Afganistan’dan 17 önce İran’a 2 yıl önce de türlü zorluklarla Türkiye’ye gelen ve Trabzon’a yerleşen Afganistanlı yönetmen Abbas Mohammadi, eşi, oğlu ve Afgan mültecilerin desteği ile Trabzon’da Afgan mültecilerin dramını ve insan kaçakçılığını konu alan bir film çekti.

Yaşanmış bir hikayeden hareketle çekilen filmde insan kaçakçılığı ve Afgan mültecilerin dramının yanı sıra organ mafyası ve madde bağımlılığı konularına da vurgu yapılıyor.

Abbas Mohammadi (37) Taliban’ın neden olduğu iç savaş nedeniyle 1998 yılında Afganistan’ın Mezar-ı Şerif kentinden henüz 15 yaşında ailesi ile birlikte türlü zorluklarla İran sınırını geçerek Maşhad kentine yerleşti. Burada 6 yıl sinema eğitim alan Mohammadi, ilk filmini de burada çekti. Sovyet-Afganistan Savaşı’nı anlatan ve bir Afgan annesinin dramını konu alan ’Anne’ isimli filmin ardından Mohammadi’nin sinemaya olan tutkusu hiç bitmedi. Ekonomik sorunlarla boğuşan Mohammadi, ailesi ile birlikte 2 yıl önce de Maşhad’dan yine türlü zorluklarla Türkiye’ye gelerek Trabzon’a yerleşti.

Erdoğdu mahallesinde bir ev kiralayan ve 3’ü kız 3’ü erkek 6 çocuğu ile bu evde yaşayan Abbas Mohammadi, ülkesinden önce İran’a buradan da Avrupa’ya gitmeye çalışan Afgan mültecilerin yaşadıkları dramları ve insan kaçakçılarının acımasızlıklarını gözler önüne sermek için 1,5 yıl önce 2. filmi ’Sessiz Gözyaşları’nı çekmek için hazırlıklara başladı. Filmin yapımcısı, senaristi, yönetmeni ve oyuncusu olan Abbas Mohammadi en büyük desteği ise ailesinden ve Trabzon’da kendisi gibi mülteci olarak yaşayan Afganlar’dan gördü.

TRABZON’UN ÇEŞİTLİ YERLERİNDE 1,5 YILDA ÇEKİLEN FİLMDE 100 AFGAN MÜLTECİ ROL ALDI
Filminin çekimleri için gerekli izinleri ve bürokratik işlemleri Trabzon’daki Afganistan Hazaraları Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Muhammet Gül üstlenirken, 100 kişilik oyuncu kadrosu yine Afgan mültecilerden oluştu. Mohammadi’nin tek kamera ile gerçekleştirdiği filminin çekimlerinde kameramanlığı ve montajı 20 yaşındaki oğlu Rouhollah, ışıkçılığı eşi Habibe (35) ve minik oyunculuğunu ise 6 yaşındaki kızı Freşte Mohammadi yaptı. Çekimler sırasındaki yemek sorununu da yine eşi Habibe Mohammadi, 2 kızı ile birlikte üstlenirken, zaman zaman 100 kişiyi bulan oyuncu kadrosuna yemek hazırladı.

Trabzon’un bir çok noktasında çekilen film 1,5 yıl sonrasında tamamlanırken, filmde Afgan mültecilerin dramının yanı sıra organ mafyası ve madde bağımlılığı konularına da vurgu yapıldı.

