Trabzonspor Ortak Aklı Söyleşiler projemizde taraftar gurupları yada Trabzonspor’un önde gelen sivil toplum örgütleri liderleri ile yapacağımız söyleşilerin ilkini 1967 Trabzonlular Derneği Başkanı sayın Alaattin Hatayoğlu ile gerçekleştirdik.  Sayın Hatayoğlu Trabzonspor camiasının en büyük sorununu Trabzonspor tarihinin politize olmuş en uç dönemini yaşıyor olması olarak açıklıyor.  Ikinci en büyük sorunun da camianın her kesimine hakim olmuş bölünmüşlük olarak ekliyor. 

Bu söyleşiyi benim adıma sevgili Hakan Er (TayfaHaber.com) kardeşim yapmıştır.  Bu güzel söyleşi için her ikisinede çok teşekkürler.

 1. Sizce bugünkü yönetimin en büyük hatası nedir?

Olağanüstü kongrede beş liste yarıştı. O dönemde de ben beş başkan adayının da Trabzonspor'u taşıyamayacağını noktasında tavrımı koymuştum. Geçen dönemle ilgili biz dernek olarak bu beş adayın tümüne de destek vermedik. Hatta İbrahim Hacıosmanoğlu'nun bu kulübe başkan olursa Trabzonspor için facia olur ifadelerini seçilmeden evvel ona oy verenlerin yüzlerine söylemiştim.

İbrahim Hacıosmanoğlu iki yılı aşkın süredir görevi başında ve beni hiçbir zaman yanıltmadı. Çünkü yönetim anlamında yaptığı eylemlerin, Trabzonspor'u ne duruma getirdiğini herkes gördü. Ne kadar hazırlıksız olduklarını, kulübü hiç bilmediklerini, Trabzonspor'a başkanlık, yöneticilik yapmanın ne olduğunu bilmediklerini daha gelir gelmez belli etmişlerdi.

Şuursuzca yapılan teknik direktör değişiklikleri ve daha sonra ''Biz geldiğimizde Aziz Yıldırım o koltukta bile oturamayacak'' tarzındaki sokak üslubuyla konuşmalar hayret ettiren cinstendi.

Göreve geldiği zaman ''kupayı alacağız'' diyen İbrahim Hacıosmanoğlu, kupamızı verdirmeyen siyasetin bir numarası, o gün ki Başbakan, bugün ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın miting otobüslerine çıktı. Bunun ne anlama geldiği açık ve net ortadadır. Bugün Türk futbol tarihinde bir kulüp başkanı bırakın başbakanı bir siyasi partinin mitingine ne katılmıştır ne de seçim otobüsüne çıkmıştır. Trabzonspor'u kurumsal olarak temsil eden bir başkanın veya yöneticinin bir siyasi partiden yana tavır koyması doğru değildir. Bunları yapan Hacıosmanoğlu, beceriksizliğini yaptığı fuzuli transferlerle de gözler önüne serdi. Trabzonspor'un parası bu anlamda çarçur edildi. Genel olarak bunlar İbrahim Hacıosmanoğlu'nun yaptığı kabul edilemeyecek türden olan büyük hatalardır.

2. Sizce bugünkü  yönetimin yaptığı en güzel iş nedir?

İbrahim Hacıosmanoğlu'nun göreve geldiğinden beri söylediği bir söylemi var. ''2010-11 sezonunun şampiyonu Trabzonspor'dur. Fenerbahçe şike yapmıştır. Bunu kabul etmeyenler namussuzun dikalasıdır.'' ifadesi bana göre göreve geldiğinden beri söylediği en önemli sözdür.

3. Sizce bugünkü  yönetim ve başkan Şike mücadelesini yürütebilecek güce ve inanca sahip mi?

Trabzonspor'un şike mücadelesi bence Sadri Şener dönemi de dahil, bu dönemde gerçek anlamda yapılmadı. Siyasetin izin verdiği ölçüde bir takım eylemlerin içine girildi. Bunların tamamen göstermelik eylemler olduğunu düşünüyorum. Zaten siyasete biat ederek  nasıl mücadele gösterebileceksiniz ki ? Açık ve nettir. Trabzonspor'un kupasını verdirmeyenin iktidarın olduğu. Siyasetin bu işe müdahil olduğu bir yerde sizde o siyasete biat ederseniz emir kulu olursunuz. Onun için şikeyle mücadele gücünün şu an için mümkün olmadığını düşünüyorum.

