Sosyal medyanın etkin gruplarından Yüreğini Koy Ortaya Trabzon sayfası yaptığı basın açıklaması ile Trabzonspor başkanı Muharrem Usta'ya sahip çıktı.

İŞTE O AÇIKLAMA

Çocukluğumuzun efsanesi Trabzonspor'u düştüğü bataklıktan kurtarmak için dal uzatan bir başkan ve haddini aşan bir taraftar kitlesi...

Dün gece yaşanan tatsız olayı tüm taraftarlarımıza ithaf etmesek de birkaç satır yazmamız icap etti. Bizler sabırsız insanlarız, her şey hemen olsun isteriz ama olmaz. Olsa da sağlıklı olmaz. Nasıl ki mevsim kış iken birden yaza geçmiyor ise, Trabzonspor da karakış'tan yaza birden geçmeyecektir. Bu kelimeyi duymaktan sıkıldınız biliyorum ama "Sabredeceğiz". İyi niyetinden şüphe duymadığımız bir başkanımız var ve Finansal Fair-Play gereği imkanları kısıtlı. Buna rağmen ilk üçe oynayan bir takım oluşturdu. Geçen sezonun ikinci yarısı yakaladığımız çıkış hiçbir futbol otoritesi tarafından inkar edilemez. Az ve öz takviye yapmak zorundayız. Ve biliyorsunuz ki kaliteyi ucuza almak kolay değil. Bu sene Avrupa kupalarında mücadele etmediğimizi de düşünürsek acele etmenin yanlış olduğunu anlıyoruz. Her şeyi bir kenara bırakalım, dün gece yaşanan pankart olayının izahı yok. Düşünerek anlaşılacak bir durum değil bu. Olay Trabzonda değil de başka bir şehirde yaşanmış olsa diyeceğim ki; "Yönetimle tribünün arasını açmak için başka takımın taraftarları asmıştır"
Gözlerime inanamadım. Bırakın insanlar işlerini içine sinerek yapsın.  Bırakın mutlu çalışsınlar, çalışsınlar ki Trabzonspor kazansın...
Yetmedi mi birbirimizi yediğimiz? Yetmedi mi forma ve kombine almayan insanların haksız isyanlarını dinlediğimiz? 
Bu takımın sahibi Trabzonsporlular olarak biziz. Gerekirse tepkimizi başkanlık seçiminde gösteririz. Çirkin ve saldırgan pankartlar açarak değil... Bu önemli zaman diliminde hepinize çağrı yapıyoruz. Koşulsuz şartsız destek olalım. İşi zor olan bu insanların arkasında duralım. Hak ettikleri sabrı gösterelim. Gösterelim ki hepimiz kazanalım. Mevlana'nın da dediği gibi;Kapı açılır, sen yeter ki vurmayı bil! Ne zaman, bilmem! Yeter ki o kapıda durmayı bil!