Sadri Şener döneminde Faruk Özak ile olan bağlar nedeniyle iki ismi de eleştirirdim, kulübün siyasi işlere hiç bulaşmaması gerektiğini, eğer siyasetle transferler gerçekleşecekse hiç gerçekleşmesin 1461 ruhuyla oynarız diyordum.

Ama öyle ama böyle sonuç olarak, Trabzonspor büyük bir borç batağına girdi ve kongre kararı alındı. Sonuçta Sadri Şener’in Türkiye Kupası ve Lig Şampiyonluğu karnesiyle başarısız bir başkan olduğu söylenemez. Ama kulübü mali anlamda öyle bir sıkıntıya sokmuştu ki, tutar dalı yok! Olmadığı içinde istifa kararı alarak görevi bırakma kararı aldı.

Trabzonspor’a talip olan isimlerin hepsi kulübün borcunu öğrendi ve ona göre seçim çalışmalarına yol verdi. Bizimde destek verdiğimiz Hacıosmanoğlu Başkan seçildi. Kulübü siyasete bulaştıracak diye düşündüğümüz Usta ise az farkla kongreyi kaybetti.

Sonra ne oldu?

Seçimi kaybetmesine rağmen, seçim öncesinde her türlü siyasi karalamayı yaptığımız Muharrem Usta siyasetten destek almadan Trabzonspor’a katkı sağladı.

İbrahim Hacıosmanoğlu ve yönetimi ise kendi cebinden Usta kadar katkı sağlamadı.

Usta’nın verdiği paranın dönüşü olmayacak çünkü Basketbol takımı tamamen bağışlar ile ayakta duruyor ve geliri çok az. Ama Hacıosmanoğlu ve yöneticilerin verdiği ödemelerin büyük kısmı kulüp tarafından geri ödenecek.

Gelelim bugüne;

Hacıosmanoğlu’nu siyasete bulaştırdığı için her zaman eleştirilerimizi yapalım. Bu her Trabzonspor taraftarının en doğal hakkıdır.

Ama son günlerde yaşanan operasyonlarda en masum olan TRABZONSPOR ismidir.

En büyük suçlu Sadri Şener’dir. Trabzonspor’u işin içinden çıkılamaz bir borç batağına sürükledi. Sonrasında borcu bile bile göreve gelen Hacıosmanoğlu, kulübün zorluktan çıkması için siyasi kanalları kullanmayı denedi. Bu kanalları da Sadri Şener gibi derinden değil, Türkiye’nin gündemine oturacak şekilde kullanmayı denedi.

Trabzonspor Başkanı Hacıosmanoğlu, siyaset ile bu kadar görüntü verdiği için yapılan soruşturma doğal olarak Trabzonspor ismine de leke sürüyordu.

Her zaman eleştirdiğimiz ve eleştireceğimiz Bakan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar ise bu süreçte Trabzonspor’un borcunu kapatmak için az kalsın ceza evine girecekti. Hatta büyük olasılık ile babasını da bakanlıktan etmiş oldu. Bu olaya birde bu açıdan bakılması lazım.

Allah’a şükürler olsun ki, Abdullah Oğuz Bayraktar tutuklanmadı. Bu duruma gerçekten Trabzonspor’u siyasetin üstünde görenler sevinmeli. Sevinmeyenlerin ise amacı yine siyasettir.

Tutuklansa idi, TRABZONSPOR ismi bu soruşturmada sıkça geçecek ve büyük sıkıntılar yaşayacaktık.

Ama görüyorum ki, sosyal medyada siyasi görüşü TRABZONSPOR isminin üstünde olan arkadaşlar var. Akparti ve Hacıosmanoğlu zarar görsün de TRABZONSPOR ismine leke sürülürse sürülsün. Ne olursa olsun diyerek hareket etmek neyin nesidir?

Trabzonspor’da bugünlerin sorumlusu önce Sadri Şener’dir. Sonra Hacıosmanoğlu’dur.

Ama başkanlar hata yapar ve giderler. TRABZONSPOR ismi milyonlarca taraftarıyla hep aynı kalacaktır. Ayakta kalmalıdır.

Allah, Trabzonspor’umuzun başına siyasetten bugün olduğu gibi para beklemeyen başkanlar nasip eder inşallah…

Bu korku hem bana hem Trabzonspor camiasına yeter ve artar.

Trabzonspor şampiyon olur ama tarihe sürülecek leke bir ömür boyu temizlenmez...