Trabzon Milletvekili Av. Haluk Pekşen, Ordu Milletvekili Seyit Torun, Sinop Milletvekili Barış Karadeniz, Giresun Milletvekili Bülent Bektaş, Samsun Milletvekili Kemal Zeybek, Bolu Milletvekili Tanju Özcan, Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya, Amasya Milletvekili Mustafa Tuncer, Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpçu, Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, Çorum Milletvekili Tufan Köse ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç imzasıyla yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:

"Fındık üreticilerinin uzun zamandır beklediği fındık taban alım fiyatı Giresun kalite fındıkta 10.5 TL, levant kalite fındıkta ise 10 TL olarak açıklandı.

Ancak bu rakamlar beklenenin ve fındık üretim maliyetinin çok altında kalmıştır.

Bu taban fiyatlar fındığın gübre, ilaç ve işçilik maliyetini dahi karşılamamaktadır.

Geçen sene 600 TL olan gübre maliyeti bu sene bin TL’ye, bir kilo ilacın fiyatı 40 TL iken 50 TL’ye çıkmıştır. İşçilik ücreti ise 80 TL’den 100 TL’ye yükselmiştir.

Türkiye’de 700 bin hektar alanda yaklaşık 400 bin çiftçi fındık üretmekte ve fındık üretimi yaklaşık 7 milyon Karadenizlinin hayatını doğrudan etkilemektedir.

Dünyadaki fındık üretiminin yaklaşık yüzde 75’ini Türkiye karşılamaktadır. Türkiye ürettiği fındığın yaklaşık yüzde 70’ini ihraç etmektedir. Bu ihracatın Türkiye’ye yıllık getirisi 2.5 milyar dolar civarındadır.

Bu rakamlar dünya fındık üretiminde ilk sırada olan ülkemizin bu üründen gerektiği kadar katma değer sağlayamadığını ortaya koymaktadır.

Ülke ekonomisine önemli girdi sağlayacak stratejik bir tarım ürünü olan fındığın desteklenmesine yönelik politikalar üretilmemekte ve bu nedenle de hem üretici hem de ülke ekonomisi önemli bir gelir kaleminden yoksun bırakılmaktadır.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın tam da fındık sezonunun ortasında Karadeniz bölgesini ziyaret etmesine rağmen fındık hakkında tek bir kelime dahi etmemesi son derece dikkat çekicidir. Cumhurbaşkanı’nın bu tavrından açıkça anlaşılmaktadır ki, fındık üretimine ilişkin hükümetin hiçbir politikası yoktur.

Nitekim aylar önce parlamentodan geçen ve bazı yatırımların desteklenmesini içeren yasa çalışmalarında fındığın desteklenmesine yönelik bir madde yer almamıştır. İlgili bakanın TBMM’de yöneltilen sorular üzerine verdiği cevaplar AKP’nin başta üreticiler olmak üzere fındık sektörünü desteklemeye yönelik hiçbir politikasının olmadığının açık itirafıdır.

Fiyat belirlenmesinde tarihte ilk kez hasat sezonunun sonu neden beklenmiştir?                       

Rekolte tespit çalışmalarına neden engel olunmuştur?

Fındık üretim ve piyasasının tek bir alıcının tekeline teslim edilmesine karşın neden gerekli ve yeterli tedbirler alınmamıştır?

AKP’nin acilen bu sorulara cevap vermesi gerekmektedir.

AKP iktidarı için fındık üreticisi yalnızca seçimlerde oy veren potansiyel seçmendir. Karadeniz insanının el kapılarına göçe, yoksulluğa ve karın tokluğuna çalışmaya mahkum edilmesi, fındık gibi son derece değerli bir endüstriyel ürünün yabancı tekellere teslim edilmesi planlı bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır.              

Karadeniz’in ormanlarını, yaylalarını, derelerini, madenlerini,  tarihi ve kültürel mirasını yağmalayan AKP şimdi de fındık üreticisinin emeğini, alın terini uluslararası tekeller karşısında korumamakta ve fındık üreticisinin emeğini uluslararası tekellere peşkeş çekmektedir.

AKP uluslararası tekellerin karını artırma pahasına fındık üreticisinin yok olmasını görmezden gelmektedir. Uluslararası tekellerin ekonomik çıkarları doğrultusunda fiyat politikası belirlemekte ve tercihini fındık üreticilerinden değil tekellerden yana kullanmaktadır

Fındığa gerekli desteğin verilmemesi, fındığın kullanıldığı sanayi dallarının teşvik kapsamına alınmaması, düşük fiyat politikası ile sadece oy aldığı Karadeniz halkına ihanet etmiyor. Aynı zamanda fındık gibi katma değeri çok yüksek olan, stratejik ürün sayılan bir sanayi ürününü uluslararası tekellere teslim ederek Türkiye'nin büyük bir katma değer elde etmesini de engelleyerek ülkeye de ihanet ediyor.

Özellikle fındık üretimi ve piyasası konusunda Cumhuriyet Halk Partisi’nin ısrarla ve kararlılıkla yürüttüğü uyarıcı ve yönlendirici politikaların bir kez daha haklı çıktığını vurgulamakta yarar görmekteyiz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin FINDIK ÇALIŞTAYLARINDA ortaya koyduğu politikaların ve uyarıların ne denli isabetli olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Çalıştaylarda yer alan uyarı ve önerilerin henüz mürekkebi kurumadan gerçekleştiğini görmek son derece üzüntü vericidir.                       

Fındık üreticisini yalnızca oy veren seçmen olarak görüp göç ve yoksulluğa mahkum eden bir siyasal anlayışa karşı etkin bir mücadele yürüteceğimizden hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

Bizler Karadeniz Bölgesi illerinin milletvekilleri olarak fındık üreticisini yoksulluk ve umutsuzluğa teslim eden AKP politikalarına karşı her zaman olduğu gibi kararlılıkla mücadele etmeye devam edeceğiz."