Hedeflerin en büyüğü konularak gelindi. 50. Yılda şampiyonluk.

Bunu dikkatli zihinler tüm Trabzon’u süsleyen bilbordlardan anlayabilirlerdi, bildiler ki bilbordlar gerçek olacak.

Onlar kampanyaydı, oysa.

Hedef koltuktu dert ise itibar kazanmaktı.

Evet, Muharrem Usta yönetimi geçen iki yılda itibar kazandı mı? Tartışılır ama. Trabzonspor büyük yaralar aldı. Ekonomik tablolar her zaman düzelir; çünkü Siyasetin Ülke’nin Trabzon şehrine ihtiyacı var.

Fakat tarihi ağır yenilgiler, ağır yaralar olarak kalacaktır.

Basın ve sosyal medya algısı ile Trabzon Şehri iki yıldır uyutuluyor veya şehir uyumak istiyor bu da tartışılır.

Transfer için neden ferimiz yok bu soruyu kendinizi sordunuz mu?

Hayır! Çünkü Sosa’nın derbideki hırsı bir hafta uyumamıza yetki.

Oysa Trabzonsporlu eskiden hiçbir gündeme kapılmaz kendi gündemini tayin ederdi.

Ne oldu da değiştik.

Aslında değişmedik, kendimizi unuttuk.

Özümüze dönüp, kendimize sahip çıkalım. Abdulkadirler, Yusuflar ve niceleri bizim tek çıkış yolumuzdur.

Şenol Güneş’in bir sözü var benim bir yazımdan etkilenip söylemiştir.

“ Bu Ülke’nin aydınları feneri insanımızın gözüne tutarlar, aydınlanmasınlar diye “

Şimdi Muharrem Usta zeki bir insansın önümüzü açmayı hiç denemedin, keser gibi hep kendine yonttun!

Köprüden önce son çıkış hakkın bence kalmadı ama;

Bari giderken feneri önümüze tut; şu kulübe bir proje sun!



Bugüne kadar Trabzonspor kulübünü hep idare ettiniz, kalan günlerinizde yönetin.

Bir de koltuğunuza güç verin hep güç almayın makamdan.

İyi anılmak için güzel bir son bulun…

Ne demiş almanlar;

“ Ende gut alles gut “ çevirisi “ Sonu iyi olan her şey iyidir “