Ulan Ahmet Çakar, avukat olsan anlarım seni! Bak “ulan” kelimesinden beni mahkemeye verme sakın…

Gerçi sen büyük reklamı olan gazetecisin önce tartıp biçmen lazım muhatap alıp reklamını yapacağın kişileri. Sonuçta ne olduğu belirsiz birini de mahkemeye verip avukatına boş km yaptırıp birde karşındakinin reklamını yapmak istemezsin.

Doğrusu da budur.

Tıpkı Ersun Yanal'ın gereksiz bir muhabbeti muhatap alıp karşısındakinin istediğini yapmadığı gibi.

Neymiş efendim Ersun Yanal hakkında takım arkadaşı demiş miş miş ki, “bana teşvik parası getirdi.” Aynı adam bir program boyunca saçmalıyor. “Onun yüzünden futbol hayatım bitti” diyor. “Eşimden ayrıldım eşim kimseyle evlenmedi” diyor.  Böyle şizofren ruhlu bir adamın Ersun Yanal’dan bir beklenti içine girip karşılığını da alamayınca afkurmasını göre göre, halen daha Ersun Yanal neden mahkemeye vermiyor diyorsun ya işte orada amacını gösteriyorsun.

Ersun Yanal bağlan diye yalvarmayın. Neden bağlanıp muhatap alsın ve reklamınızı yapsın. Programı dinleyen herkes Ersun Yanal hakkında ortaya iddia atan kişinin saçmaladığını fark etti zaten.

Gerçi, çocuğunun üstüne yemin ettiği için sizin üstüne söyleyecek sözünüz yok ya!

Karaktersizler ordusu! Kişisel sorununuz olan kişilere kulp takmaya bayılın.

Neymiş efendim eğer Ersun Yanal Trabzonspor’a gelirse, hakemliği döneminde adı defalarca şaibeli maça karışmış olan fakat ispatlanmadığı için kimsenin sesini çıkartmadığı Ahmet Çakar, tepki gösterecekmiş.

Ahmet Çakar sen bir top al sektir sektir git! Kumda oyna.

Sizin samimiyetinizi yıllardır görüyoruz. Yıllardır Trabzonspor’u yıprattınız yetmedi şimdi de alacağı hocaya iftira atıyorsunuz.

Bilmeyenler yoktur ama ben yine de söyleyeyim.

Bir insandan şikâyetçi olursanız o kişi ifadeye çağırılır. 

Örneğin, benim üst komşuma kanım ısınmamıştır ve çıkar derim ki, “üsten alta bana küfür ve hakaret etti.” Şikayetçi olurum. Bunun akabinde suçu olmayan komşumu ifadeye çağırırlar, ifadesini verir ve suçsuzluğu ortaya çıkar. Eğer komşum suçlu ise şahitlerim ile beraber bunu ispatlarım. Ama her şekilde ifadesi alınır. Suçu var ise de, tıpkı Aziz Yıldırım'da olduğu gibi hüküm yer. Yasalar bunu gerektirir.

Şimdi Ersun Yanal’dan da eskiden takımda kadro dışı bıraktığı futbolcusu şikâyetçi oluyor Ersun Yanal savunmasını veriyor ve bu konudan aklanarak çıkıyor.

O dönem milli takımı çalıştıran Ersun YANAL suçlama sonrası aklandığı ifadesinde, “Çalıştığı tüm kulüplerde oyuncularına, şike ve teşvik primi konusunda, böyle bir şey gündeme gelirse her türlü yaptırıma başvuracağını söylediğini, yaşamı boyunca bu işlerin içinde olmadığını, adının bu tür olaylara karıştırılmasından dolayı çok üzüntülü olduğunu, kendisine husumet duyanların adını bu tür olaylara karıştırdıklarını, hayatı boyunca teşvik primi verildiğine ve dağıtıldığına şahit olmadığını, kendisi hakkında hoş olmayan söylemelerde bulunan Cafer AYDIN’ı, Ankaragücünü çalıştırırken bir iki defa antrenmandan attığını, Gençlerbirliğini çalıştırırken de kadro dışı bıraktığını, bundan dolayı aralarında bir husumet olduğunu, Cafer AYDIN’ın kendisiyle ilgili olumsuz beyanlarının bundan kaynaklandığını" söylüyor.

