Türk futboluna sürülen kara bir leke, Trabzonspor taraftarına da yıllardır zülüm çektiren şike davasının başrollerindeki isimlere bakıyorum da aklıma şu söz geliyor;

“Yumurta mı tavuktan çıkar tavuk mu yumurtadan?”

Bir Trabzonsporlu olarak da diyorum ki, biz işimize bakmalı polemiğe girmemeliyiz.

Ve bilmeliyiz ki anamızın ak sütü gibi helaldir 2010-2011 yılında kazandığımız fakat siyasete takılan şampiyonluk kupamız.

Bir Trabzonsporlu olarak değil, bir futbol sevdalısı olarak beni ilgilendirmez dinlemelerin nasıl yapıldığı, usulsüz dinlenmişse usulsüz dinleyenler çeksin cezasını ki çekiyor.

Fakat usulsüz dinlenirken yakalananlar da çekecek cezasını! Üstüne yatamamalı Trabzonspor’un alın teriyle kazandığı şampiyonluğun.

Şike davalarında şüphe bile yeterli gelirken, Türkiye’de ortaya çıkan şike davasında yargılama sürecinde aksine yakalananların itiraflarıyla dolu dosyalar mevcut. 

Geçmiş görüntülere bakıyorum, FETÖ’nün şike davasını yöneten hakimlerini, savcılarını şikeden yargılananlarla aynı masada yemek yerken, aynı halı sahada top koştururken görüyorum.

Hepiniz aynı derenin balığıydınız, derenin suyu azaldı ve kirlendi. Nefes alma imkanınız kalmadı.

Türk futbolunu kirletirken milyonlarca kişinin ahını da alınca, sonunda birbirinize girdiniz.

Gerçi buralar da bir futbolsever olarak beni ilgilendirmez.

İşlenen şike suçu sabittir. 

Bunu deşifre eden düne kadar beraber olduğunuz içinizi dışınızı bilen FETÖ’cüler ise de beni ilgilendirmez, İngiliz ajanıysa da beni ilgilendirmez.

Şimdi şike davasının peşini bırakmayanlara, FETÖ’cü damgası vurmak isteyen Allah’sızlara da son bir sözüm olacak.

"Ne şikesi memleket elden gidiyor" diyerek, memleket elden giderken şikelerini aklama peşine düşmeyin.

Öyle bir şansınız olmadı! OLMAYACAK

HAKKIN OLANI ALANA KADAR KORKMA, ÇEKİNME TRABZONSPORLU

Hakkını ararsan FETÖ’cü değil, adalet isteyen bir futbolsever olarak kalacaksın.