKP de önümüzdeki günlerde aday çıkartacak. Tabii ilk iki tur geçecek, üçüncü ve dördüncü turlarda MHP ve HDP kime destek verirse o kazanacak.

- Grubunuzdan fire çıkarsa...

Ben fire çıkacağını sanmıyorum.

CHP'NİN HERHANGİ BİR KOALİSYONDA OLMAZSA OLMAZI

- AKP ya da başka biriyle koalisyonda 'olmazsa olmaz' dediğiniz koşulunuz nedir?

Şundan herkesin emin olmasını isterim, DYP-SHP koalisyonundaki gibi, iktidarın yedek lastiği ya da koltuk değneği bir CHP'yi asla ve asla kabul etmeyiz.

"BİR DAHA SEÇİME GİDERİZ"

- Ne olacak peki? Siz reddederseniz, MHP'nin de durumu ortadayken...

O zaman erken seçim olur. Bizim açımızdan farketmiyor zaten. Seçimden yeni çıktık bir daha gideceğiz o zaman.

- Bir şey değişir mi o zaman?

CHP açısından çok farklı bir tablonun çıkacağını sanmıyorum. Üç aşağı beş yukarıHDP'ye kaptırdığımız oylar meydanda zaten.

Koalisyon görüşmeleri devam ederken, Genel Kurul'da bir fikir birliğiyle seçim yasası gibi konularda bir önerge ya da yasa değişikliği düşünüyor musunuz? Başkanlık divanı ve komisyonlar oluşmadan parlamento çalışamaz. Komisyonlar oluşur mu, oluşmaz mı onu bilmiyoruz. Çünkü şöyle; eğer erken seçimi düşünürlerse komisyonları oluşturmayabilirler. Erdoğan engel.

"EN DENEYİMLİSİ BAYKAL"

- Baykal'ın Meclis Başkanlığı adaylığı koalisyona giden adımların bir parçasıymış gibi bir imaj yarattı, bir yandan da Baykal'ın emrivakisi gibi bir hava da var...

İkisi de değil aslında. Şöyle, parlamentonun en deneyimli, birikimli kişisi aslında Baykal gerçekçi olmak lazım. Sayın Baykal, birikimi, demokrasiye bağlılığıyla, etik değerlere verdiği önemle... Bunlar önemli kurallar. Bir görevi aldığı zaman eğer tarafsızlık ilkesi varsa, ona titizlikle bağlı kalacağına ben şahsen inanıyorum. Parlamentoyu çok iyi temsil edebilir.

"TELEFON FATURASI ASPARAGAS"

- Havuz medyasında size telefon faturalarını getirdiği gibi haberler çıktı...

Onların tamamı asparagas. Ben de şaşırıyorum, asparagas olur da bu kadar nasıl oluyor merak ediyorum.

- Adaylığı koalisyonun bir şartı değil...

Hayır. Deniz Bey koalisyonun bir şartı değil. Zaten böyle bir görüşme hiç olmadı. Bir de şunu düşünmemiz gerekiyor; Meclis Başkanlığı, aslında bir protokol görevidir.Cumhurbaşkanı gibi Meclis Başkanı'nın büyük yetkileri falan yok.

Cumhurbaşkanı ile benzer yetkilerle donanan bir Meclis Başkanı olsa deriz ki, "tamam bu koalisyon için bir ön koşul olabilir." Ama yok öyle bir şey.

- Sayın Baykal'ın bir görüşmesi oldu ama Erdoğan'la...

Yukarıyla oldu tabi ama orada ben Meclis Başkanlığı'nın gündeme geldiğini sanmıyorum.

- Baykal'ın diğer partilerden oy alabileceğini düşünüyor musunuz?

Alabilir.

Kaynak: Cumhuriyet