Sene 2015..

Yarım kalan bir hesabım var bu şehirde..
Atamadığım goller, sevinemediğim şampiyonluklar,
Soluyamadığım havası, gezemediğim doğası,
Kulağımda halen daha yankılanan mutluluk şarkıları,
Yarım kalan bir rüyam var, gerçekten öte..

(Sözler bana aittir)

**

Bir yazarın günlüğünün son dönemlerde ki sözlerini paylaşmak istedim. Satıları okurken yazarını mutlaka tanımışsınızdır. Hayatının en güzel dönemlerinde, baharında bu şehrin havasını solumuş ve penaltı golü atmadan 25 gole ulaşıp bu memleketin en golcü yabancı oyuncusundan bahsediyoruz; Şota..

**

“Gidişimde 5 kişi uğurlamıştı” dedi bugün, gözlerim doldu. Nasıl olurda bu şehri karşılıksız seven ve her geldiğinde belki de gizlice bu memleketin taşını, toprağını ve insanını özleyen sözde yabancı, dilinde ve yüreğinde yerli olan bu adamı bizler nasıl 5 kişi ile uğurladık?

**
“Bana 25 sene sabredin, Alex Ferguson gibi takımı çalıştırayım. Son takımım burası olsun. Burada bırakayım” sözlerinde ise benim gibi bir çok taraftarın tüyleri diken diken olmuştur bile. Affınıza sığınarak yaşım 25 ve 10 yaşımdan bu yana aklımda kaldığınca bu takımı takip eden biri olarak sizlere soruyorum, hangi hoca Ferguson gibi olmak istedi bizde? Sahi.. biz mi bilemedik içlerinde ki niyeti yoksa yine saflığımızı mı kullandılar? 
Üzgünüm ama sanırım bizi iyi niyetlerimizle kullanıp ve gittiler. Trabzonlusu da, Trabzonsuzu da. Yerlisi de yabancısı da.. Maalesef kullanıldık..(!)

**

Bugün Şota’yı dinlerken kaleme götüren kelimelerine karşılıksız kalamadım, bu kadar umutsuz bir sezona bu kadar güzel başlanılabilirdi. Yolun açık olsun Şota, umarım sana sahip çıkabiliriz..

Editör: TE Bilişim