CHP İl Başkan Vekili Celal Akaç, yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi:

"TMMOB Trabzon İl Koordinasyon Kurulu halkımızı yine şaşırtmaya devam ediyor.

Nedeni ne olursa olsun, hangi hukuka, yasaya dayalı olursa olsun bir çevre katliamının devamı haline, birçoğunun kuruluş kanunu, ilgili yönetmeliklerinde açıkça belirtilmiş olmasına rağmen zorlama açıklamalara neden girilir, anlaşılır gibi değildir.

Sorsanız kanunlar çerçevesinde yorum getirdik diyecekler.

Biraz mevzuat bilen kişileri de acı acı güldürecek, zoraki bir değerlendirme ile mefta haline dönüştürülen Çamburnu Milli Park alanındaki katliama yönelik  ‘ne şiş yansın ne de kebap’ misali değerlendirme  yapılıyor.

Bugüne kadar vekilimiz Sayın Haluk Pekşen’in her boyutu ile ülke gündemine mal ettiği bu konu hakkında TMMOB İKK‘nun açıklaması, ilgili mevzuatın kenarından dolaşılarak yapılan, zoraki bir değerlendirme olarak görülmektedir.

Bilindiği üzere, söz konusu alan, Milli Parklar bünyesinde yer alan Çamburnu mevkiinde, 5.1 hektarlık bir sahadır.

Tabiat parkları vaziyet planları düzenlemesiyle Milli, parklar yönetmeliği hükümleri doğrultusunda şahıslar veya tüzel kişiliklere kiralanabildiği bilgimiz dahilindedir.

İlgili yönetmeliğin 18.maddesine göre, orman içi dinlenme yeri planları, orman içi dinlenme yeri kriterleri ile sahanın rekreasyonel ve estetik değerlerinin yıpratılmadan kullanılması, gerekmektedir.

Ortaya çıkan bu günkü durum ile ilgili kamuoyuna yansıyan görüntülere bakıldığında, 'yıpratılma' yok mudur?

Yoksa bu konu da ‘bir kereden bir şey olmaz’  mantığı ile mi yorumlamak durumundayız?

Burada tabiat parkı düzenlenmesine aykırı olarak motel tarzında hantal ucube görünümlü bir proje düzenlenmiştir. İnşaatın yapım aşamasında ağaçlar kesilerek yeni yollar yapılmış doğal yapı tamamen tahrip edilmiştir.

Projeyi kim hazırlayıp, kim onaylanmıştır?

Bunun ranta yönelik bir proje olduğu açıktır. Oysa burada yapılması gereken doğal yapı bozulmadan patika yollarla ulaşılabilen, mevzuatta da tarif edildiği üzere bungolov tipi basit yapılardır.

İlgili yönetmeliğin tesis ve düzenleme başlıklı 20. Maddesine göre milli park ve tabiat parkı alanlarında lokanta, kafeterya, büfe, kır gazinosu gibi tesislerin yapılabileceği ifade edilmesine karşın, alan estetiğini bütünüyle bozan sanat yapıları (duvar vb.), araç geçişi için yollar, birden fazla katlı konaklama tesisleri inşa edilmesi, ilgili mevzuatın neresinde vardır?

Ortada kanunların kılıfına sıkıştırılmaya çalışılan bir doğa katliamı vardır. Ne yazık ki bu türden görüntüler yavaş yavaş yayla ve meralarımızda da görülmeye başlanılmıştır.

Yasalar, mevzuatlar, yönetmelikler insan eli ile şekillendirilen, vizyonu yansıtan manzumeler bütünüdür. Herşeyi ekonomik değer olarak gören niyet etrafında şekillenen bu anlayışın ürettiği bütün bu türden mevzuat hukuki olabilir, ancak kamu vicdanında meşruluğu yoktur.

Bizlerin bu sürece bakışındaki temel gaye birilerinin sığ bakışı ile ‘yatırımlara engel olma’ olarak izah edilecek kadar basit bir yaklaşım sonucu değildir.

Bizler, gelecek nesillere yaşanabilir bir kent, ülke ve dünya bırakmak niyetindeyiz. Şahıslar ile hiçbir işimiz olmaz. Zorumuz bu tahribata olanak yaratan kamu alanını meşgul eden zihniyet iledir."

Editör: TE Bilişim