Rostov, takım olarak ilk dakikadan itibaren baskılı ve sert oynamayı benimserken, Trabzonspor ise kazandığı topları gelişi güzel ileri vurarak, ne yaptığını bilmeyen bir anlayış içerisindeydi. Oysa bu, Rostov takımının işine geliyordu. Çünkü top daha çok Rostov takımında kaldı. Rakip, ayağa oynayarak Trabzonspor’un üzerine ilk devrede çok geldi. İlk yarıda daha çok pozisyon üreten takım Rostov oldu. Trabzonspor, ilk devre itibariyle sadece 1 pozisyon buldu. Belki de maçın en önemli pozisyonu, Trabzonspor’un rakip savunmayı 3’e 1 yakaladığı pozisyondu. Ne yazık ki bu pozisyon hunharca harcandı. İyi değerlendirilebilmiş olsa, maç orada bitmiş olacaktı. İlk yarıda savunma yapmaya çalışan bir Trabzonspor vardı. Rakip Rostov ise sağlı-sollu ataklar ve kornerlerle gol arıyordu.

Trabzonspor, maçın ilk yarısında hemen hemen topu hiç ayağında tutamadı, pas yapamadı, atağa çıkamadı. Sadece uzun toplarla pozisyon üretmeye çalıştı.

İkinci yarıda ise Trabzonspor’u daha istekli ve savaşçı gördüm. Bu yarıda orta sahada rakip üzerinde baskı kuran Bordo-Mavililer, kontra ataklar ile pozisyon bulmaya çalıştı. Turu geçse de Trabzonspor’un bu maçta iyi oynadığını söyleyemeyiz. Böylece UEFA’da yoluna devam eden Trabzonspor, hem moral hem de lig öncesi güven buldu. Trabzonspor'un, geçen sezon UEFA Avrupa Ligi'nde gösterdiği başarının üstüne çıkmak için uğraş vermesi lazım. Büyüklüğünü ancak böyle gösterebilir.

Sonuç olarak; Trabzonspor, oyun anlamında tatmin etmezken, turu atlayarak sevindirdi.