SonNokta Gazetesi'nin Spor Müdürü Servet Özkara'ya röportaj veren Karaman son derece çarpıc konulara değindi. İşte Özkara'nın Ünal Karaman röportajı:

Henüz 19 yaşında giydiği A Milli Takım formasıyla ünlü Wembley’de İngiltere’ye karşı mücadele ederek Türk futbol tarihine geçen Ünal Karaman, sonrasında geldiği Trabzonspor’da da Bordo- Mavililerin inanılmaz zaferlerine büyük katkı yapmış, rakibin bağrına bir hançer gibi saplanan futboluyla, ve de adamlığıyla efsaneleşmiş , Trabzonsporluların gönlünde de geçen yıllara rağmen silinmeyen müstesna bir yer edinmiştir. Ancak, her şartta dik durup doğrunun peşinden giden, bulduğunda da ona sımsıkı sarılanlara itibar etmeyip, “Abidik, gubidik ‘çileri zirveye taşıyan sistem nedeniyle ne zamandır sessizdir. İyi ki de öyledir. Çünkü O, öyle olduğu için Ünal Karaman’dır.. Kaptanla yaptığımız söyleşiyi sunuyoruz..

İZLANDA’NIN VERDİĞİ DERS HEPİMİZE ...

İzlanda gerçekten alınması gereken büyük bir ders verdi bize. Ancak sadece sporu, futbolu yönetenlere değil hepimize ders verdi. Yalnızca sporu yönetenlerin sıkıntısı değil bu. Biz insan olarak kalite olarak düştüğümüzden, her kesimde ciddi anlamda bir yozlaşma olduğu için, kendi değerlerimizden uzaklaşma olduğu için alması gereken herkese ders verdi İzlanda. Şimdi sorun şu: Ülkenin yaşadığı sıkıntılar, sorunlar neyse bunun yansımasını ,tezahürünü yaşıyoruz.Sokaktaki vatandaş yaşıyor. Avukatı, doktoru, mühendisi siyasetçisi yaşıyor, sporcusu aklınıza gelen kim varsa yaşıyor bu sıkıntıları. Hatta anneler, babalar, yaşıyor..

ÖNCE KENDİMİZİ HESABA, KİTABA ÇEKECEĞİZ

Dolayısıyla biz sorunu uzakta arama yerine kendimizde aramış olsak belki çözümün bir parçası olacağız. Ama maalesef o yapı içerisinde olmadığımız için, karakterimiz ona müsait olmadığı için de kendimiz temiz, biz her şeyi bitirmiş, ama bizim haricimizde bizim gibi düşünmeyen herkes tu kaka. Bizim gibi düşünmeyene , aykırı düşünene ‘Bu çarkın adamı değilmiş’ diyerek eleştirel gözle bakıyoruz. Halbuki kendimizi eleştirmeye başlamış olsak, sorunun önemli bir bölümünü çözmüş olacağız. İzlanda küçücük nüfusuna rağmen devrim yapabiliyorsa, altyapılarda üst yapılarda revizyona gitmişse, sistematik bir dalgalanma yaşayıp da gençler düzeyinde bir gelişim yapabiliyorsa , o kadar küçük nüfusun içerisinde yüzdeye vurulduğu zaman önemli ölçüde lisanslı bir sporcu kitlesi oluşturabiliyorsa, sen hala kartvizitle beraber iş yapmaya çalışan bir zihniyet içerisindeysen, burada sorun tak başına futbolun içinde değildir. Öyle demek biraz aykırı düşünce olur. Onun için herkesin kendisin hesaba çekmesi gerekir. Hani Yunus’un söylediği gibi, "Yunusum söyleme sözleri eğri büğrü gelir bir Molla Kasım çeker seni sigaya’ diyor ya, biz önce kendimizi hesaba kitaba çekmeden, kendimizin ne olduğunu bilmeden, kendimizi bir şey zannediyoruz ya.. Çok da derine girmeyeyim, gerçekten üzülüyorum.

FUTBOLDAN Bİ HABER BİR SÜRÜ TİP!..

Sorun sadece Türk futbolunun sorunu değil. Dediğim gibi herkesin, sorunu. Dolayısıyla biz biz kendi özümüzden, değerlerimizden uzaklaştığımız sürece bu sorunları yaşamaya devam edeceğiz.Tabi işin özünde liyakat olması lazım. Ehil insanların hak ettikleri noktalar içerisinde olması gerekiyor.. Onlardan da uzak kaldığımız dönem içerisinde bu sonuç kaçınılmaz. Spordan , futboldan bi haber, hangi işi yaptığını bilmediğin insanlar bu işin içinde.Şu an piyasada goy goy yapanlar, “Ağam paşam’,’Eyvallah baş göz üstüne ‘ diyenler,el ovuşturanlar el üstünde.. Parasının üzerine para koyan, servet yapan futboldan bi haber bir sürü tip. Hadi bıraktık üst düzey futbolculuğunu bir yana, sen bunun diplomasını almışsın, okulunu, yüksek okulunu okumuşsun, Pro lisansın var bunun öncülüğünü yapmışsın, Tudor diploma almışsın, sen kendini hala bilmeyen safta görüyorsun, Hangi işi yaptığı meçhul bir sürü adam şunun bunun sporun, futbolun içinde . . Ee kardeşim nasıl olacak o zaman bu iş?

YİYİN EFENDİLER YİYİN MANTIK BUDUR!

Yahu senin de yiyeceğin yarım ekmek , benim de yiyeceğim yarım ekmek. Ne fark edecek yani. Çocuklarına adam gibi bir duruş gösteremedikten sonra nasıl olacak? Şayet biz de istiyorsak ki bizim çocuklarımız da gemisini yürüten kaptan misali “Tamam oğlum parayı kazan da her şey mubah’ mı olacak, yoksa yiyeceğim yarım ekmek ‘Allah’tan başka kimseye kulluk etmem, kimseye de biat etmem’ diyecek , onurlu dimdik duracak bir nesil mi yetiştireceğiz? İşte sen sünepe bir nesil yetiştirdiğin için o anlayışın çocukları da o çocuk olarak büyüyor. Onun için çok öyle, böyle futbol şu, bu deyip de yalandan kuru gürültüyle vakit geçirmemek lazımdır. Söyleyecek çok şey var da futbolla ilgilenenlere sadece şunu söyleyeyim; Yiyin efendiler yiyin! Mantık budur

SiSTEM YALAKA İNSANLARIN İŞ YAPMASINA ALIŞMIŞ

Bu gün baştasınız tamam parayı götürün, alevera davelerayı yapın. Sistemiminizi , işinizi büyütün, alacağınız ihalelerin,açacağınız işyerlerinin sayısını çoğaltın. Siyasilere biraz daha yakın görünerek, el avuç ovuşturarak ‘dün öyleydi,bugün böyleydi ‘diyerek gününüzü geçiştirin. Çünkü alışmışız. Sistem, düzen bu tarz insanları öne çıkarıyor. Sistem yalaka insanların iş yapmasına alışmış. Çünkü düzen öyle düzen olmuş. Onun için konu sadece İzlanda yenilgisi değil, sadece spor da değil.. Biz insan olarak değerlerimizden uzaklaştıkça, adamlık, yapı, sistem , başarı da bizden uzaklaşıyor. Biz kendimizi hesaba çekmeden, kendimizin ne olduğunu bilmeden, kendimizi bir şey zannediyoruz. Sorun Türk futbolunun sorunu değil.

Editör: TE Bilişim