Türk Milleti'nin yegâne umudu olan MHP'nin, Büyük Kongre delegeleri tarafından yedi ay önce başlatılan ve muhtelif gelişmelerin ardından bugüne ulaşan süreç, 19 Haziran 2016 Pazar günü Olağanüstü Kongre'nin toplanmasıyla ilk aşamasını tamamlayacaktır. 
Bu kongre, hem MHP ve Ülkücü Hareket'in tarihinde hem de Türk siyaset hayatında önemli bir kilometre taşıdır. Delegelerimizin bu girişimi, bir yandan parti içi demokrasinin oldukça güzel ve güçlü bir tezahürü, diğer yandan da Türk siyaset sahnesinde boy gösteren partiler arasında benzeri olmayan örnek bir demokratik duruştur. 
Bu çerçevede şunu ifade etmek isterim ki böylesine seviyeli ve tarihe iz bırakacak bir demokratik girişimin MHP tabanı eliyle gerçekleştirilmiş olması, bizim açımızdan gurur verici olmuştur. Hürriyet ve demokrasi aşığı bir fikir hareketinin siyasî zemindeki temsilcilerinin hiçbir engel tanımayacağı, hiçbir zorluktan yılmayacağı ve meşruiyet çizgisinden de asla ayrılmayacağı bir kez daha ispat edilmiştir. Zaten böylesine onurlu bir duruş gösterme şerefi ancak Türk Milliyetçilerine yakışırdı.        
Bilindiği üzere, olağanüstü kongre sürecine giden yolda zorlu bir hukukî süreç de yaşanmıştır. Yerel mahkemeler eliyle verilen muhtelif kararların akabinde, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin meseleyi kesin olarak çözümleyen kararıyla birlikte olağanüstü kongrenin toplanması talebi, hukukun da onayını almıştır. 
Bu bağlamda, dikkat çekilmesi gereken bir husus da Yargıtay'ın verdiği kararın kesin ve bağlayıcı olmasının yanında, yargı kararlarının Anayasamızın 6. ve 9. maddesi çerçevesinde Türk Milleti adına veriliyor olmasıdır. Zira Anayasamızın 6. maddesi uyarınca kayıtsız ve şartsız egemenliğin sahibi olan Türk Milleti, egemenlik yetkisini, Anayasamızın belirlediği yetkili organlar eliyle kullanır. 
Bu hükmün bir yansıması olarak yine Anayasamızın 9. maddesi, yargı yetkisinin Türk Milleti adına bağımsız mahkemeler eliyle kullanılacağını açıkça ifade etmektedir. Dolayısıyla yargı organlarının verdiği kararlar temelde, Türk Milleti'ne ait kararlardır. Bu sebeple yargı organlarının verdiği kararlara uymak, Türk Milliyetçileri için hukukî bir mecburiyet olduğu kadar, Türk Milleti'nin iradesini temsil etmesi sebebiyle ideolojik bir gerekliliktir. 
   19 Haziran günü toplanacak olağanüstü kongre, tarihî bir öneme sahiptir. Zira ülkemiz oldukça zorlu bir dönemden geçmektedir. Bu dönem öylesine zorludur ki rahmetli Dündar Taşer’in deyimiyle “Türk Tarihi’nin sarkacı” hiç bu kadar aşağı inmemiştir. İşin kötüsü bu yüksek dereceli kriz dönemi, iktidar partisi AKP ve onun nüfuz ettiği kamuoyu araçlarıyla günden güne sıradanlaştırılmaktadır. 
Türk Milleti, her geçen gün bu duruma alıştırılmaktadır. İşte bu buhrandan çıkışın tek reçetesi olan MHP'nin silkinişi için ilk adım, gerçekleştirilecek tüzük değişiklikleri olacaktır. Ülkücü Hareket'in iman tazelemesi anlamına gelen bu kongre, yeniden gönül seferberliğini başlatacak olan kadroların seçimine de imkân tanıyacaktır. 
Bu sebeple 19 Haziran bir derlenme günüdür ve bütün ülküdaşlarımızın bu diriliş hareketine destek olması ve katkı yapması, içinde bulunduğumuz şartlar itibarıyla elzemdir. 
Büyük bir azim, cesaret ve kararlılıkla çıktığımız bu yolda, artık ülkücü iradeyi tecelli ettirme vakti gelmiştir. Zaman, Rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeş'in deyimiyle Türklüğün ümit dünyasını aydınlatan meşale olan Türk Milliyetçilerinin, Bozkurtların dirilişini ve aşkla bağlı olduğumuz davamızın iktidar yürüyüşünü başlatmak için yola çıkma zamanıdır. 
Bu sebeple ben de bütün ülküdaşlarımı, Ankara'da bu büyük buluşmaya ve kucaklaşmaya davet ediyorum. 
Zira biliyoruz ve görebiliyoruz ki şaşmaz hüküm sahibi olan Tarih, bu davete icabet edenleri hayırla anacak ve altın harflerle yazacaktır.
Artık söz, yetki ve karar ülkücü iradenin, takdir Yüce Allah’ındır.(17 Haziran 2016)

Koray Aydın
MHP Genel Başkan Adayı