Trabzonspor'un bir önceki dönem yönetim kurulu üyeliği yapan yöneticileri Sadri Şener'e destek amacıyla bir basın toplantısı düzenledi. 

Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'nde düzenlenen toplantıda İbrahim Hacıosmanoğlu ve yönetimine çok sert eleştiriler vardı. 

Toplantıda geçmiş dönem yönetim kurulu adına konuşan Hasan Yener'in açıklamaları şu şekilde;

Birlikte görev yaptığımız Başkanımız Sayın Sadri Şener'in İbrahim Hacıosmanoğlu başkanlığındaki Yönetim Kurulu tarafından haksız, mesnetsiz ve yersiz suçlamalarla itibarsızlaştırılmaya çalışılması üzerine bu açıklamanın yapılması zorunluluğu doğmuştur.

Trabzonspor Kulübü'nde en uzun süre yöneticilik yapan isimlerin başında gelen, geçmişten bu yana yaptığı fedakarlıklarla bilinen, böyle bir şahsiyeti, değersiz gösterme gayreti, İbrahim Hacıosmanoğlu ve arkadaşlarının ne haddi ne de görevidir.

Sayın Sadri Şener başkanlığındaki yönetim kurulları 2008 Şubat ayında göreve gelmiş ve ayrılana kadar son derece önemli icraatlara damgasını vurmuştur. Bu süre zarfında Hüseyin Avni Aker Stadyumu dahil kulüp bünyesindeki bütün tesislerin fiziki yapılanmaları modernize edilmiş, yaklaşık 30 milyon liralık bir yenileme gerçekleştirilmiştir. Araç parkı ve otobüsler yenilenmiş, 1461 takımı için yeni bir sosyal tesis binası inşa edilmiştir.

Futbol takımının kadrosu ileride şampiyonluk getirecek seviyede değiştirilmiş, devralındığında 20 milyon Euro düzeyinde olan futbolcu değeri 2013 yılı sonunda devredilirken 60 milyon Euro'ya yükselmiştir. Bununla birlikte Trabzonspor'un geleceğinde büyük önem taşıyan ve bugünkü kadronun iskeletini oluşturacak futbolcuları barındıran 1461 Trabzon takımı kurulmuş, küme düşürülene kadar başarıyla faaliyetini sürdürmüştür.

Aynı dönemde kulübe kalıcı gelirler yaratmak adına Trabzonspor tarihinin en yüksek bedelleriyle son derece önemli sponsorluk anlaşmalarına imza atılmıştır.

Sayın Sadri Şener başkanlığındaki yönetimlerin Trabzonspor'u büyük mali külfetten kurtaran en önemli hamlesi  borsadaki şirket birleşmeleridir. Halka arzın oluşma sürecinde yapılan yanlışlar nedeniyle kulübümüz uzun yıllar süren temettü faizi borcu ile karşı karşıya kalmış, geleceğimiz ipotek altına alınmıştı. Bahsedilen rakam yıllık 10 milyon dolardan 30 yıllık yaklaşık 300 milyon dolar seviyelerindedir. 2 Yıl devam eden son derece ciddi gayretler sonucu kulübümüz bu yükten kurtarılmıştır.

Bu çalışmaya eş zamanlı olarak hiç bir kulübün bünyesinde olmayan HES Projesi hayata geçirilmiştir. 3 Yıllık titiz çalışma sonrasında Trabzonspor'a yıllık 10 milyon dolar gelir getirecek bu projenin tüm lisansları alınmış, inşa aşamasına gelinmişken kongre kararı nedeniyle bu şekilde bir sonraki yönetime devredilmiştir. Bugün bu projenin adından dahi bahsedilmemektedir. HES Projesi'nin hayata geçirilmemesi nedeniyle kulübün günlük kaybı 30 bin dolardır.

Yine bu süreçte geçmişten gelen ve kulübümüzün sırtında büyük bir yük olarak duran sporcular başta olmak üzere kişilerin alacaklarına yönelik davalar ciddi avukatlarla çalışılarak sonuçlandırılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda Trabzonspor 15 milyon Euro'luk bir yükten kurtarılmış ve kulüp kazancı sağlanmıştır.

