3 Temmuz 2011 tarihi itibarıyla patlak veren ve tarihin puslu sayfaları arasında kendine yer bulan şike davası sonrası yaşanan süreç, Trabzonspor üzerinde etkisini günümüze kadar devam ettiren çok önemli izler bıraktı kuşkusuz.
Kaosa sürüklenenTürk futbolu 2011-12 sezonunu büyük çalkantılarla tamamlarken, gelen lig üçüncülüğü, bir önceki sezon "şampiyonluluğunun elinden alındığını" düşünen Karadeniz Fırtınası için büyük hayal kırıklığı oldu.
Bir daha hiç hatırlanmak istenmeyen o sezonun ardından Şenol Güneş komutasında yepyeni bir sayfa açtı bordo- mavili ekip, hayal kırıklığını başarıya dönüştürmek için kolları sıvadı.
Sezonun hazırlıklarını iki bölüm halinde Hollanda ve Almanya'da gerçekleştiren Trabzonspor, oynadığı hazırlık maçlarında katı savunması ile zor gol yerken, aynı başarıyı ne yazık ki "gol atma"da gerçekleştiremedi.
Bunda en büyük etki, hiç kuşkusuz sezonu 33 golle "kral" bitiren Burak Yılmaz'ın, sözleşmesindeki "5 milyon euro'ya serbest kalır" maddesini kullanarak, ender rastlanır bir manevrayla Lokomotif Moskova üzerinden G.Saray'a gidişi oldu.
Bordo-mavili camiada tepkiyle karşılanan bu manevra, Fenerbahçe'den sonra Galatasaray'ı da bir anda "düşman kardeş"e dönüştürdü. Sert demeçler veren başkan Sadri Şener, sarı- kırmızılı kulüple köprüleri iyice atarken, yeni dönem, gol kralını kaybeden Trabzonspor'a çok pahalıya patladı.

TRANSFER TAARRUZU BAŞLATILDI
Yönetim, Burak Yılmaz'ın yerini doldurmak için transfer taarruzu başlattı.
Leicester City'den Fildişili Sol Bamba, Benfica'dan Brezilyalı Emerson, Bucaspor'dan Emre Güral, G.Birliği'nden Soner Aydoğdu ile Yasin Öztekin ve Porto'dan Marc Janko'yu kadrosuna kattı.
Ancak milyonlarca euro harcanarak büyük umutlarla alınan futbolcular, toplamda bir Burak kadar bile etki yapamadı. Güneş'in çok güvendiği Vittek ise bir türlü beklenen patlamayı gerçekleştiremedi.
Sapara ve Henrique'in yanı sıra yeni transfer Janko da güvenleri boşa çıkarınca, Karadeniz Fırtınası yüksek dağları aşmayı bir türlü başaramadı.

DAHA ÖNCELERİ NEREDEYDİN!
Avrupa'ya erken veda eden, sistemin bir türlü oturamaması nedeniyle ligde tökezleyen Trabzonspor, 2010-11 sezonuna ait şampiyonluk kupasını almaya yönelik girişimlerinden de bir sonuç elde edemeyince, ilk yarıdaki karamsar tablo bir türlü aşılamadı.
İlk yarı bitiminde 15 golle ligin en az gol yiyen ekibi olan Trabzonspor, daha sezon başı hazırlık kamplarında kendisini gösteren gol kısırlığını aşamayınca, istediği puanları toplayamadı.
Takımın en golcü ismi, 4 golle sol açık Olcan Adın oldu. Büyük umutlarla transfer edilen Janko, sadece 6 kez ilk 11'de sahaya çıkabilirken, fileleri ise 1 kez sarsabildi, umutları boşa çıkardı.
Vurucu timin diğer isimleri Paulo Henrique ve Halil Altıntop da yerinde sayıp Vittek beklenen patlamayı bir türlü yapamayınca, Şenol Güneş'in adeta eli kolu bağlandı. Çaresiz kalan tecrübeli teknik adam, istikrarsız gidişe bir türlü neşteri vuramadı.
Bu dönemde en önemli kazanım ise Adrian Mierzejewski oldu. 11. haftadaki Antalyaspor maçıyla siftah yapan ve ligde 3, kupada ise 2 gol atan Polonyalı yıldız, bu müthiş patlamasıyla "Daha önceleri nerelerdeydiniz" dedirtmedi de değil.

