Spor yazarı ve televizyon yorumcusu Hayri Beşer'den Mehmet Ekici'yi Hami Mandıralı uyarısı....

Hami Mandıralı, henüz 17 yaşındaydı. Bir Galatasaray maçında sahneye çıkmıştı. Aslan yürekli çevik Bülent Korkmaz’ın yön duygusunu alt üst eden işler yaptı. Müthiş feykler, inanılmaz çalımlar, ders dönüşler, topu sağ ayaktan sol ayağa geçirişler ve ve ve…Sizin anlayacağınız neredeyse Avni Aker’in çimleri dile gelip konuşacaktı. Maç bittiğinde Erdal Keser, mealen şöyle diyordu: “Bırakın Türkiye’yi Avrupa’da adından çok söz ettirecek bir yıldız geliyor.”

Hami, pasın en kralını atardı, iki ayağıyla da her türlü vuruşu yapardı, plase, üst, dış, kenar…Ne istersen. Ayrıca hava toplarında da yamandı.
Bir gün Hami toplara çok sert vurmaya başladı. O vuruyor, kaleciler topu içeriden çıkarıyordu. Adı, bombacıydı, frikikçiydi… Adeta bütün mesaisi vurmak olmuştu Hami’nin. Diğer melekeler usul usul çekildi aradan, bazen kapı aralığından gülümsediler o kadar.

Farkına varmadan diğer meziyetlerine burun kıvırmıştı Hami. Modern futbolun öğretilerine de yeterince kulak asmadı. Bu yüzden adını Türk futbolunun en büyük yıldızları arasına yazdırdıysa da o 17 yaşındaki çelimsiz çocuğun ufukların arkasında resmini çizdiği dünya yıldızını seyretmekten mahrum bıraktı bizleri.

Sevgili Mehmet, sen de toplara muhteşem vuruyorsun ama sahip olduğun bambaşka melekeler de var. Bir defa o bilekler, o sağ ve sol ayak hünerleri, o oyun zekası dünya starları mahsus. Yeter ki, biraz daha tempolu oyna, yeter ki fiziki kapasiteni biraz daha artır
. Şayet, duran topların üzerine bağdaş kurarsan hem kendine hem de Trabzonspor’a büyük haksızlık yapmış olursun.
Futbol en iyi öğretmen Futbol müthiş bir öğretmen. Ondan hayatı daha iyi anlatan başka bir oyun bulamazsınız. Ders verir, ibret verir, mühlet verir, umut verir, acı verir…

Futbol, yeteneği ve kaliteyi baş tacı yapar ama içine gayret, istikrar ve ahenk yerleştirmezseniz ılık bir yaz meltemi gibi ardında bir teselli mektubu...
Editör: TE Bilişim