Usta, Türkeş’in doğumunun 100. yılı münasebetiyle yazılı bir açıklama yaptı.      

 "Alparslan Türkeş, Türk'ün yaşadığı her yere umut güneşi gibi doğan milli bir heyecan, milliyetçi bir kılavuz ve Türk-İslam medeniyetinin yılmaz bir  savunucusudur." ifadesini kullanan Usta, Türkeş'in, geniş ufuklu, çok yönlü siyaset ve devlet adamı olduğunu belirtti.      

Ömrünü, Türklüğe hizmet aşkına, milletin geleceğine ve İslam'ın mübarek amaçlarına adadığını; Türkeş'in bir siyasal hareketin mimarı olmasının yanı sıra, güzel ahlakın, sağlam karakterin, sarsılmaz inancın ve ufuk ötesinigören milli bir öngörünün de temsilcisi olduğunu belirten Usta, "Yürekten inandığı Türklük sevgisi uğruna, her türlü meşakkati göze alabilmiş, çelikten iradesi ile örnek bir inanç timsali olduğunu her daim göstermiştir. Soğukkanlı ve sağduyulu analiz kabiliyeti, Türk milletinin değerleri ve çıkarları konusundaki derin hassasiyeti, dostları ve hasımları tarafından hep kabul görmüş ve eninde sonunda da hakkı teslim edilmiştir." değerlendirmesinde bulundu.

Usta, açıklamasında şunları kaydetti:      

 "Onun milli, donanımlı, sağlam ve tutarlı siyaseti, Türkiye'nin geleceği ve Türk milletinin kardeşliği için hep ümit kaynağı olmuştur.      

Başbuğ, hainlerin, kalbi kötü, ahlakı ve niyeti bozukların, Türkiye'yi yabancı ideolojilerin esaretine teslim etmeyi aklından geçirenlerin karşısında dimdik durmuş ve bölünmeye, bölücülüğe, bozgunculuğa karşı sonuna kadar mücadele etmiştir. Millet ve devlet bekasının vazgeçilmezliği onun fikir ve yaşamında hep
 ilk sırada yer almıştır.      

 Başbuğ, tarihteki misyonunu gözler önüne serdiği Türk milletinin beka azminin siyaset platformundaki en seçkin sembolüdür. Türkeş, aynı zamanda bütün Türk dünyasının yeryüzündeki mümtaz konumunu tarif eden ve ona medeniyet tasavvuru yükleyen yüce bir idealin ete kemiğe bürünmüş halidir. Bunun içindir ki
 bağlıları ve Türk dünyası nezdinde o, Başbuğ unvanına layık görülmüş ve öyle anılmıştır. Bunun içindir ki ülkücüler onun kutlu mesajını almış ve büyük misyonunu yüklenmişlerdir. Ülkücüler var oldukça Başbuğ da hatırası da ilelebet yaşayacaktır.”