Sportif açıdan değerlendirildiğinde ise Sayın Sadri Şener yönetimleri Ziraat Türkiye Kupası, Süper Kupa, 2010-2011 sezonu lig şampiyonluğunu tertemiz 82 puanla kazandırmış, UEFA Avrupa Ligi'ne katılınmasını sağlamış, Trabzonspor tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi'nde başarıyla mücadele etmiştir. 1461 Trabzon takımının yaşadığı şampiyonluklar takımın marka değerini arttırmış, Trabzonspor sevgisini ülke genelinde doruğa çıkartmıştır.

2013 Yılı mayıs ayında yapılan kongrenin ardından yönetim görevi devredildikten sonra ise gelen yönetim vaadlerinin hiç birini yerine getirememiştir. Mevcut Teknik Direktör Tolunay Kafkas sorgusuz sualsiz gönderilmiş, Fatih Tekke ve Hüseyin Çimşir ismi açıklanmış olmasına rağmen göreve tam anlamıyla başlayamamış, Ömer Eyüboğlu Altyapı Koordinatörlüğü'nde bir gün duramamış, Sportif Direktörlüğe Ünal Karaman getirilerek sonra ayrılmış, Alper Boğuşlu istifa etmiş, Mustafa Akçay da benzer şekilde kulüple bağlarını kopartmıştır.

Halen görevde olup olmadığı netlik kazanmayan Hami Mandıralı'ya zoraki sorumluluk verilmiş, bu ismin elde ettiği başarıya rağmen türlü senaryolarla takımdan ayrılmasına özel gayret sarf edilmiştir. Bu süreçte, Özkan Sümer gibi kulübün bir değeri değersiz gibi gösterilerek görevden uzaklaştırılmıştır.

Kulüpler Birliği'nde rakip takım başkanlarıyla yaşanan tatsız diyaloglar ülke futbol gündeminde uzun süre konuşulmuştur. Tasarruftan bahseden yönetim, 35 kişiyi işten çıkartıp, 80'e yakın kişiyi göreve başlatmıştır. Yönetim Kurulu'nun seçilmesinin üzerinden 1 yıl geçmiş, ancak 7 üye görevlerinden istifa ederek kulüple bağlarını kopartmıştır.  Asbaşkan Ali Kemal Başaran da önce istifa etmiş sonra bu kararını geri almıştır. 

Takımın iskeletini teşkil eden Kaptan Tolga, Giray, Serkan, Halil, Volkan, Yasin gibi önemli oyuncular gönderilmiş, bu isimlerin yıllık 13 milyon lira olan maliyetleri yerine yıllık 25 milyon liralık Malouda, Bosingwa, Aykut Demir gibi futbolcular transfer edilmiştir. Ayrılan oyuncuların yıllık maliyetleriyle, alınan oyunculara yıllık ödenen paralar ortadadır. Bu durumu kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.

Hepimizin gururu olan, Trabzonlular'ın sevgisini kazanan 1461 Trabzon takımının geçen yılki performansından bu yıl nerelere düştüğü bilinmektedir. Bugünkü Trabzonspor'un kadrosunu oluşturan iskelet, bu takımdan çıkmıştır. Fakat yönetimi seçim ve oy uğruna Trabzonsporluyum diye geçinenlere peşkeş çekilerek verilen 1461 Trabzon bugün küme düşmüştür.

Oluşturulan Futbol Akademisi üzerinden verilen altyapı hizmeti önemli başarılara imza atarken, mevcut yönetim bu organizasyonu ortadan kaldırmıştır.

Bugün gelinen noktada ise Trabzonspor'un geçmişinde önemli yeri bulunan Faruk Özak, Sadri Şener, Özkan Sümer gibi değerli başkanlarına, yakışıksız ve mesnetsiz ifadelerle saldırılmaktadır. Yönetimden ayrılan Sebahattin Çakıroğlu ile Engin Kara'nın Başkan ve Yönetim Kurulu için yaptıkları söylemler ve değerlendirmeler tüm kamuoyunun malumudur. 

