Her tatlı rüyanın acı veren yanları da vardır!

Tıpkı Trabzonspor’un an itibariyle sevenlerine yaşattıkları gibi…

Oysa bir Bursaspor müsabakasıyla her şey ne güzel başlamıştı.
O garabet dolu günler sonlanmış, bütün camia tek bir amaç etrafında birleşmiş, yeni ve bir o kadar da büyüleyici stadyumunda bütün sorunlarından arınmış bir Trabzonspor izlemeye başlamıştı bordo mavi renklere gönül veren renktaşlar.

Sırf Bordo Mavi renktaşlar mı?

Ülkenin bütün futbola dair tarafları Trabzonspor’da ki bu müthiş geri dönüşe entegre olmuşlardı…
Her şey çok güzel gidiyordu ve taraflı tarafsız birçok kesim bunun bir rüya olduğuna kanaat getiriyordu.
Oysa bu bir rüya değildi, bu bir yanlış yoldan dönüşün ayak sesleriydi.

İşte her şey bir Beşiktaş maçıyla sanki sekteye uğradı!
Öyle ki tüm ülke Trabzonspor – Beşiktaş maçına angaje olmuştu.
Niye olmasınlar ki?
Ligin lideri ve ligin ikinci yarısının liderinin maçıydı bu maç.
Bu maçın önemini artıracak bir değil birden çok nedenler vardı.

Bir kere yeni stadyumunda yenilgi yüzü görmeyen Trabzonspor’un karşısında, lig tarihinde elde ettiği bütün şampiyonluk kupalarını havaya kaldıran Trabzonspor’un her şeyi bir Şenol Güneş efsanesi vardı.
Ki o Şenol Güneş elde edilen en son ( yedinci ) şampiyonluğunda gerçek mimarıydı.

İşte yine o Şenol Güneş kendi adının verildiği bu statta Trabzonspor’a ilk yenilgisini tattıran kişi olarak ta tarihe geçmesini bildi.
Evet, ikinci yarı kendi evinde kalesini gole kapayan, adeta bu yarının rüya takımı Trabzonspor’a gördüğü rüyadan uyanmasını sağlayan o yenilgi, o güzel oyun sonrası hüzünlü mağlubiyet Trabzonspor’a o günden bugüne kadar tamı tamına  ‘’ On Puana ‘’ mal oldu!...

Gerçi o maçın galibi Beşiktaş’a da o dört gollü galibiyet pek yaramadı dersek hiçte abartmış olmayız diye düşünüyorum…

Onu diyorum ya, sahiden istim üzerinde Avrupa Kupalarına adım adım ilerleyen Trabzonspor neden hız kesti birden bire…?

Her şeyi Ersun Yanal’a yüklemek sorunları çözer mi?
Evet, hoca Beşiktaş müsabakası sonrası Çaykur Rizespor maçı kazanıldığı halde, gerek oyun bazında gerek puan bazında takımın düşüşüne engel olamadı.
Ya da bir başka deyişle Trabzonspor’a birden bire ne oldu?

Gençlerbirliği, Kayserispor ve an itibariyle lige veda eden Adanaspor karşısında tel tel dökülen bu Trabzonspor’u sanki biz bir yerlerden hatırlıyoruz.
Biliyorum, bize sitem edenler bu takımın ligin ikinci yarısının lideri olduğunu gözümüzün içine sokacaklardır.
Lakin ben olaya biraz realite yönünden bakıyorum, yani puan cetveline bakıyorum Trabzonspor’a en yakın rakip olan Antalyaspor’un Trabzonspor’u yakaladığını görüyorum…

Bu hovardalığın, bu kadro mühendisliğinde hocanın fantezi tutkusunun koca bir camiayı seneye ‘’ 50.ci Yıl Şampiyonluk Tek Hedefimizdir ‘’ söyleminde altı boş ve  temelsiz bir bina inşa etmekle bir olduğunun dikkatini çekmek isteriz…

Bu an itibariyle bindiği dalı kesti kesecek bir oyun performansının kalan haflarda Trabzonspor’u umarım beklenmedik yerlerde bırakmaması tek temennimiz olacaktır.

Hani zorda kalana da yardım etmek bir yere kadar!