HER ŞEYE RAĞMEN GÜVENOYU
Trabzonspor, Avrupa'dan sonra ligde de umduğunu bulamazken, şike davasında ilerlemek isteyen yönetim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu. Ancak AİHM, bir ay sonra verdiği yanıtta, kendileri ile ilgili olmadığını söyleyerek davayı geri çevirdi.
Avrupa kupalarından erkenden elenen takımın ligde de tökezlemesiyle zor durumda kalan yönetim, böylece bir darbe de AİHM'den almış oldu. Bu tabloya rağmen başkan Sadri Şener, zaman zaman ağır eleştirilere maruz kalmasına rağmen, mali kongreden aklanarak çıktı.

MARC JANKO TAM BiR FiYASKO
Bordo-mavili yönetim, transferde "Kim aldı, kim getirdi?" söylemleri ile yıpranmamak için eski hocalardan Giray Bulak'ı 'genel menajer' unvanıyla göreve getirdi. İzleme komitesinin başında olan Bulak'tan, sol beke ve forvete iki oyuncu alması istendi. O da Emerson ve Janko'yu transfer ettirdi. Emerson kendini gösterirken, Janko ise fiyaskoydu! 1.96'lık Avusturyalı kule, bırakın bir Burak Yılmaz rolü üstlenmeyi "kral"ın gölgesi bile olamadı!

KARAMAN YENİDEN GÖREVDE
"Yapılanma" ve "profesyonelleşme" adına imza atan Giray Bulak, daha 4 ayını bile dolduramadan kendisine gelen ilk teklifi kabul ederek Trabzonspor'dan ayrıldı, Mersin İdman Yurdu ile sözleşme imzaladı. Trabzonspor yönetimi, 2012 yılının son günlerinde Ünal Karaman'ı yeniden Şenol Güneş'in yardımcılığına getirdi.

iSTiKRARIN ADI ZOKORA&EMERSON
Süper Lig'in ilk yarısını 24 puanla 7'nci sırada tamamlayan Trabzonspor'da teknik direktör Şenol Güneş, geride kalan 17 maçta kadrosunda bulunan 28 oyuncudan 26'sına forma verdi. Fildişi Sahilli Didier Zokora, 15 maçta 1266 dakika forma giyerek bordo-mavililerin en çok sahada kalan oyuncusu oldu. Zokora, ilk yarıda sadece ailevi sorunları nedeniyle ülkesine gittiği için Orduspor ve Eskişehirspor maçlarında görev yapamadı. 15 maçta forma giyen bir diğer oyuncu Yasin Öztekin ise aldığı dakika olarak geride kaldı.

TRABZONSPOR'UN ONUR'U
Trabzonspor'da geride kalan 17 haftada en ilginç istatistiğe ise Brezilyalı sol bek Emerson imza attı. 4. haftadaki Sivasspor maçı öncesinde transfer edilen ve bordo-mavili formayı ilk kez bu maçta giyen Emerson, daha sonra takımın vazgeçilmez ismi oldu. 14 maç üst üste 90 dakika sahadan kalarak üstün bir performans sergileyen sambacı, 14 maçta aldığı 1260 dakika süreyle Zokora'yı takip etti. Emerson, Türkiye Kupası'nda oynanan 3 maçta da 90'ar dakika sahada kaldı. 14 maç forma giyen ve 1250 dakika sahada kalarak en iyi performans gösteren üçüncü isim olmayı başaran kaleci Onur Kıvrak ise müthiş bir ilk yarı gösterirken, yaptığı kurtarışlarla jeneriklere konu oldu. Skor yükünü taşıyan Olcan ve Adrian da sivrilen isimler oldu.

CECH HİÇ ŞANS BULAMADI
Bordo-mavililerde ilk yarı istatistiklerinde dikkat çeken bir başka nokta ise 12 maçta 649 dakika forma giyen Brezilyalı orta saha oyuncusu Alanzinho ile 10 maçta 507 dakika sahada kalan forvet Paulo Henrique'nin, hiçbir maçın tamamında forma giymemesi oldu. Ayrıca 12 maçta oynayan ve 542 dakika süre alan Janko da bu maçların sadece üçünde 90 dakika sahada kaldı. Tolga ve Onur'un arkasında 3. kaleci pozisyonundaki Zeki Ayvaz ve Güneş'in gözden çıkardığı Slovak sol bek Marek Cech, hiç süre alamayan oyuncular oldu.

Editör: TE Bilişim