Şike süreci başladığı anda Trabzonspor'un verdiği mücadele ortadayken, İbrahim Hacıosmanoğlu bu mücadelenin neresinde olmuştur? Kulüp için neler yapmıştır? İstanbul'da 2011 Temmuz ayında şike sürecinde başta Başkanımız Sayın Sadri Şener olmak üzere, Nevzat Şakar, Hasan Yener, Temel Kazancıoğlu ve Recep Denizeri polis gözetiminde ifade verip, kulübümüzü bu süreçte aklarken, tekerlekli sandalyesiyle eski Asbaşkanlardan Kenan İskender oradayken, İbrahim Hacıosmanoğlu ile bugünkü yöneticiler neredeydiler?

Trabzonspor'u çok sevdiğini söyleyen bir başkan bugüne kadar kaç kombine bilet satın almıştır? Kendi ifadesi ile Çobanlık yaptığında Trabzonspor hayalleri kurarken, kulübe ne zaman üye olmuştur?

Bugünkü Trabzonspor Başkanı, son 10 yılda üzerine kayıtlı hangi şirketle devlete ne kadar vergi ödemiştir? Yönetim kurulunda göreve geldiği gündeki mal beyanıyla şimdiki mal beyanını açıklamalıdır.

İbrahim Hacosmanoğlu Trabzonspor'un seçilmiş başkanıdır. Ama maalesef seçim öncesi söylemleriyle, seçildikten sonraki eylemleri örtüşmemiş, toplumu kandırarak elde ettiği bu sıfat, kendisini, kurumun bütün değerlerini ayaklar altına alma hakkına sahip olduğunu görür hale getirmiştir. Bu halet-i ruhiye, adeta hastalıklı bir psikolojinin dışa vurumuna benzemektedir!...

İbrahim Hacıosmanoğlu ve  yönetimde söz sahibi olmayan arkadaşları, bu nitelikleriyle bugüne kadar Trabzonsporumuz'un başına gelmiş en büyük felakettir.

Birlikte yola çıktığı ekipdaşlarını daha ikinci günden, diktatörce yöntemlerle devre dışı bırakan, yıllara dayanan dostlukları silip atan, verdiği sözleri unutan bir iradenin geldiği noktayı göstermesi açısından bu son hamle artık denizin bittiğini göstermektedir.

Yargı kararını hiçe sayarak, Trabzonspor'un 2013 Aralık ayı sonrasındaki yönetim sürecini tartışmalı ve şaibeli bir konuma taşıyan İbrahim Hacıosmanoğlu, eğer söylediği gibi kulübü çok seviyorsa, bir an önce işgal ettiği koltuğu terk etmeli, görevi yeni seçilecek ehil kişilere devretmelidir.

Başkanımız Sayın Sadri Şener önderliğinde, Şenol Güneş ve öğrencilerinin haklı emeğiyle elde edilen 2010-2011 sezonu şampiyonluğunun üzerine sözde politikalar üreterek göreve gelen bugünkü Başkan'ın, şike mücadelesinde kendisinden önceki dönemde herhangi bir adım atılmadığını söylemesi, komik olduğu kadar düşündürücüdür de.

Türkiye'nin en kapsamlı şike davasından alnının akıyla çıkan, UEFA tarafından temiz bulunarak Şampiyonlar Ligi'ne davet edilen bir kulübün yönetimini eylemsiz gösterme çabası, inandırıcılıktan yoksun, mesnetsiz bir bakış açısıdır.

İbrahim Hacıosmanoğlu biraz merak edip kulübün eski kayıtlarını incelerse, daha 3 Temmuz süreci başlamadan, sezonun bitimini takiben yönetim kurulumuzun gerek yurt dışı gerekse de yurt içinde konuyla ilgili yazışmalarını ve başvurularını rahatlıkla görecektir. Ayrıca bugün övgüyle bahsedilen Hukuk Kurulu'nun, Sayın Sadri Şener başkanlığında konunun içinde yer alan hukukçular olduğu da unutulmamalıdır. Elbette bunlar kendisi için bir anlam ifade ediyorsa!...

Güncel konuya dönersek; borsaya açık şirketi bulunan Trabzonspor Kulübü Derneği, dönemimizde denetlenebilir ekonomik yapısıyla, şeffaf ve anlaşılabilir bir muhasebe sistemiyle yönetilmiştir.

