CANALİOĞLU'NDAN TEPKİ

Canalioğlu yaptığı açıklamada, “Bir Trabzonsporlu olarak, 1966 yılında kırmızı-beyaz renklerle kurulan, 1967 yılında bordo-mavi renklerle Süper Lige renk katan ve Atatürk’ün söylediği gibi ”Ben Sporcunun Zeki Çevik ve Aynı Zamanda Ahlaklısını Severim.” anlayışı ile gerek saha içerisinde gerekse saha dışında centilmenliği ve sportmenliği ön planda tutan bir anlayışla hareket eden Trabzonspor’un 2010-2011 Süper Ligi sonrası Şampiyon olduğunu ve hakkının korunması noktasında tüm imkanlarımı kullandığımı, her platformda söyledim ve söylemeye devam edeceğim” dedi.

Türkiye Futbol Federasyonu istafaya davet eden Canaliğolu, “Bu bağlamda son olarak UEFA Disiplin Kurulu tarafından FB’ye ve BJK’ye verilen Avrupa Kupalarından men cezalarından sonra gerek yazılı ve gerekse görsel basında UEFA adaleti sağlamıştır. Artık TFF’ye düşen, Trabzonspor’un hak ettiği Şampiyonluk Kupasını vermesi ve de istifa etmesi gerekmektedir.

Mesajında Trabzonspor taraftarına seslenen Canalioğlu, “sevgili Trabzonsporlular bugüne kadar hoşgörü ve anlayış ile TFF’nunun kararını lehimize vermesini bekledik. UEFA sürecinden sonrada bu işlemin çabuklaştırılmasını istemek en doğal hakkımızdır” dedi.

KORAY AYDIN SESSİZ KALMADI

Özellikle Devlet Bahçeli’nin UEFA ‘nin Fenerbahçe ve Beşiktaş’la ilgili aldığı kararı eleştirmesi üzerine bütün dikkatlerin üzerine çevrildiği Koray Aydın uzun süren sessizliğini bir basın açıklaması ile bozdu.

Koray Aydın basın açıklamasında Devlet Bahçeli’ye Trabzonspor ve taraftarının hassasiyetini iletti yüz yüze görüşmenin ardından şu açıklamayı yaptı;
"Trabzonspor camiası, basını ve tüm kamuoyuyla şike süreciyle ilgili her açıklamayı dikkat ve hassasiyetle izlemektedir.
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin UEFA Kararlarına ilişkin açıklamasının ardından kendisiyle TBMM’de bir araya geldim.
Genel Başkanımıza Trabzon halkının ve Trabzonspor camiasının açıklamasından duyduğu üzüntüyü ve hassasiyeti aktardım.
Genel Başkanımız “açıklamasının hedefinin Trabzonspor değil, UEFA’nın Türk takımlarına yönelik çifte standardı” olduğunu söylemiştir.
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, MHP olarak, Trabzonspor camiasını üzmeyi ve incitmeyi asla düşünmediklerini ifade etmiştir.
Açıklamasında;“elbette kim şike yapmışsa,teşvik primine kimler tevessül etmişse bulunup haklarında gerekli işlemler yapılmalıdır” demiştir.
Genel Başkanımızın “milli hassasiyetlerle” yaptığı açıklamanın, iç politika malzemesi yapılmaması gerekmektedir.
Sürecin başından beri duruşum, tavır ve açıklamalarım, sadece Trabzon camiasınca değil, bütün kamuoyu tarafından net olarak bilinmektedir.
Nitekim UEFA kararlarının hemen ardından yaptığım açıklama ortadadır.
Şike sürecine başından beri bir taraftar gözlüğüyle değil, ilkesel bakıyorum.
Şike ve teşvikten Trabzonspor da ceza alsa daha sert açıklamaları kendi takımımın yöneticilerine de yapacağımdan kimsenin kuşkusu olmamalıdır.
Şikede şahıslarla ilgili ceza davasında temyize intikal eden bir mahkeme kararı vardır. Elbette ki adalet er ya da geç yerini bulacaktır.
Unutulmaması gerekir ki, ceza yargılaması ayrı, spor yargılaması ayrıdır.
Spor yargılamasını yapması ve bir an önce sonuçlandırması gereken Türkiye Futbol Federasyonu’dur.
Taraftarların yaptıklarından kulüpleri cezalandıran bir spor hukuku varken, yöneticilerin yaptıklarının da elbet bir karşılığı olacaktır.
Yöneticilerin eylem ve işlemleri kurum adına yapılmış ise, elbette ki bu durum, kurumları da bağlamaktadır.
Sportmenliğin ve hukukun dışına çıkarak takımlarının ceza almasına neden olan yöneticiler, en büyük zararı kendi camialarına vermektedirler.
Türk futbolu, kendi şahsi ikbal ve menfaatleri için camialarına zarar veren yöneticilerden acilen temizlenmelidir.
Spor alanı, spor ve ceza hukukunun ötesinde; bir centilmenlik ve sportmenlik alanıdır.
Emniyetin, yerel mahkemenin ve UEFA’nın tespit ettiği şike ve teşviki Federasyon da görmeli, spor yargılaması için Yargıtay’ı beklememeliydi.
Ancak Futbol Federasyonu, başarısız, beceriksiz ve öngörüsüz uygulamalarıyla Türk futboluna büyük zarar vermiştir.
Şike sürecinde erteleme, öteleme ve oyalamayla vakit geçiren Federasyon istifa etmek için daha neyi beklemektedir?
UEFA Disiplin Kurulu kararları, 2010-2011 sezonunun şampiyonunun Trabzonspor olduğuna işaret etmektedir.
Futbol Federasyonu, UEFA cezalarının kesinleşmesini müteakip, derhal gereğini yapmalı ve Trabzonspor’un kupasını teslim etmelidir."
Editör: TE Bilişim