Trabzonspor'un bu sene Queens Park Rangers FC 'nin bir alt lige düşmesiyle serbest kalmasıyla kadrosuna kattığı José Bosingwa ile yapılan röportajda ilginç açıklamalarda bulundu.

Futbol başlangıçta senin için ne ifade ediyordu? Hayata tutunmak için bir araç mıydı mesela?

Benimki biraz farklı. Futbola başlangıcımda her şey bana bir şaka gibi geliyordu. Oyundu sadece. Üzerine hiçbir anlam yüklemediğim sadece o yaşlardaki bir çocuğun oyunu gibiydi. Boavista’ya transferim sonrası ise futbol benim mücadele anlamı taşıyordu. Çünkü ailemin yanında rahattım ve şimdi onlardan ve arkadaşlarımdan ayrıydım. Bunun mücadelesini vermeye başladım.

14 yaşında futbola başladın. Bu altyapı eğitimi için geç bir yaş değil mi?

Teknik ve taktik olarak evet geç bir yaş. Fiziksel olarak benim için geç olmadı. Çünkü ben okulumda hem basket, hem yüzme, hem de 3000 metre koşu gibi spor branşlarıyla uğraşıyordum. Fiziğim spor yapmaya çok uygundu.

Hep sağ kanatta mı görev yaptın?

Hayır. Futbola ilk başladığımda hızlı olduğum için hücuma dönük olarak oynuyordum. Milli takım seviyesine yükseldiğimde ise defansif orta saha oyuncusuydum. İlk kez sağ bek olarak oynadığımda 22 yaşındaydım. Beni bu bölgede oynatan hocam da bir dönem Türkiye’de görev yapan José Couceiro’dur. Porto’yu çalıştırırken beni sağ bek oynatmak istediğini söyledi. Ben bu teklifi kabul etmedim ve neden beni bu mevkiye çekmek istediğini sordum. Kendisi bana şöyle dedi: ‘Eğer benim dediğimi dinlersen, bu pozisyondan oynarsan, ülkenin sayılı iyi oyuncularından biri haline geleceksin ve en üst düzeyde futbol oynayacaksın.’ Bu yorumu sonrası sağ bek olarak oynamaya başladım ve bugünlere geldim.

Önce önde oynayıp sonradan savunmaya gelmen futbolunu nasıl etkiledi?

Bana çok katkısı oldu. İleride oynadığınızda alanınız çok dar oluyor. İnanılmaz çabuk düşünmelisiniz. Hemen baskı yiyebilirsiniz. Çabuk düşünüp, çabuk oynamak zorundasınız. Bu özellikleri barındırıp sonrasında savunma özelliklerinizi geliştirdiğinizde çok daha avantajlı hale geliyorsunuz.

Olcan’ın durumu da seninle aynı o zaman?

Olcan teknik bir oyuncu ancak patlamalı değil. Ben çok hızlıydım. Sürekli patlamalar yapardım. Başladığımda sağ bek ne yapar diye bilmiyordum. Cristiano Ronaldo ne yaparsa ben de onu yapıyordum. Zamanla pozisyonun gereklerini öğrendim. Olcan ofansif bir oyuncu. Oynadıkça neler yapabileceğini görecek. Akıllı bir oyuncu, öğrenebilir.

BOSİNGWA MESSİ HAKKINDA NE SÖYLEDİ?

Chelsea’de oynadığın dönemde bir Şampiyonlar Ligi maçında Barcelona’da Messi’ye karşı forma giydin. O tecrübenden bahseder misin?

2009 yılıydı sanırım. Cole kart cezalısıydı. Teknik Direktör Hiddink yanıma gelerek, “Messi’ye karşı oynamaktan korkar mısın?” diye sordu. Kendisine, “Aç kalmak dışında bu dünyada hiçbir şeyden korkmam” dedim. Bu şekilde maça çıktım ve Messi neredeyse tüm müsabaka boyunca hiçbir şey yapamadı. Çok formda olmasına rağmen bir kere bile beni geçemedi. Bu performansım İngiltere’de çok konuşuldu. Maç berabere bitmişti. 

Futbola başladığın dönemdeki idollerin kimlerdi?

