Ersun Yanal basın toplantısı düzenledi. İmza töreni sonrasında ilk kez basın mensuplarıyla buluşan Yanal öncelikli olarak gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. 

“Tekrar aranızda olmaktan mutluyum” diyerek söze başlayan Yanal şunları söyledi: “Bir yolculuğa başlıyoruz. Bugün İstanbul yolculuğu daha sonra lig sonuna kadar sürecek bir yolculuğumuz olacak. Bana güvenip destek veren sayın Başkanımız İbrahim Hacıosmanoğlu'na ve yönetimine teşekkür ediyorum. Sizlere de teşekkür ediyor ve herkesin görüşüne saygı duyuyorum.
Sizinle daha önce de beraber olduk. Nasıl bir oyun tarzı benimsediğimi biliyorsunuz. Trabzonspor oynayacağı futbolla fark yaratacaktır. Ligin içinde bir renk olacaktır. 90 dakika oyunu bırakmayan, rakibine ve kendisine saygı duyan, sonuna kadar mücadele eden, tempolu, keyif veren, herşeyiyle kazanmayı istediğini taraftarlara hissettiren bir takım olacağız.
Biliyorsunuz imza töreni düzenledik. O gün Trabzon'a geldim ve rahatsızdım. Ateşim vardı. O fotoğrafı başkanımızla birlikte size verdik. İmza töreninde basın toplantısı beklentisi vardı ancak biz sadece imza fotoğrafı için sizin karşınızdaydık. Taraflı taraftsız bir çok yorum yapıldı. Benden duymadığınız konular hakkında yorumlar yapmamanızı rica ediyorum. Trabzonspor taraftarlarına izleteceğimiz takımla ilgili yaptıımız çalışmaları sizlere aktaracağız. Trabzonspor'un başarısı için, taraftarlar, bizler, oyuncular hep birlikte yürüyeceğiz. Tek başına başarı elde edemezsiniz. Sadece benim ve oyuncularımla başarabileceğim bir iş değil bu. Birlikte yürüyeceğimiz bu yolda omuz omuza olmamızı arzu ediyorum.”
 
Yanal’ın değerlendirmelerinin ardından soru cevap bölümüne geçildi…
 
Soru: Elinizde bulunan kadro teknik ve kondisyon olarak 10. haftaya uygun mu?
Cevap: Derin bir kadromuz var. Milli takımlarımızda oynamış ve oynayan yetenekli oyuncularımız var. Yaklaşık 9 tanesiyle çalışamadık. Tanıdığımız oyuncular var. Genç ve yetenekli bir takımla çalışacağız. Benim istediğim oyunu oynayabileceğimiz bir takımla çalışacağız. İhtiyaçlarımızı belirleyeceğiz. Bu yöndeki paylaşımları önümüzeki haftalarda yapabileceğim. Mücadele içinde olacak bir takımımız olduğunu düşnüyorum. 14 puan kaybımız var. Bunun telafisi için hep birlikte yürümeye ihtiyacamız var?
 
Soru: Geçen yıl yakaladığınız başarı ortada. Burayla ilgili tercih yaparken kafanızda soru işareti oluştu mu?
Cevap: Türkiye'de yaşıyorum ve burayı iyi biliyorum. İstikrarlı bir tutarlılığın oluşması gerekli. Trabzonspor camiasının beklentisini ve bu duruşu ortaya koymanın vaktinin geldiğini düşünüyorum. Bunun için büyük uğraş vereceğiz.
 
Soru: Geçtiğimiz yıl olumlu etkiler bırakan ve sakatlanan, ardından eski takımına kiralanan Bourceanu konusuda bir tasarrufunuz olacak mı? Bir de Mustafa Yumlu ve Zeki Yavru konusunda bir af söz konusu mu?
Cevap: Mustafa ve Zeki ile ilgili ortada idari bir karar var. Buna saygı duyuyorum. Şuanda af konusu düşünülmüyor. Bunun dışında kadronun ihtiyacını belirlemeleyiz. Ancak oyuncuları tanımak, karakterlerini iyi anlamak ve eksikleri buna göre tespit etmek gerek. 2-3 hafta içinde bu tespitleri yapmış olacağız. Bourceanu’yu da izleyeceğiz. Oyuncu Trabzonspor'un oyuncusu. Değerlendireceğiz.
 
