Güneş, “Bu zihniyet, Umut'u Trabzonspor'dayken yuhalayıp, Galatasaray maçında alkışladı. 33 gol atan Burak Yılmaz'ı ise yuhaladı” yanıtını verdi.

Fanatik Gazetesi Şenol Güneş’e, kamuoyunun en çok merak ettiği soruları sordu;

2010-11 sezonunun ardından düzenlediğiniz basın toplantısında, “Eğer bu kadroyu muhafaza eder, üç de takviye yaparsak Avrupa’da söz sahibi oluruz” dediniz ama 8 oyuncu gitti. Daha sonra, “Yabancımız çok, yerli almamız gerek” açıklamasını yaptınız. Yerli gol kralı gitti, yabancılar geldi. Bazı taraftarlar, “Madem dediklerini yaptıramıyorsun, neden orada duruyorsun?” diye soruyor:

“En kolay şey gitmek olurdu tabii ki; Yapabilirdim onu. Örneğin Trabzonsporlu olmayan hiçbir teknik adam direnmez. Ben direndim. Geldiğimde de sorun vardı, kötü saha sonuçları, zamanında ödenmeyen oyuncu alacakları vs. Ne oldu? Başarı geldi, paralar ödendi. Sonra kadro dağıldı. Kimse istemedi böyle olmasını, yönetim de tabii. Bu noktada soru şu anlama geliyor: ‘Neden bu yıkıntıyı sahiplendiniz?’ Teslim olmadım ben, mücadele ettim. Ona bakarsanız bu soruyu soran zihniyet; Umut, Trabzonspor’dayken yuhaladı, Galatasaray maçında alkışladı. 33 gol atan Burak’ı yuhaladı.”

‘12 yabancıyı kimse istemedi’

“Bu değişimler yaşanacak. Bizde çok çabuk oldu. Bazı şeyler elinizde değil. 12 yabancıyı yönetim de ben de istemedik ama oldu. Gönderemiyorsunuz. 12 kişiden altısı beklemek zorunda. Oynayamayanlar küsüyor. 3 forvetten Henrique koşuyor çabalıyor, topu iyi kullanamıyor. Vittek güçsüz sabit, Janko önde kalıyor. Başkası olsa ‘Bana yeni santrafor alın, bunları gönderin’ derdi. Ama onlardan en iyi olanını göndermek isteseniz de kullanmak zorundasınız. Şimdi de yeniden yapılanıyoruz, elimizde olan bir şey mi? Bakın, Giray, Bamba yok, Colman ve Zokora yok. Öndekiler dediğimiz gibi. Bu, yeniden yapılanmak zorunda kalmak değil mi? Sebepler farklı, sorun aynı. Şimdi de bırakıp gideyim mi?”

‘Amaç bağcıyı dövmek’

İkinci sorumuz 28-29 Aralık ve 2-3 Ocak tarihleriyle ilgili. Ara dönemde kamp tarihi her yıl sorun oluyor ve bu yüzden büyük eleştiri alıyorsunuz. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

“Bu konudaki eleştiri sahiplerinin amacı üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Gelmeyen 3 kişi var sadece. Onlar da Güney Amerikalı. Bu işin

31 Ocak’la ilgisi yok. Emin olun 2 Ocak olarak belirleyin toplanma tarihini, bu kafadaki oyuncu 4-6 Ocak’ta gelir. Colman’ın yaptığı gibi benden ve arkadaşlarından özür diler, sonra da cezasını alır geçiştirir. Oysa ki, zaten sorunlusun, iyi sonuçlar alınmamış, takım dağınık. Önce zihinsel dinlenme amaçlıyoruz eşleriyle birlikte. Sonra fiziksel kaybı gidermeye çalışıyoruz. Werder Bremen geç toplanma vermiş... Ama teknik kadronun futbolcuya verdiği tatil dönemi çalışma programını oyuncu aynen uygulamış. Sen kime uygulatacaksın? Galatasaray ve Beşiktaş geç başlamış... Benim iki kupa maçım var.

Çalışmayan oyuncuyu bu maçlara fiziksel olarak hazırlamam gerek. Doğru işlere yanlış denilmesi can sıkıyor tabii ama biz işimize bakıyoruz.”

Bir diğer eleştiri de kadroyla ilgili. Ligin ilk yarısında neden sürekli kadro değiştirdiniz? (Bu soru adeta ‘Bir dokun, bin ah işit’ oldu)

“Allah aşkına bu eleştirileri yapanlara sorun, istikrarı olan oyuncu vardı da oynatmadık mı? Biz yarışmacı bir takımız, kötü oyuncuda nasıl ısrarcı olabiliriz? Tabii ki doğru olanı istikrardır. Oturmuş kadroyu hangi teknik adam bozar? Bu değişkenliğin nedeni sohbetin başından beri anlatmaya çalıştığım şeylerin içinde saklı. İki maç iyi oynayıp da kulübeye çektiğim, kadroya almadığım oyuncu var mı? Yok. Biz de en formdasını, en verimlisini kullanmaya çalışıyoruz. Arayış içinde olmamızın nedeni budur.”


KAYNAK: FANATİK
Editör: TE Bilişim