4. Trabzonspor’un şu anki yonetim krizinin sebepleri nelerdir ve bu krizden cıkmanın sizce en etkili yolu/yolları nedir?

Göreve geldiklerinde toplam 21 yönetici vardı. Bunların 11'i istifa etmiş ve yedeklerle beraber 10 kişi kalmış sadece. Göreve geldiklerinde o kadar beceriksiz bir yönetim ki, 6 teknik direktör değiştirmiş. 50-60 futbolcu transfer edilmiş. Borç 400-500 milyon civarına gelmiş. 2 yıl sonra geri ödemeli kredilerle beraber ceplerine koydukları parayla kulübü idare etmişler. Trabzonspor gerçekten facia bir yönetime sahip. Yaptıkları hiçbir şeyin mantıklı bir açıklaması yok. Kısacası Trabzonspor kötü günler yaşıyor. Umarım o kötü düşündüğümüz olasılıkların hiçbiri gerçekleşmez. Bir an evvel bu yönetimden kurtulur idealistçe bu işte mücadele edecek başkan ve yönetim ekibine kavuşuruz. Kurtuluşumuz ancak böyle mümkün olabilir.

5. Trabzonspor camiasının güçlerini birleştirebilmesi icin hangi somut adımlar atılmalıdır?

Trabzonspor acilen Trabzonspor'u taşıyacak yetenek bilgi ve beceride ve fedakarlık yapabilecek bir başkan ve yönetim oluşturulmalı.

6. Kongrede güçlü ve iradeli bir yönetimin seçilebilmesi için hangi somut adımlar atılmalıdır?

Bilgisi becerisi ve vizyonuyla beraber fadekarlıklar yapacak bir lidere ihtiyaç vardır. Önce bunun sağlanabilmesi lazım.

7. Sizce Trabzonspor siyaset, yerel basın, ve taraftar üçgeni içerisinde nasıl konumlandırılmalı?

Trabzonspor tarihinin politize olmuş en uç dönemini yaşıyor. Tribünler bölünmüş. Her alanda bölünmüşlük en uç noktada. Problem bu.  Trabzonspor siyaset üstüdür. Siyaset üstü olmak zorundadır.  Her kişinin kendi özgür çerçevesi içinde siyasi görüşü olabilir. Fakat bunu tribünlerde ortaya koyarsanız bu yanlıştır ve bunun adı bölücülük olur.  Ama ne yazık ki Trabzonspor özellikle bu son 5-10 sene içinde politize olmuş bir taraftar kitlesine sahip olmuş durumda. Trabzonspor için en büyük sorun tribünlerin bölünmüşlüğüdür.

8. Sizce ideal Trabzonspor başkanı hangi özelliklere sahip olmalı?

En azından bedel ödemeyi göze alacak bir kişi olabilmeli. Trabzonspor'a başkan olmak, yönetici olmak bedel ödemeyi göze almaktır. Sadece kendi iç mualefetine karşı değil siyasetende, ekonomisiyle de fedakarlık yapacak bir  başkana ihtiyaç var.

9. Sizce Trabzonspor bugünki taraftar gücünü maddi ve manevi anlamda kullanabiliyor mu? Bu gücü daha çok kullanabilmesi için neler yapılmalıdır?

Trabzonspor taraftarı küskün.  Gasp edilen şampiyonluk insanları ciddi anlamda yılgınlığa götürmüş. Çalınan şampiyonluktan öte kulübü idare edenlerin şike ile ilgili mücadele etmemesi, Trabzonspor taraftarını ciddi anlamda demorolize etmiştir. Ama buna rağmen Trabzonspor taraftarının gücüne ulaşabilecek bir taraftar topluluğu yoktur. Trabzonspor her zaman her yerde büyük ilgiyle karşılanmıştır ve karşılanmaya her zaman devam edecektir. Özellikle gurbetçilerin bu bağlamda katkısı çok büyüktür. Trabzon'daki TS Club mağazası yetkilileri bile mağazaların gubetçiler sayesinde ayakta durduğunu belirtiyor. Şehir bu anlamda sınıfta kalmış durumdadır. Onu üzülerek söyleyebiliriz. Biz büyük bir camiayız taraftar olarak. Bu konuda gerçekten çok şanslıyız. Fakat bunun farkında olmayan yöneticilerimiz var ne yazık ki. Bu gücün farkında olmayan gazetecilerimizi olduğunu da belirtmekte fayda var.