Soru: Elinizde 8 yabancı kantenjanı dolul bir kadro var ve bu yabancıların çoğu savunma ağırlıklı. Devre arasında transfer çalışması olacak mı?
Cevap: Bir kaç hafta içinde bu tespitleri yapıp değerlendirmelerde bulunacağız. Dışarıdan bakmakla içinde olmak arasında fark var. Biraz zamana ihtiyacımız var. Bir kaç hafta içinde bu paylaşımları yapacağız.
 
Soru: Milli maçlar için lige verilen arada takımı devraldınız. Ancak birlikte olamadığınız oyuncular var. Bu bir handikap mı. Galataaray maçı sizin için ne anlam ifade ediyor?
Cevap: Her maça kazanmak için çıkacağız. Bize her maç Trabzon diyeceğiz. Sezon başınan bu yana birlikte oynayan bir kadro var. Bu kadro bana yardımcı olacak. Milli takımlar oyuncular için motivasyon olacaktır. Bu sayede handikabı avantaja çevireceğiz.
 
Soru: Üç kulvarda yarışacaksınız. Kadronuz bunun için yeterli mi? Onur'un sakatlığı var?
Cevap: 14 puan kayıp var dedim ancak rekabet edebilecek oyuncularımız da var. Bu rekabeti arttırıp sahada randuman almak bizim işimiz. İlk kez onlarla birlikte oluyoruz. Avrupa'da avantajlı bir konumdayız. Türkiye Kupası yeni başlayacak. Ligde puan farkı fazla değil. Her takım kırılabilir. Bunu tek başıma yapamam. Bu yolda sizler ve taraftarlarımız, yönetim ve futbolcular el ele vererirse başarılı olabiliriz. Herkesin desteğine ihtiyacımız var. Onur'un sakatlığı var doğru. Fatih'le devam ediyoruz. Herhangi bir kaleci alınması görüşünde değilim.
 
Soru: Milli Takım'da ve Fenerbahçe'de görev yaptınız. Genel bir futbol projeksiyonu var Türkiye'de. Şuandaki türk futbolunu nasıl yorumluyorsunuz. Gördüğünüz fotoğrafı bize aktarabilir misiniz?
Cevap: Futbolda Trabzon ruhunun eksik olmaması gerekir. Türk futbolu adına bu çok önemli. Trabzon ve Trabzonsporluluk ruhunun doruk noktasında olduğunu çok rahat bir şekilde hissedersiniz. Trabzonluluk ruhunun Türk futbolunda önemli bir yeri vardır. Sistemsel sorunlar nedeniyle bir takım sorunlar var. Kulüplerin içine düştüğü problemler ve buna bağlı olarak ülke spor kültürünün doğru kullanıp kullanılmadığına bakmak gerek. Sistemsel bir sorundan bahsetmek gerek. Milli Takım'ın aldığı sonuçlardan yola çıkarsak çok daha önde olmamız gerekliliğini görüyoruz. Dengesizlikler ve sorunlar var. Altyapı sorunlarını tartışabiliriz. Ülkenin çözmesi gereken sorunlar olduğu bir gerçek. Ayrı bir platformda tartışılması gireken bir konu. Bir dönem böyle bir görev içindeydim. Gördüğüm sorunlar sadece futbola dair değil, ülke sporuna bakıştaki sorunlar var. Kulüplerdeki değişimler ülke spor kültürüyle alakalıdır. Spor bir bütünü temsil ediyor. Bu bütenden bakarak çözüm aramak gerek. Trabzonspor'un başarısını oluşturmuş, büyük bir oluşumu gerçekleştirmiş bir altyapı var. Bunun fiziksel olarak yararlılığını tartıştığınızda farklılıkları görürsünüz. Geçmişe baktığınızda o dönemin altyapısını oluşturan mahalle ve sokaklarda oynanan futbol kalmadı. Bugünkü karmaşanın içinden çıkmak için yine herkese görev düşüyor. Umarım kısa sürede değişir ve ülke yapısı düzeltilir ve sağlıklı bir oluşuma kavuşulur.
 