Yoktu. Çocukluğumda hiçbir oyuncunun posteri duvarımda asılmadı. Bunu egoistlik olarak görebilirsiniz ama ben en başından beri kendi tarihimi yazmak istedim. Kimseyi idol olarak görmedim. Ama Zidane’yi izlemeyi çok severdim. Sahada duruşu ve yaptığı işler çok güzeldi.

Trabzonspor'a transfer olduğun döneme gelirsek; ilk teklifi nasıl ve kimden aldın, bu teklif karşısındaki ilk tavrın ne oldu?

Chelsea’de Şampiyonlar Ligi kupasını kazandık. Sezon sonunda Queens Park Rangers Kulübü yöneticileri benimle görüşerek, iyi bir ekip kurmak ve çok iyi işler yapmak istediklerini ifade ettiler. Ciddi bir projeden bahsettiler. 3 yıllık bir kontrat yaptım. Gittiğimde her şeyin farklı olduğunu gördüm. Ekip gelişime açıktı ama bu gelişim çok yavaştı. Organizasyon sıkıntıları vardı. Bir şeyleri başarmanız için organizasyonun çok iyi olması lazım. İşler iyi gitmedi ve takım küme düştü. 5 oyuncuya ciddi yatırım yaptılar ama bu 5 oyuncudan gerekli katkıyı alamadılar. Takım küme düşünce o ligde oynamak istemedim. Bana teklifler gelmeye başladı. Londra’dayken Malouda bana bir mesaj attı ve benimle konuşmak istediğini söyledi. Kendisiyle yaptığım görüşmede bana, “Trabzonspor’a gelir misin?” dedi. Projeyi anlattı. Ben de, ‘Neden olmasın’ yanıtı verdim.

Takım ve Türkiye hakkında bilgin var mıydı?

Porto’dayken Beşiktaş’a karşı oynamıştım. O maç sayesinde Türk futbolu ve taraftar yapısı hakkında bilgim vardı. Ayrıca Raul Meireles’ten Türk futbolu hakkında olumlu bilgiler aldım. Ama gelmeden önce Trabzonspor’un bu kadar büyük bir kulüp olduğunu bilmiyordum.

Takım kadrosu ve kalitesi hakkında ne söylersin?

Yaş ortalaması düşük, teknik kapasitesi çok yüksek ama önünde öğrenmesi gereken şeylerin olduğu bir ekip.

Taraftar hakkındaki görüşün nasıl?

İnanılmazlar. Havalimanında beni karşılamalarını asla unutamam. Kulübe karşı sevgileri, aile gibi görmeleri benim daha önce yaşantımda görmediğim bir şey. İnsanların kulüplerini bu denli sahiplenmelerini çok seviyorum. Onları mutlu etmemizi hakkediyorlar

Kulüpte neleri başarmak istiyorsun?

Bu kulüpte bir tarih yazılacaksa ben de o tarihi yazanlardan biri olmak istiyorum. Bu neden Trabzonspor’a geldim. Bir şeyleri başarmak için. Ama bu tek bir futbolcuyla olmaz. Futbolcuların, teknik ekibin, yönetimin ve taraftarın birleşmesiyle olabilir.

Türk futbolunun oynadığın liglere oranla en bariz farkı ne sana göre?

Açıkçası ligin bu kadar yarışmacı ve mücadelenin ortaya çıktığı bir lig beklemiyordum. Bence iyi bir lig. Fark şu. Türk oyuncuların kapasiteleri çok iyi. Latin futbolcular gibiler. Ancak içlerinde barındırdıkları yeteneği geliştirme, arttırma istekleri eksik gibi gördüm. Birçok iş yapabilirler ama kendilerinde olanı yeterli görüyorlar bana göre.

Trabzonspor'un Avrupa kupaları bakımından en tecrübeli oyuncularından birisin. Takımın Avrupa Ligi’nde mücadele edecek olması için neler söylersin? Sana göre bordo-mavili ekibin UEFA Avrupa Ligi'nde yukarılara tırmanması için neler yapması gerek?

Gruplara kalmamız gerçekten çok iyi oldu. Oyuncu arkadaşlarım ve bana bu arenada mücadele edecek olmamız çok iyi gelecek, çok faydası dokunacak. Maç maç düşünürsek, gruplardan çıkmayı başarırsak artık hiçbir ekip favori olmaz. Çünkü ikili maçlarda her şey olabilir. Gruptan çıkarsak çok iyi sonuçlar alabiliriz.

