Samsun'dan başlayıp Artvin'e kadar yaklaşık 2 bin 600 kilometrelik bir güzergahta yaylaları birbirine bağlayarak yeşili beton ve griye açacak olan 'Yeşil Yol' projesinin Fırtına Vadisi ayağı yargıya taşınıyor.

Diken'de yer alan habere göre, bir çok noktada SİT alanı ve koruma altındaki bölgelerden geçecek olan Yeşil Yol projesinde Fırtına Vadisi Samistral Yaylası ile Kavrun Yaylası arasındaki yol projesinin durdurulması için Rize İdari Mahkemesi'nde dava açıldı.

Davayı açan yıllardır yeşil avukatı olarak bilinen Yakup Okumuşoğlu bölgenin 1998 yılında 1’inci derece SİT alanı ilan edildiğini, aynı zamanda da Kaçkar Dağları Milli Parkı sınırları içinde yer aldığını belirtti. Okumuşoğlu, burada yol projesi için koruma amaçlı imar planı düzenlenmesi gerekmesine rağmen bunun yapılmadığını aktardı.

Vadideki ‘Yeşil Yol’ projesine karşı başka davalar da açmaya hazırlandıklarını kaydeden Okumuşoğlu, “Yine Fırtına Vadisi havzasında fakat milli park ve SİT alanı dışındaki bölgelerde orman kesim izni vermişler. Bu iznin iptali için bir dava hazırlığımız var. Meralarla ilgili noktalarda, Meralar Komisyonu’ndan izin alınmış olmalı, bunları da inceleyeceğiz. Önümüzdeki günlerde de bu davalarımızı açabilecek düzeye geleceğimizi düşünüyorum” diye konuştu.

CNN Türk’ün haberine göre Çamlıhemşin İlçesi Yukarı Kavrun Yaylası’nda 'Yeşil Yol'a karşıyız' eylemini hatırlatan Vali Ersin Yazıcı, projenin Doğu Karadeniz turizmine çok büyük katkı sağlayacağını ileri sürdü.

Projeye karşı gösterilen tepkilere anlam veremediğini ifade eden Yazıcı şunları söyledi:

"Proje kapsamında Yukarı Kavrun yaylasında yapılan yola neden tepki gösterildiğini anlamış değilim. Eylem yapan grup Yeşil Yol'a karşı olduğunu söylüyor. Yeşil Yol projesi ile yaylaları bozmayacağız. Yeşil Yol'un büyük bir bölümü taş kaplama ile yapılacak, asfalt hiç olmayacak. Belirli bölümleri beton olacak. Yeşil Yol'un tamamında üst standartta bir yol yapılmayacak. Standardı çok yüksek bir yol istesek yaparız, ancak yayla yolu oluşu nedeniyle özellikle yapılmayacak. Neden tepki gösterildiğini anlamış değilim. Yukarı Kavrun Yaylasında yaşayan köylülerin talebi çok farklıydı, eylem yapan grup çok farklı şeyler söyledi. Yaylada inceleme yaparak konuyu tekrar değerlendireceğiz."

Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın (WWF) koruma altına alınması gereken 200 ekolojik bölge arasında gösterdiği Çamlıhemşin Fırtına Vadisi'nde yer alan Kavrun Yaylası'nda iki kez bir araya gelen Fırtına İnsiyatifi adlı grup, Yeşil Yol Projesi'nin durdurulması talebiyle protesto eylemleri gerçekleştirmişti.

Yeşil Yol nedir?

Yeşil Yol Samsun'dan başlayarak Ordu, Giresun, Gümüşhane, Bayburt, Trabzon, Rize ve Artvin'in yaylaları ve turizm merkezlerini yüksek rakımdan birbirine bağlayan yaklaşık 2 bin 600 kilometre uzunluğunda turizm yolu olarak planlandı. 7 metre genişliğinde gidiş geliş olarak planlanan yolun zemini taş parke döşemeli olacak. Bu yolla birlikte 40 noktada oteller, restoranlar ve kayak tesislerinden oluşan turizm merkezleri oluşturulacak. İki yıldır süren ve 90 milyon lira harcanan yol çalışmasının 2018 yılında tamamlanması planlanıyor.

5 maddede Yeşil Yol ve iklim değişikliği

350ankara.org "Yeşil Yol"un etkilerini şöyle özetliyor:

Artvin’den Samsun’a kadar ortalama 2000 rakımlardan geçecek, Karadeniz dağları boyunca denize paralel uzanıp toplam 2600 km uzunluğunda yapılması planlanan yolun adı “Yeşil Yol”. Bu yolla birlikte 40 noktada turizm merkezleri oluşturulacak. Yani moteller, oteller, çim kayak tesisleri gibi tesisler oluşturulacak.

Bu durum iklim değişikliği açısından ne anlama geliyor, nasıl bir mekanizma doğuruyor?

1- Projede dökülecek beton ve asfalt yüzünden toprak ile suyun ilişkisi kesilerek yağışların sele dönüşme riski artacak.

2- Daha fazla beton ve asfalt, daha fazla seragazı emisyonu demek.

3- Daha fazla yol, daha fazla otomobil ve daha fazla fosil yakıt yakmak demek.

4- Yaylalarda yapılacak tesisler, ısınma için daha fazla fosil yakıt yakmak demek.

5- Daha fazla fosil yakıt, daha fazla iklim değişikliği, daha fazla iklim değişikliği ise Yeşil Yol projesi ile tahrip olan Karadeniz yaylalarının doğasının, yani bitki ve hayvanların yaşamının kırılgan, dayanıksız hale gelmesi demek.

Asıl mesele madencilik mi?

Milliyet Gazetesi'nden Mehveş Evin 22 Haziran'daki "Karadeniz'de yolun sonu: Yeşi Yol" başlıklı yazısında ilginç bir iddiaya da dikkat çekiyor. Evin'in yazısındaki bölüm şöyle:

Peki “Yeşil Yol”, neden Karadeniz’e yapılacak büyük kötülük?
1- Batı Avrupa’nn biyolojik çeşitlilik bakımından en değerli ve acilen korunması gereken 100 orman içerisinde yer alan Fırtına Vadisi olmak üzere, bölgenin ekosistemi geri dönülmez biçimde bozulacak.
2- “Maksat, ulaşımı kolaylaştırmak, turizmi canlandırmak” dense de işin içyüzünde, madencilik faaliyetlerinin rahatça hayata geçirilmesi var.
3- Doğru, Karadeniz’in yaylaları ekoturizme uygun. Ancak turistler otobüslerle, özel araçlarla rahatça gezsin diye böyle bir doğa kıyımına girişmek, doğmadan ekoturizmi öldürmek demek.
4- Bugün isteyen, her yaylaya çıkmak için bir yol bulur. Bazı yaylaların yolu gerçekten kötü. Maksat yerel halkın çilesini azaltmaksa, varolan yollar iyileştirilir. Kilometrelerce beton dökülmez.

"20 yıldır analiz yapılıyor"

Çamlıhemşin Fırtına Vadisi’nde yer alan Kavrun Yaylası’nda Yeşi Yolu protesto etmek için toplanan Fırtına İnisiyatifi grubu madencilikle ilgili iddiaları gündeme getirmişti. Yaklaşık 20 yıldır tüm Karadeniz’de ve Fırtına Vadisi’nde toprak ve maden analizi yapıldığı öne sürülen açıklamada
"Tespiti yapılan madenlerle Yeşil Yol’ların bir bağlantısı var mıdır? " sorusu sorulmuştu.

Kaynak: BirGün

Editör: TE Bilişim