Karadeniz’de çarığın giyildiği son dönem benim çocukluğuma denk gelir. İnsanın ayağına geçirdiği en ucuz korumadır. Bir parça hayvan derisi ve ince bir ip; hepsi bu.

            Fukaralıktan giyerdi insanlar. Daha iyisini arzu etmezler miydi sanırsınız? Onu da evlatlarına alırlardı, imkânlarını zorlayarak.
Daha iyisi kara lastikti; biz “Of lastiği” diye bilirdik. Herkesin bir-iki çift havalı lastiği olurdu mutlaka; kokusu dayanılmaz boyutlara ulaşmadan değiştirerek giymek için. Talebi fark eden Nike’ın seri üretime(!) geçmesi boşuna değil.

            Ne güzel söylemişti Erkan Ocaklı:

Nenen çarık giyerdi
Bunları unuttun mu?
 
Unutmayalım, unutturmayalım… Bir çift kunduranın; bir spor ayakkabısının ayaklarımızı değil, hayallerimizi süslediğini de…

            Şimdilerde, eskidiği için değil, sıkıldıklarından ayakkabılarından vazgeçen gençlere Erkan Ocaklı’nın türküsünü ezberletsek işe yarar mı?