Avrupa’da yaşanan başarıya rağmen ligde işler yolunda gitmiyor. Sen bu durumu neye bağlıyorsun?

Özellikle taraftarlarımızdan rica ediyorum bu ara oynadığımız futbola çok takılmasınlar. Çünkü bu takım geçen sezon yanlış bilgi almadıysam son 15 yılın en kötü sezonunu geçirdi. O sezondan oyuncu arkadaşlarım buradalar. Bazen böyle kötü geçen sezonların ardından bazı sıkıntılar baş gösterebilir. Bu durumda yapmamız gereken iyi sonuçlar almak olacaktır. Tabi ki iyi futbol oynayarak iyi sonuçlar alınması herkesi memnun eder ama kötü futbolla alınan galibiyetler de bu ekibin güvenini yerine getirir. Güvenin gelmesiyle de iyi futbol oynamaya başlarız.

Kariyerinde birçok teknik adamla çalıştın. Senin üzerinde en çok emeği olan ve senin kendini en çok geliştirdiğini düşündüğün isim kimdi?

Braga’da çalışan Jose Ferreira. Özellikle defansif yanımın gelişmesi için bana çok şey öğretmiştir. Defans nasıl oynanır gösterdi bana. 3-3-4 sistemiyle oynuyorduk o zaman. Defansif kurgumuzun çok iyi olması gerekiyordu. Birçok şeyi öğrendiğim teknik adam ise Guus Hiddink’tir.

Teknik Direktör Mustafa Akçay için neler söylersin?

Geçmişini ve neler başardığını bilmiyorum. İşine inanılmaz aşık bir insan görüyorum karşımda. Oyuncuların insanı duygularına çok önem veriyor. İsterim ki bir başarı sağlanacaksa onunla olsun. Tecrübeli ve bize bir şeyler öğretme çalışıyor. Bizde öğrettiklerini sahaya yansıtabilirsek başarı gelir diye düşünüyorum. O bize yardım etmek için burada, biz de ona yardım etmeliyiz ki işler yolunda gitsin. Kendimizi işimize adamalıyız.

Kariyerinde 2 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu ve sayısız başarı var. Hepsi değerlidir ama sana göre en özeli hangisi?

Chelsea’yle kazandığımız Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu. Premier Lig’de çok zor zamanlar geçiriyorduk. Hocamız değişmişti. Çok tecrübeli olmayan bir teknik adamla çalışıyorduk. Napoli’ye deplasmanda 3-1 kaybetmiştik. Rövanşında en az 2-0 kazanmamız gerekiyordu. Bunu başardık ve turu atladık. Sonrasında Barcelona ile eşleştik. Herkes bizim eleneceğimizi düşünüyordu. Evimizde 1-0 kazandığımız maçın rövanşında deplasmanda Terry 20. dakikada oyundan atıldı. 70 dakikada 10 kişi oynadığımız maçı 2-2 tamamladık. Finalde Real Madrid’i eleyen Bayern Münih ile oynayacaktık. Maç Almanya’daydı. Münih’teydi. Üstelik onların stadındaydı. Tüm taraftarları ordaydı. Her şey rakipten yanaydı. Böyle bir ortamda kazanılan maç çok anlamlıydı.

Gizli yeteneklerin var mı?

Basketbol oynamayı çok severim. Hatta futbola başlamadan önce 12-14 yaş arasında basketbol oynadım.

Elinde sihirli bir güç olsa ne yapmak isterdin veya neyi değiştirip engellemek isterdin?

En çok korktuğum şey bir gün aç kalmak. Bunun insanlar için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Dünyaya gelen hiçbir insan aç kalmamalı. Elimde imkan olsa bunu engellerdim.

Bu korku sende neden oluştu? Etkilendiğin bir olay mı var?

Hayatım boyunca bu anlamda hiçbir sıkıntı çekmedim. Ailemin durumu iyiydi. Koleje gönderdiler. Ama insanların aç kalması acıdır diye düşünüyorum.

Türk asıllı Alman futbolcu Mesut Özil’in Arsenal’e transferini nasıl değerlendiriyorsun?

Pozisyonuna göre dünyanın en iyi futbolcusu. Real Madrid ve Ronaldo için kötü bir değişim. Ronaldo’ya kariyeri boyunca en çok asisti yapan futbolcuydu.