Trabzonspor’da 25 - 26 Mayıs’ta gerçekleştirilecek Olağanüstü Genel Kurul’da başkan adayı olan Metin Atasoy, rakiplerini eleştirirken sert ifadeler kullandı. Atasoy, “Gönlüm isterdi ki para argümanlı ortaya çıkan arkadaşlarımız, parametrelerini para üzerine kurmuş kimlikler, delegelerden oy isterken kendine oy verebilme yeterliliğine sahip olsaydı. Öyle arkadaşlarımız var ki kendine oy veremiyor, delegelerden oy istiyor. 30 yıldır Trabzonspor’un hiçbir maçına gitmemişsin, aday oluyorsun” ifadesini kullandı.

Trabzonspor’da kongre, Galatasaray‘la oynanacak Süper Lig ve Fenerbahçe ile yapılacak Ziraat Türkiye Kupası finali gölgesinde kalsa da adaylar çalışmaları hızla sürdürüyor. Bordo – mavili kulüpteki 5 başkan adayından biri olan eski yönetim kurulu üyesi işadamı Metin Atasoy, DHA’ya yaptığı açıklamada, “Trabzonspor’da yöneticilik yapmış herkes bir gün başkan olmayı da hayal eder” diyerek şunları söyledi:
“Trabzonspor son senelerde sportif anlamda başarılı oldu denilebilir ama ekonomik anlamda çok zor durumla karşı karşıyayız. Bu kaotik durum böyle devam ederse Trabzonpor’un geleceği tehlikeye girer. Ekibimle birlikte 2 senedir hazırlanıyorum. Trabzonspor’da bugüne kadarki seçimlerde hep atamayla başkan belirlenirdi. 3 – 5 kişi bir araya gelir, ‘Falancayı başkan, falancıyı yönetici yapalım’ derdi. Bu şekilde çok da demokratik olmayan bir uygulama vardı. Ben ve arkadaşlarım bu sistemi kırdık.”

“SPORTİF ANLAMDA BAŞARI VAR AMA BÜTÇE YAPILAMIYOR”
Metin Atasoy, yönetimin sportif anlamda çok üst düzeyde olmasa da başarılı sayılabileceğini vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“ Bu yönetim bize Türkiye Kupası’nı, Süper Kupa’yı kazandırdı, gasp edilmesine rağmen bir şampiyonluk kazandırdı. Bu noktada onlara minnettarız. Ama ekonomik anlamda anormal bir negatif durumla karşı karşıya kaldık. Bir devlette, hatta bir ailede bile bütçe yapamazsanız başarılarınızın anlamı olmaz, sistem yürümez. Trabzonspor bütçe yapamaz duruma geldi. Bu başarıları elde ederken ilgili arkadaşlarımız kulübün ekonomik anlamda bu kadar kötü duruma gelmesine zemin hazırlamayacaklardı. Trabzonspor bir yabancı futbolcu çöplüğüne döndü, şehirdeki aidiyet duygusunda azalma meydana geldi. Yeni bir ruha ve heyecana ihtiyaç vardı. O ruh da ben ve arkadaşlarımda var.”

“KUPADAN ÖNCE RUHUN GERİ GELMESİ LAZIM”
Şehirdeki aidiyet duygusunu geri getirmek için var güçleriyle çalışacaklarının altını çizen Metin Atasoy, “Bu şehir futbol şehridir. Biz başarıları nasıl elde ettik? Ülkenin en kıymetli futbolcuları Trabzon’dan çıkmıştır. Ama son senelerde bu kayboldu. Yabancı çöplüğüne döndük. Hak etmedikleri paraları alan yabancı futbolcular takımda oynamaya başladı ve ruh kayboldu. Kupadan önce o ruhun gelmesi lazım. Takımın en az 5 – 6 oyuncusu bu şehirden olmalı. Onlar çok nitelikli olmasalar bile onlardaki ruh soyunma odasını ateşleyecektir. O ateş sahaya yansır, o ruh Trabzonspor’un kaybetse bile taraftarı tarafından alkışlanan ve sahiplenilen bir takım olmasına neden olur. Şehrimizin istediği budur” dedi.

“EĞER FENERBAHÇE KUPAYI İADE EDERSE...”
Metin Atasoy, 2010 – 2011 şampiyonluk kupasının tüm kamuoyunun kabul ettiği gibi Trabzonspor’dan bir şekilde alındığını da vurgulayarak şöyle devam etti:
“Adına ister gasp edilmiş ister çalınmış deyin ama bu kupa nerede ne şekilde durursa dursun, Trabzonspor’un alın teriyle hak edilmiş kupadır. Onun asıl yeri de Trabzonspor müzesidir. Bu kupa bizden siyaseten alınmışsa siyaseten, hukuken alınmışsı hukuken, sportif alınmışsa sportif olarak geri verilmelidir. Asli yerine, hakettiği yere konulmalıdır. Eğer oraya konulursa Türk futbolunda da barışın önü açılır. Fenerbahçe ile olan münasebetimizde camianın problemi buradan başlıyor. Camia bu kupanın Trabzonspor tarafından hak edildiğini düşünüyor, ki ben de öyle düşünüyorum. Eğer Fenerbahçe kupayı bize iade ederse, Trabzonspor camiası bunu bir barış eli ve zeytin dalı gibi algılar ve aradaki husumet ortadan kalkar. Sporun barış ve kardeşlik olduğuna inananlardanım. Ama sportif anlamda Fenerbahçe ile Türk sporunda hakiki bir barış sağlanacaksa kupa hak eden kuruma verilmelidir.”

