Soylu, Memur-Sen Trabzon İl Başkanlığı ziyaretinde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin önemli bir seçim geçirdiğini, demokrasinin bir kullan at rejimi olmadığını belirtti.

Süleyman Soylu, ”Demokrasi kadifelere sarılmış bir inci gibidir. İstismara gelmez ve kullan at rejimi değildir. Kendisi konusunda eğer bir istismar olmuşsa bunu da çok yakın bir süreç içerisinde deşifre eder ve ortaya koyar. Çünkü demokrasi milletin kendisini muhafaza edebileceği, anlatabileceği, otoriteler karşısında ezilmeyeceği, masada kendi kişisel haklarını, insan olmaktan kaynaklanan erdemlerini ortaya koyabilecek en önemli sistemlerden bir tanesidir” diye konuştu.

”Demokrasiyi truva atı olarak kullananlar, ajanlarını harekete geçirmişlerdir”

Türkiye’nin önemli adımlar attığını anlatan Soylu, şöyle devam etti:

”Bunların her birisini birlikte yaşadık ve gördük ama anlaşılıyor ki gerek içeriden ve dışarıdan bu milletimizi millet yapan ve zenginliğimizi oluşturan unsurları, bir zenginlik unsuru değil bir ihtilaf unsuru olarak kullanmak isteyenler gene boş durmadılar. Bu planlamaları yapanlar aslında samimiyetle birlik ve kardeşlik sürecinin yürütüldüğünü görüyorlardı. Bu planları yapanlar yine çok uzun zamandan beri insanların derdine merhem olabilecek bir sürecin yürütüldüğünü de görüyorlardı. Yıllardır bu ülkenin bir takım sorunlarına, derdine merhem olabilecek bu süreci baltalamaya çalışanlar demokrasiyi bir truva atı olarak kullanmışlardır. Türkiye’nin 21. asırda atmış olduğu bu cesur, demokratik adımları maalesef engellemek için bu ülkenin kardeşliğini, kardeşliğinden elde edeceği ekonomik gelişmeyi ve güçlenmeyi engelleyebilmek için demokrasiyi truva atı olarak kullanmışlardır.”

”Demokrasiyi truva atı olarak kullananlar, ajanlarını harekete geçirmişlerdir” ifadesini kullanan Süleyman Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:

”Demokrasinin altın bir kuralı var. Çirkin emelleri için kendisini truva atı olarak görenleri affetmez ve bu konuda kendi değerlendirmesini, bir daha silmemek üzerine oraya koyar ve tarihe de not düşer.”

”İşin başında ortaya koyduğumuz irade ile bugünkü irade arasında hiçbir fark yoktur”

Soylu, hükümet kurma sorumluluğunun da AK Parti’nin üzerinde olduğunu vurgulayarak, ”Biz elbette tek başına iktidar olmak isterdik. Şimdi çok daha rahat anlıyoruz ki geçtiğimiz 13 yılda Türkiye’nin en büyük diğer ülkelere göre görece üstünlüğü tek başına iktidardır” dedi.

Tek başına iktidarın önemine de değinen Soylu, şunları anlattı:

”Türkiye açısından elbetteki bunun olmaması muhakkak eksiklik ortaya koyar ama siyasi partilerin, heyetlerin temel görevi bunu en aza indirip, yine milletimizin bundan istifade edebilmesini sağlayabilmektir. İşin başında ortaya koyduğumuz irade ile bugünkü irade arasında hiçbir fark yoktur. Yine bu iradeyi şekillendiren milletimizin talimatıdır. Milletimizin talimatı dışında bir talimatla hareket etme şansımızda, böyle bir eylem planımızda mümkün değildir. Gerek siyasi partilere yaptığımız ziyaretler, gerek hükümet kurma görüşmeleri konusunda ortaya koyduğumuz adımlar, bizim irademizin bir tecellisi olarak ortada durmaktadır. Medya üzerinden bu konudaki samimiyetimizin sorgulanması benim kanaatime göre bir kurgudur.”

”Türkiye bu tuzağa en zayıf anında bile düşmedi”

Soylu, son günlerde gerçekleşen operasyonlara ilişkin ”Suruç’ta bir katliam yaşandı. Devleti yönetenler, sizin ve bizim en temel korkularımızdan birisi sivillere yapılacak saldırıdır. Bu bir devletin en zayıf noktasıdır. Aynı düşünceye sahip olmayabilirsin, aynı düşünceyi paylaşmayabilirsin ama bir canın ortadan kaldırılması, bir devletin ve bireyin en temel korkularından bir tanesidir” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin uzun zamandır etrafındaki coğrafyalarda yaşanan bir kısım olaylarla bir araya getirilmek istendiğini savunan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Ortadoğudaki istikrarsızlığı Türkiye’ye sızdırmaya çalışıyorlar ve Türkiye’yi istikrarsızlığın bir coğrafyası haline getirmeye çalışıyorlar. Bunun içeriden, dışarıdan kurgucuları söz konusudur ve bu devam ediyor. Buradaki en önemli meselelerden bir tanesi uzun zamandır Türkiye’yi DAEŞ’le aynı fotoğraf karesi içine yerleştirmeye çalışıyorlar. Buradaki fotoğraftaki amaçları Türkiye’nin demokratik, siyasal ve istikrar meşruiyetini ortadan kaldırmaktır ve Türkiye’nin son 13 yıldır elde ettiği gücü, tasnif etmektir.”

Süleyman Soylu, Türkiye’nin bu tuzağa en zayıf anında bile düşmediğini vurgulayarak, ”Suruç’taki hadiseden sonra da Türkiye’yi terör örgütü DAEŞ’le bir fotoğraf karesine yerleştirmek isteyenlerin iştahı kabardı ve Türkiye Cumhuriyeti gibi büyük bir devleti terörle iş birliği yaptığı suçlamasıyla karşı karşıya bırakmışlardır. Bizim ülke olarak böyle bir zan altında kalmamız, böyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değildir” diye konuştu.