“Sıkıntılar yaşıyoruz ama hepsini işimizin bir parçası, bir sınav olarak görüyoruz” diyen başarılı teknik adam, “Geçiş döneminde en büyük beklentimiz taraftardan. Bize omuz verip yanımızda olsunlar” ifadesini kullandı.

‘Tabi ki eleştiriyorum’

“Trabzonspor hocalığının benim için önemini ve değerini anlatmaya gerek yok. En büyük onurum, gururumdur. Bu göreve beni layık görenleri mahcup etmemek için uğraşıyorum. Bunun yolunun da başarılı sonuçlar kadar doğru bir felsefeden, oyuncu yetiştirmeden, takımı iyi temsilden geçtiğini biliyorum. Mazeret üreterek bir yere varamayız. Yaşadığımız her şeyi işin bir parçası görüp çözüm bulmaya, her yaşadığımızı bir sınav olarak görmeye çalışıyoruz. Belki benden daha çok konuşmamı, daha çok oyuncularımı eleştirmemi bekleyebilirler ama yapmam. Ben oyuncularımla tabi ki konuşuyorum, eleştiriyorum. Ama biz bir aileyiz ve bunu aile içinde yapmamız lazım...”

‘Sahada kalmalıyız’

“Yaşanan malum sürecin ardından polemikler hep olmuştur, olacak da. Burada ciddi beklentiler var. Fakat biz camia olarak işin sahadaki tarafıyız ve hep sahada kalmaya özen göstereceğiz. Zaten başkanımız ve yönetimimiz bu konuda söylenmesi gerekenleri söylüyor, işin takibini yapıyor...” 

Taraftardan beklentisi...

“Taraftarımızdan beklentimiz bu geçiş döneminde bize destek olması. Sıkıntı yaşadığımız anlarda omuz vermeleri. Trabzonspor büyük bir aile ama zaman zaman iç çekişmeler falan derken enerjimizi gereksiz yönlerde kullanıyoruz. Bunun önüne geçip Bordo ile Mavi üzerinde kenetlenebilirsek çok daha güçlü oluruz...” 

‘Dönüşüm bir anda olmaz’

“Trabzonspor olarak altyapıya, alttan gelecek yeni nesillere çok ihtiyacımız var. Fakat bu bir anda olacak iş değil. Bir sezonda kadroyu tamamen dönüştürmek, takımı bu şekilde inşa etmek olanaksız. Bu genel futbol şartları içinde de gerçek bir hedef olmaz. Her sezon bu kadroya birkaç oyuncuyu monte etmek, bazılarını da oynayanlara karşı iyi alternatifler arasına katmak dahi Trabzonspor’un ekonomisini rahatlatır. Son dönemde bu yönde çalışmalarımız, kazanımlarımız oluyor...”