Filmin yönetmeni Abbas Mohammadi, filmin Afganistan’dan son 20 yılda yurt dışına çıkmak zorunda kalan sığınmacı ve mültecilerin dramının anlattığını söyledi. Mohammadi, “Ülkelerinden çıkmak zorunda kalan Afgan mültecilerin yolda karşılaştıkları sıkıntıları, insan kaçakçıları tarafından yapılan kötü davranışları, parasını ödeyemeyince organı alınan, uluslararası organ mafyasının ve insan tacirlerinin eline düşen arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin dramını anlatmaya çalıştık. Aslında bir şekilde mülteci olmuş Afgan ailelerinin sorunları dile getirdik. Ve bunları bir sinema filmi ile anlatalım istedik. Filmi, insan tacirlerinin tuzağına düşerek Afganistan’dan yurt dışına özellikle de son dönemde Avrupa’ya gitmek için yola çıkanların bir kez daha düşünüp yola çıkmamalarını sağlamak ve yolda başlarına gelebilecek sorunlara dikkat çekmek için yaptık" dedi.

Filmin senaryosunun ve hazırlıklarının 6 ay sürdüğünü geri kalan 1 yılda da filmin çekimlerinin tamamladıklarını kaydeden Mohammadi "Filmde profesyonel oyuncumuz yok. Hepsi sığınmacı vatandaşlar. Ailemle birlikte bu filmi yapmaya çalıştım. Trabzon’da bulunan sığınmacı arkadaşlardan da yardım aldık. Yol boyunca karşılaştıkları insan kaçakçılığı, ikinci, üçüncü sınıf insan muamelesi görmeleri, organ mafyaları, yetim ailelerin sıkıntıları anlatıldı. Kimseden maddi destek almadık. Kendi imkanlarımızla bu filmi yaptık. Filmin çekimlerinin uzun sürmesinin sebeplerinden bir tanesi de budur. Çünkü tek kamera var ve bir sahneyi 5-6 açıdan çekmek zorundasınız. Bu tabi zaman aldı” ifadelerini kullandı.


ORGANLARINI VE PARMAKLARINI KAYBETMEYENLER, YOLDA HASTALIKTAN ÖLMEYENLER ŞANSLI
İnsan kaçakçılığının bugün sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın sorunu olduğunu ifade eden Mohammadi "Afganistan’dan bugün Türkiye’ye gelmek isteyen Afganlılar önce İran’a geçmek için 2 bin dolar, oradan Türkiye’ye geçmek için yine 2-3 bin dolar, Türkiye’den de İtalya veya Yunanistan’a geçmek için yine bu kadar daha para ödemek zorunda. Bu paraları ödeyebilenler ve yolda başına bir şey gelmeden, hastalıktan ölmeden, organını veya parmaklarını kaybetmeden istediğini ülkeye gidebilenler çok az. Bu yollarda bir çok dramlar yaşanıyor. Hepsi ayrı birer film konusu. Filmimiz Türkiye’ye kadar süren yolculukta yaşanan sorunları konu alıyor. Bu filmin 2.’sini de çekmek istiyorum. O da Türkiye’den Avrupa’ya geçişte yaşanan sorunları konu alacak. Ancak bunun için ciddi bir bütçe gerekli. Eğer destek olunursa biz bunu daha net olarak herkese anlatabileceğiz. En büyük sorun insan kaçakçılığının insanları kandırarak yola çıkartmaları. Daha güzel bir hayat vaadinde bulunarak daha rahat bir hayat şartlarının Avrupa’da ve ya başka ülkelerde olduğunu anlatarak insanları kandırıyorlar. Sonuç çoğu zaman hüsran oluyor. Bizim bu film sayesinde anlatmaya çalıştığım şey aslında insanların vatanlarını terk etmemeleri" diye konuştu.

Mohammadi, herşeye rağmen Türkiye’ye büyük minnet duyduklarını belirterek Türkiye’nin Afganlılar’ın ve Hazara Türkleri’nin 2. vatanı olduğunu söyledi. Mohammadi "Türkiye’de binlerce Afganlı ve Hazara Türkü var. Bunlar sanki kendi vatanlarındaki gibi yaşamlarını devam ettiriyorlar. Türkiye herkese yardımcı olmaya çalışıyor. Şimdi de Suriyeliler’e kucak açtılar. Allah Türkiye’den ve yöneticilerinden razı olsun" diyerek teşekkürlerini iletti.

Editör: TE Bilişim