İstanbul medyası Aziz Yıldırım ile problemli bir şekilde ayrılan Ersun Yanal’a leke sürmek için elinden gelen çabayı gösterirken, Trabzon’da İbrahim Hacıosmanoğlu muhaliflerinin de desteğini arkasına alıyor.

Ama durum budur ve Ersun Yanal hakkında ispat edilmiş bir suç yoktur. İftira ise herkes hakkında vardır. Tıpkı mahkemeden alnının akıyla çıkan Sadri Şener, Nevzat Şakar ve Zeki Mazlum gibi.

Biz yıllardır Sadri Şener’in mahkemeden alnının akıyla çıkmasından övünürken, neden şimdi Ersun Yanal’ı suçsuzken suçlayıp İstanbul ‘un yancı medyasının oyununa gelelim?

Trabzonspor Kulübü, Sadri Şener döneminde de görev alan hukuk kuruluna tam yetki vermiş ve kimden şüphe duyuluyor ise cezasını çekmesi için şikâyetçi olabilmeleri imkanını tanımıştır.

Ama aynı Trabzonspor Kulübü'nun vermiş olduğu yetkileri yanlış yorumlamış olacaklar ki, şikayetci oldukları herkesi suçlu ilan ediyorlar!

Aynı hukuk kurulu Sadri Şener döneminde Recep Tayyip Erdoğan’ı UEFA’ya şikayet edemezken, İbrahim Hacıosmanoğlu döneminde edebilmiştir.

Aynı hukuk kurulu Ersun Yanal’ı şikayet edemezken İbrahim Hacıosmanoğlu döneminde UEFA’ya şikayet etmiştir.

Ama daha önce de söylediğim gibi şikayet edilmesi, bir kişinin suçlu olduğu anlamını taşımaz.

Zaten suçlu ise yönetim kendi ayağına kurşun sıkmaz ve gereğini yapar. Trabzonspor Hukuk Kurulu, adıyla suçsuz olan bir kişiyi ve bu kişi Trabzonspor’un hocası olması muhtemel kişi. Toplumun önüne teşvik aldığı ispatlanmış gibi sunarsan, orada dur derim arkadaş !

Bak ne güzel Trabzonspor Kulübü, babanın çiftliğinde tanınmayacağı özgürlüğü sana sunmuş.

Her önüne gelene dava açabiliyorsun, almışsın arkana Trabzonspor Kulübü desteğini de.

Çıkmış diyorsun ki, “Ersun Yanal karşı dava açmayarak suçluluğunu kabul etmiştir.” Sen bunu Trabzonspor Kulübü’nü temsil eden bir Hukuk Kurulu üyesi olarak diyorsun!

Ayıptır be! Bir adama bakılır adam mı diye, sonra o adamı mahkemeye verip uğraşılır mı? Reklamını yapmaya değer mi? Diye bakılır!

Ersun Yanal’ın mahkemeye vermediği işsiz güçsüz rantçı tayfası, reklam peşindedir ve hocanın mahkemeye vermemesi de çok normaldir. Neden mahkemeye verip adı sanı bilinmeyen kişiler kamuoyundan ekmek yesin. 

Hakkında açılan davalardan ceza almayarak kendini ispatlamış birinin “Bir adamı mahkemeye vermediği için suçlamaları kabul etti” mantığını çözen kişi varsa bana ve Trabzonspor Hukuk Kurulu’na bunu açıklasın.

Şimdi son olarak diyorum ki herkes işine baksın! Hadi naşşşşşş