Hürriyet'te yer alan habere göre Trabzon Emniyeti, 2009 yılında fuhuş yaptırıldığı ihbarı üzerine C.Ç.’e ait oteli bastı. Otelin 105 numaralı odasında seks işçisi olarak çalıştırılan Özbekistanlı S.U. ve N.S. ile bir miktar prezervatif ve hesap defterleri bulundu.

Ülkesinde hemşirelik yaptığını belirten S.U. ve terzilik yapan N.S., komşuları olan Nodıra Turdibaeva’nın yönlendirmesiyle Türkiye’ye geldi. İki kadının ifadesine göre Turdıbaeva, “Ben Trabzon’da garsonluk yapıyorum. Ayda 1000 dolar kazanıyorum. İsterseniz sizlere de iş bulabilirim. Yol parasını ben karşılarım” dedi. Teklifi kabul eden iki kadın, Taşkent’ten İstanbul’a, İstanbul’dan Trabzon’a uçtu.

Trabzon’da Güney Otel’e gelen iki kadın, patron C.Ç. tarafından alıkondu. İddiaya göre C.Ç., “Sizleri Türkiye’ye getirmek için çok para harcadım. Bana 5 bin dolar borcunuz var. Bu parayı otelde fuhuş yaparak ödeyeceksiniz” dedi. İki kadının itirazlarına karşılık otel sahibi, “Çok fazla polis tanıyorum. Beni şikayet etseniz de size kimse inanmaz. Bana birşey olmaz” dedi. Bunun üzerine 40-50 TL karşılığında fuhuşa başladıklarını kaydeden iki kadın, “Kazandığımız paraları O'na veriyorduk. O da bize sadece yemek parası veriyordu” dedi. Tanık olarak dinlenen bir çalışan da otelde fuhuş yaptırıldığını dile getirdi.

Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sekiz yıl önce açılan dava 21 Mart’ta karara bağlandı. Mahkeme; Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 227/2. maddesi gereğince ‘fuhuş için yer temin etmek ve fuhşa aracılık etmek’ suçlarından C.Ç.’e 6 yıl hapis ve 100 TL para cezası, TCK’nın 80. maddesi gereğince ‘insan ticareti’ suçundan 13 yıl 4 ay hapis ve 160 TL para cezası verildi. Sanık Nodıra Turdibaeva’ya ise ‘insan ticareti’ suçundan 13 yıl 4 ay hapis cezası ve 160 TL para cezası verildi. Bu arada, sanık Turdıbaeva’nın ülkesine döndüğü için bulunamadığı anlaşıldı.

Uluslararası Göç Örgütü (IOM) adına S.U.’nun avukatlığını üstlenen Ahmet Toköz, yaptığı açıklamada “2009 yılından bu yana mağdurlar için adalet arıyoruz. Sonunda faillerin cezalandırılmalarına karar verildi. Ancak ağır cezalara rağmen haklarında tutuklama kararı çıkarılmadı. Tutuklama talebiyle istinafa başvurduk” dedi. İnsan ticaretinin Türkiye için kanayan bir yara olduğunu ifade eden Toköz, “Türkiye’nin hem kendi vatandaşlarının hem de Türkiye’de yaşayan mültecilerin yaşama hakkı; zorla çalıştırma, zorla fuhuş yaptırma, organ ve doku ticareti çeteleri eliyle tehlike altında. Bu karar çaresizlikle boğuşan mağdurlar için geç de olsa bir umut olabilir” diye konuştu.