Soru: Sistemi kendi belirleyen bir toplum oluştu. Parayla hazırlık maçı yapan bir ülke konumundayız. Promosyonla tribünlere seyirci çekebiliyoruz. Malum olaylar anarşiyi sokağa döküyor. Bu birikimden sonra bir ışık görüyor musunuz?
Cevap: Futbolun sevisi dünyada bitmiyor. Sıkıntıya düşdüğünde yeniden organize oluyor ve büyüyor. Bir dönem İngiltere bu sorunu yaşadı. Kavgalı tribünlerden 2-3 yıllık rezervasyonları yapılmış tribünlere fubol oynanır hale gelindi. Almanya ve İspanya da sorunlarını çözdü. Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bu ülke futbolu ve sporu seviyor. Toplumsal olarak futbolu sağlıklı bir şekilde izleyecek altyapıyı oluşturabilmeliyiz. Kazan kazan kazan. Herşeyi kazanmak mümkün değil. Kaybederken de kazanacağınız bir kültür vardır. Benim felsefemde önce iyi insan olmak, iyi sporcu olmak, saygı duymak, kendini geliştirip üstünlük kurmak gibi bir anlayış var. Bu akilliği ve sağduyuyu sağlamak gerek. Oyunculara kaybettiği her maçta saldırmak onları kazanmaya yöneltecek süreci yaratmıyor. Tam tersine daha da fazla kaybettiriyor. Ben kazanmayı tribünden daha çok istemek durumundayım. Bu benim işim. Sağduyuyu ortaya çıkarcak sistemlere ihtiyacımız var. Uygulamaların iyi olcağını düşünüyorum ki bundan daha fazla taban yapamayacağımızı düşünüyorum. Bir yerde yükselişe geçeceğiz. Bu düşüşün arkasında bir yükseliş balayacaktır.
 
Soru: 2010-11 sezonu şampiyonluğu ve sonrasında bir çok konu var. Ersun hocanın ismi Trabzonspor’la anıllmaya başladığında bu sürecin içine çekildiniz. Stadyumdan koşarak ayrılmanız çok tartışıldı.
Cevap: Bu süreç içinde hep saha içinde kalmaya çalıştık. Saha dışına çıkmadım hiç. Saha içini konuşmaya ve bunu yorumlamaya gayret ettik. Oyuncularımı da aynı saha içinde tutup oradaki işi yapmaya odaklandırdım. Bu sürecin hiçbir yerinde yer almadım. Fiziksel olarak da yer almadım. Ya çalışmıyordum ya da TFF'de görev yapıyordum. Ama bu beni dışarıda tutmuz. Trabzonspor'un benimle olan ilişkisi hiçbir zaman kötü olmamıştır. Şıcak ilişkilerimiz hep devam etti. Trabzon'da düzgün ve mutlu yaşadım. Şampiyon olabilecek bir takım bırakmıştım. Bunu çok iyi biliyorum.
 
Soru: 3 Temmuz'un ardından iki kulüp arasında çekişme üst düzeye çıktı. İki kulüpte de çalıştınız. Ayrıldığınız kulüp iç saha maçlarında Ersun Yanal diye bağırmaya devam ediyor. Olası bir TS - FB maçında böyle bir olayla karşılaşırsanız bu sizi nasıl etkileyecek. Kombine iptallerinde de sizin isminizin bağırılmasının etkili olduğu söyleniyor?
Cevap: Çalıştığım kulüplerde sorunun değil, çözümün bir parçası olmaya çalıştım. Burada da aynı olacak. Sorunun parçası olmaktan yana tavır koymadım. Hiçbir başkan ve yöneticiyle bir sorun yaşamadım. Bir kişi hariç. Süreci siz yaşadınız, biliyorsunuz. Bunu konuşmanın bir anlamı yok. Benim için mutluluk mutlu olacağımı düşündüğüm yerde olmaktır. Bu benim işim ve hayatımı şekillendirdiğim işte mutlu olduğum yerde olmak istiyorum. Mutlu olmayacağım hiçbir yerde olmadım. Futbolu seviyorum. Bu mutluluğu yaşıyorsam bir şeyleri başarmışımdır. Kontrolümde olmayan şeyleri sorgulamak istemiyorum. O dönem çalıştığım kulübe hizmet etmek görevimdi. Başardım. Başaramadıklarım da oldu. Burada da mutlu olmaya gayret edeceğim. Mutluluğu tüm ekibime ve sizlere de aktarmaya çalışacağım. Avni Aker’de sahadan koşarak çıkmam çok konuşuldu. O gün gergin bir ortam vardı. Maç öncesinde eğer galip gelmemiz halinde saha içinde kalarak provakasyon algısı yaratmak istememiştik. Bunu maçtan önce oyuncularımla konuşmuştum. Cesaret, güç ve kuvvet böyle durumlarla ölçülmez. Kavgayı yapabilecek yüreğim ve cesaretim de var. Ama futbolun içinde tartışma ve kavga içinde hiç olmadım.
 