Şike Davası ve büyük bir hukuksal mücadelenin söz konusu olduğu ortamda göstermelik sözleşmelerin varlığından bahsetmek en basit tabiriyle cehalettir. Aksine, o dönemde yapılan uygulamalar, ekonomik sistemin gerektiği gibi yürütülmesi adına gerçekleştirilmiştir.

Bahsedilen olayda daha önce söz konusu avukatlara imza karşılığı ödenen sözleşme bedelleri, maliye müfettişlerinin uyarısı sonucu düzeltilerek faturalandırılmış, iki defa ödeme yapılmaması için de fatura tutarları gönderilerek KDV'si düşüldükten sonra iadesi alınmıştır.

Kulübe geçmiş dönemlerde 61 milyon TL. hibe eden Sayın Sadri Şener'in bahsedilen rakamlara tenezzül edebileceğini konuşmak bile abesle iştigaldir. Elbette olay yargıya intikal etmiştir. Bütün gerçekler tüm çıplaklığıyla yargılama safhasında gözler önüne serilecektir.

Fakat bahsedilen sorumluluktan daha vahim olanı; şu anda kulübe bağış mı yoksa, borç mu verildiği anlaşılamayan paraların Başkan hesabında alacak olarak durmasıdır. Kendini kulüpten daha güvenilir gösterme gayreti içerisinde olan İbrahim Hacıosmanoğlu için sorgulanması gereken, bu para trafiğinin perde arkasıdır.

Mevcut Başkan'ın geçmişindeki hangi özelliklerinin, bugün Trabzonspor'dan daha güvenilir  olmasını sağladığını bu kulübe gönül veren milyonlar merak etmektedir.

Bütün yönetim anlayışını bir önceki döneme yönelik iftiralar ve gerçek dışı suçlamalar üzerine inşa eden Hacıosmanoğlu ve arkadaşları, son Divan Genel Kurulu'nda da kulübün geçmişinde önemli görevlerde bulunan sağduyulu değerli eski yöneticilerin söyledikleri gibi büyük bir ayıbın altını imzalamışlardır. Bu vebal, onların boyunlarında kara bir leke olarak durmaktadır. Kaldırılmadığı sürece de taşınmaya devam edecektir.

Şampiyonluk kupasının talep edildiği ve haklılığın ispatlandığı bir dönemde, rakiplerimize koz verecek sanal hamlelerde bulunmak, ister istemez kamuoyunun kafasında farklı istifamlar oluşturmaktadır. Bugüne kadar susmamızın ve atılan iftiralarla yapılan suçlamalara karşı sessiz kalmamızın sebebi, yürütülen adalet mücadelesine duyduğumuz saygıdan ve Trabzonsporumuz'un sahada ve daha dışında zarar görmemesi hassasiyetindendir..

Seçim sandığından kupa sözü vererek çıkan İbrahim Hacıosmanoğlu Yönetimi, olası bir başarısızlığın faturasını bu yolla devretmeye mi çalışmaktadır, yoksa başka amaçlara hizmet peşinde midir? Bütün Trabzonsporlular tarafından bu soruların cevapları beklenmektedir.

Bugün Trabzonspor'a olan sevgi ve saygı maalesef yerlerde sürünmektedir. Artık Trabzonspor maçlarına gerçek taraftarlar dahi gitmemektedir. Tribünler maalesef bu yönetimin basiretsizliği nedeniyle boş kalmaktadır.

İbrahim Hacıosmanoğlu her demecinde ve konuşmasında ifadeleriyle Trabzonlular'ı gülünç duruma düşürmektedir. Vaatle, peşkeşle seçilebilir ama Trabzonspor gibi büyük bir kulübe yakışan başkan olamazsın. Unutmayalım ki Cenap Şahabettin'in söylediği gibi; "Zirvelerde kartallar da bulunur, yılanlar da. Ancak birisi oraya süzülerek, diğeri ise sürünerek gelmiştir".

Bu görüş ve düşünceler doğrultusunda  bugünkü Başkanı ve tutarsız asbaşkanını, yönetimini kınıyor, bir an önce Trabzonspor Kulübü'nden ayrılarak en iyi icraatlarını yapmalarını bekliyoruz.

Kamuoyuna saygılarımızla! ... 
Editör: TE Bilişim