İlk yarısının çöpe gittiği koskoca bir kırk beş dakika sonrası, soyunma odasında Rıza hoca gerekli ve yerinde uyarıları yaparak zorda olsa kendisi için çok elzem bir galibiyeti daha Trabzonspor’un artı hanesine yazdırmayı beceren hoca ve sevgili talebelerini kutluyorum…



Şimdi eminim ki birçok Trabzonsporlu futbolsever gözlerini kapatıyor ve bunun bir rüyamı yoksa gerçek mi olduğuna karar vermeye çalışıyor…

Yok eğer o kötü giden sekiz haftalık periyot sürüyorsa bu rüya olarak kalsın ve bu uykudan hiç uyanmayalım, yok eğer bütün bunlar gerçekse o zaman hiç uyumayalım ve bu an hiç bitmesin diye dua edelim diyorlardır..



Sahiden de öyle sevgili dostlar.

Şu son sekiz haftalık periyota bakınca gerçekten o ilk sekiz haftalık periyotla aradaki fark gece ve gündüz gibi…



Onu diyorum ya; Rıza Çalımbay ile Trabzonspor gerçekten de o masaldaki gibi ‘’ Harikalar Diyarında ‘’



Zirvede kendisinin adını anmak istemeyenlere inat bu akşam kendisi için bıçak sırtı bir sınavı daha hakkıyla geçmesini bildi…



Hepinizin malumu geçen sezon ligde korkulu bir doksan dakika sonrası ligde kalan Bursaspor bu akşam Trabzonspor için ‘’ beşte beş ‘’ yapmış olmasının anlamını pekiştireceği mükemmel bir sınavdı gerçekten.



Rıza Çalımbay’a bir yerlerden tanıdık gelen Paul Le Guen ile haklı bir ivme yakalayan Bursaspor geçen hafta kendi evinde pozisyon bulamayan Fenerbahçe’ye talihsiz bir şekilde yenilmişti.

Ligimizin en çok top tutan ve en az top kaybeden takımı olma unvanına sahip Bursaspor karşısında, ligimizin en çok pozisyona giren Trabzonspor’unun yapacakları ayrıca önem arz ediyordu.



İlk yarı çöpe gitti derken yazımın başında, bu tezim Trabzonspor adınaydı.

İlk yarı ne yaptığını bilen bir Mösyö Le Guen takımı vardı sahada.

Saha içinde Trabzonspor’a göre sahayı daha derli toplu kullanmasını bildi.

Bu aslında tam bir deplasman takımı oyun şekli  olmasının yanında Trabzonspor’a olan saygısının da bir göstergesiydi Bursaspor adına.





İkinci yarının başında oyuna olan ağırlığını skora odaklı bir performansa dönüştüren Yusuf Yazıcı takımı adına kilidi açan oyuncu oldu.



İşte bu gol ile Trabzonspor’un oyuna ağırlığını koyması, rakibinde o ilk yarıdaki yenilmemek üzerine olan planlarının en azından yenilen gol sonrası beraberliğe odaklı istemi eklenince, ilk yarıya göre oldukça zevkli bir ikinci yarı izledik.



Abdülkadir Ömür’ün her hafta oyun içinde daha fazla sorumluk alması, Okay Yokuşlu’nun oyunun her iki yönündeki o emniyet sübabı görevini muhteşem ifa etmesi, Hubocan ve Peraira’nın muhteşem hırslı oyunları bu akşam bütün Trabzonsporlulara mutluluk getirdi…



Burak Yılmaz ve Yusuf Yazıcı ile kaçan mutlak goller dışında, bana göre çok talihsiz bir gününde olan hakem Halis Özkahya beyin görmeyerek değil, görerek vermediği penaltılar eğer ki maç bu skorla bitmeseydi, bu akşam bizler maçı yorumlarken yönetimde çok başka şeyleri yorumlayacaklardı.



Yani dememiz o ki, Yusuf Yazıcı attığı bu müthiş golle sadece Trabzonspor’u zirveye bir adım daha getirmekle kalmadı, karşılaşmanın Hakem Triosunu da başta Sn Özkahya olmak üzere kurtarmış oldu…

Özellikle o son pozisyon, yani rakip savunma oyuncusunun gelen topu görerek yere yatıp koluyla çelmesi, dünyanın her yerinde bana göre penaltı olmalıdır diye düşünüyorum…



Lakin son yıllarda nedense Trabzonspor’a hakemler üzerinden hakkını yeme geleneği yine süredursun, lig ve Türkiye Kupasında yoluna emin adımlarla ilerleyen bu gücü yolundan kimse döndüremeyecektir.

Çünkü taraftarıyla bütünleşmiş bir Trabzonspor’un önünde hiçbir engel duramaz, duramadı da hattı zatında…



Evet sevgili dostlar.

Trabzonspor hatırlamak bile istemediğimiz kabus dolu günlerden hızla uzaklaşmasını bildi.

Rıza hocanın dediği gibi, kimlerin oynadığı değil, oynayanların ne yaptığının elzem olduğu bir geçiş dönemini devre arasına kadar en az kayıpla atlamak birincil hedefimiz olacaktır dedi ve dediklerini bizim beklentilerimizin bile üzerinde yerine getirdi.

Şimdi kaldı birrrr…

Yani Karabükspor maçı…



Trabzonspor en son ‘’ beşte beş ‘’ ne zaman yaptı, ben şahsen şu an hatırlamıyorum…

İşte şimdi ‘’  altıda altı‘’ yapma zamanı, işte bunu hep birlikte şahit olmamıza az  kaldı…

Sahiden de;

O zaman bu zaman neden olmasın…?...



Hasan Akbaş

Haberts