REKİPLERİNE SERT ELEŞTİRİ
Seçim öncesi herhangi bir birleşme olacağını ön görmediğini de vurgulayan Metin Atasoy, rakiplerini değerlendirirken de ilginç ifadeler kullandı. Üyelikte gerekli süreyi doldurmadığı için olağan üstü kongrede oy kullanamayacak olan rakibi Muharrem Usta’yı eleştiren Atasoy şöyle konuştu:
“Demokrasi gereği herkes aday olabilir tabii ki ama gönlüm isterdi ki para argümanlı ortaya çıkan arkadaşlarımız, parametrelerini para üzerine kurmuş kimlikler, bu kulüpte delegelerden oy isterken kendine oy verebilme yeterliliğine sahip olsaydı. Öyle arkadaşlarımız var ki kendine oy veremiyor, delegelerden oy istiyor. Bu etik değildir, Trabzonspor’un örf ve adetlerine uymaz. Başkan adayı olabilmeniz için Fenerbahçe ve Beşiktaş’a 5, Galatasaray’a 10 yıl üyeliğiniz olması lazım. Ama birileri Trabzonspor’da 1 – 2 sene önce sırf başkan olabilmek adına üye oluyor, sonra da olağanüstü kongre yapılırken başkan adayı ortaya çıkıyor. İnsana sorarlar, ‘Siz kendinize oy veremezken başkasından nasıl oy isteyeceksiniz?’ diye. Demokrasi aynı zamanda etiktir, erdemdir. Gelenek ve görenekleri hiçe saymamak lazım. İngiltere’deki yasaların yüzde 80’i yazılı olmayan gelenek ve göreneklerden oluşuyor. İnsanlar Trabzonspor gibi çok özel bir yerin başkanlığına aday olacakları zaman aynaya bakıp düşünmeliler. Öyle bir aday arkadaşımız var ki ilk gittiği Trabzonspor maçı, geçenlerde Sivasspor ile oynanan kupa maçı. Siz 30 senedir Trabzonspo’un hiçbir maçına gitmemişsiniz, hiçbir etkinliğinde yoksunuz, hiç kimseyi tanımazsanız, hiç kimse sizi tanımaz, ‘benim cebimde para var’ sözünü argüman olarak kullanıyorsunuz ve aday oluyorsunuz. Bu da çok inandırıcı gelmiyor. Bu şehir kendini yönetenleri titizlikle seçmiştir umarım bundan sonra da titizlikle seçer.”

"FUTBOLCULAR KAZANDIKLARI KADAR ÜRETMELİLER"
İki önemli karşılaşma öncesi teknik ekip ve futbolcularla ilgili yorum yapmnın doğru olmayacağını da vurgulayan Atasoy, “Trabzonspor bir yabancı çöplüğüne dönmüştür. Mümkünse hepsini, tabi ki teknik kadronun isteklerini ve düşüncelerini almak şartıyla gönderebiliriz. Trabzonspor mağdur olmuştur. Futbolcular hak etmedikleri paraları alıyorlar, bunun karşılığını vermek için de bir gayret içinde olmuyorlar. Kazandığınız kadar üretmiyorsunuz, ürettiğinizden daha çok kazanıyorsunuz. Ya ürettiğiniz kadar kazanacaksınız, ya kazandığınız kadar üreteceksiniz. Trabzon yabancıların sırtüstü yatıp para kazandığı yer olmamalıdır. Bu şehirde para zor kazanılıyor. Bu paralar bu şehrin, bu insanların parasıdır ve bunlara sahip çıkmamız lazım” dedi.

“ŞENER’E HAKKIMI SONUNA KADAR HELAL EDİYORUM”
Adaylığını açıkladığı basın toplantısında kullandığı ve tepki alan “Sadri Şener’e hakkımı helal etmiyorum” şeklindeki sözlerini de değerlendiren Metin Atasoy şöyle konuştu:
“Sadri Şener 30 yıllık arkadaşım. Beni yönetime ilk kez sokan da kendisidir. Bu nedenle ona teşekkür ediyorum. Bu takıma teknik heyetle birlikte kupa kazandırdılar, süper kupayı ve gasp edilen şampiyonluğu kazandırdılar. Şike sürecinde de yapılabilecek her türlü mücadeleyi yaptı. Şahsım ve ekibim adına kendisine minnet ve saygı duyarım, alkışlarım. Ama işin bir de ekonomik yanı var. Bu kadar iyi şeylere rağmen bütçe yapılamayan, ekonomik anlamda darboğaza giren bir Trabzonspor var. Benim söylemim bu maksatlıydı. Trabzonspor’un ekonomik anlamda zor durumda olduğunu, insanların forma ve kombine alarak katkı ürettiğini söyledim. Ben de kombine alarak katkı koyuyorum ve benim paramın doğru kullanılmadığını düşünerek bu sözü sarf ettim. Ekonomik tablonun kötü olduğunu izah edebilmek için öyle bir cümle kullandım. Yoksa Sadri Bey’le hiçbir alıp vereceğim yok. Başkalarının anladığı anlamda Sadri Bey’e hakkımı sonuna kadar hela ediyorum. Bireysel ne kadar hakkım varsa helal olsun.”

Editör: TE Bilişim