Soru: Sözleşme imzaladığınız anki ruh halinizi anlattınız. Sonrasında hiç sizinle temasımız olmadı. Gazetelerde sizin ağzınızdan haberler okuduk. Enkaz devraldığınızı, takımın değerlerinin felç durumda olduğunu ve giden hocanın değer katmadığını okuduk. Bu iletişimsizlikten mi kaynaklandı. İkincisi idmanlara altyapıdan oyuncular çağırdınız. Bu sayısal eksiklikten mi kaynaklandı, yoksa genç oyuncularla her zaman birlikte olacak mısınız?
Cevap:İkinci sorudan başlayayım. Altyapıdan çok oyuncu gelecek. Genç oyuncularla her zaman birlikte olacağız. idmanlarımızda olacaklar. Bunun oranizasyonunu yapacağız. Diğer konu ise iletişim karşılıklıdır. Tek başına olmaz. İletişim birimimizle temasa geçerseniz sorun yaşamayız. Aksi halde her yazılan askıda kalacaktır. Karşılıklı iletişim kanallarını açarsak bilgi aktarımını kolaylaştırırız. Enkaz devraldım gibi bir söylemim olmadı. İkinci şahıslardan ya da kulaktan duyma konuların altında imzam olmaz.
 
Soru: Kulüplerde en büyük sorun transfer. Transferi Trabzonspor’da organize hale getirmek için bir yapılanmaya gidecek misiniz? Şampiyon kadro bıraktım dediniz. 2010-11 sezonunda şampiyon oldu mu bu kadro?
Cevap: Biz teknik adamlar sahanın içinde kalıp saha dışını yönetmeye kalkmamamız gerekir. Bizim için bunlar oldukça zararlı konular. Bizim için önemli olan saha içindeki organizasyonu yönetmek. Bunun dışındakiler teknik adamlar olarak bizi ilgilendirmez. Şampiyon olabilecek bir takım bıraktım.
 
Soru: Trabzon'da neler yapmayı Fotoğraf merakınızı biliyoruz.
Cevap: Trabzon'da gezmediğim yer kalmadı. Halkla hep iç içe oldum. Bir önceki dönemde burada 19 ay kalmıştım. Bu süreci tekrarlamak için zaman kolluyorum. Doğanın bize sunduğu güzellikleri paylaşmak çok güzel. Burası güzelliklerle dolu ve bunun keyfini çıkaracağız.
 
Soru: Geçen yıl 17-18 bin taraftara oynuyordu Trabzonspor. Bu sezon 7-8 bine düştü bu rakam. Taraftarlar iç sahada rakibe üstünlük kuramamanın ezikliğini yaşıyor. Tribünleri tekrar doldurmak için neler yapacaksınız?
Cevap: Herkesin saygı duyduğu, kazanmak için herşeyi ortaya koyan, tavrı olan bir takım yaratmak istiyoruz. Bunu başaracağımızı düşünüyoruz. Galatasaray maçıyla başlayıp en kısa sürede bu tavrı ortaya koyan bir takıma dönüşmeyi hedefliyoruz. Sizler de zevk alacaksınız. Şampiyonluk ya da başarının oluşturduğu yol beraber yürünen yoldur. Yönetim, futbolcu, medya, taraftar hep birlikte kol kola girersek sonuca rahatlıkla ulaşırız.