Şehirde her şey güzel, takıma sonsuz destek var, bayanlar ve çocuklar şehri Bordo-Maviye boyamışken maç başlar ve ilk yarı sona ererken Trabzonspor’un kaleye bir şutu olmadığını görüyoruz. Yediğimiz golde cabası. 11’de başlayan Janko’nun ilerde yalnız kaldığı ayrıca yandan kesinlikle top alamadığı gözüktü. Yenilen golde Bamba’nın son müdahalesi yeterli olmasada, sahanın en etkili isimlerinden biri Bamba idi. Sapara’nın hastalığı tam anlamıyla atlatamadığı bariz gözüktü fakat attığı pasların kalitesi yine oyuna renk kattı. Soner’in klas golünden başka sahada etkisiz olmasını yine geçirdiği sakatlığa bağlıyorum. Serkan, Janko, Bamba, Soner… Sahada olan bir çok futbolcu sakatlıklar yüzünden bir çok idman kaçırdı. Sahada olamayan, bir çok sakat futbolcumuz! Arkadaş bu topçular neden böyle fire veriyor… Bu sorgulanmalı ve cevabı derhal verilmeli. Artık yeter, bu mağlubiyetin sorumlusu sakatlıklardır.

Trabzonspor forvette Henrique’ye umut bağlıyor. Olaya bak arkadaş, bu adam tam bir umutsuz vaka! Adam oyuna girerken, çevremdeki bir çok kişi “ hadi şaşırt bizi…” şeklinde fısıldıyor. Can çıkmayınca umut kesilmezmiş misali… Ama diyorum Arkadaş! Bu adam topçu falan değil, eski mesleğine derhal geri dönsün. Yalancı baskı yapıyor! Topu kendine istemiyor, el kol hareketleriyle takım arkadaşına top isteyen bir adam olmuş Henrique! Tek yaptığı kendi kendine çalım atmak…

Şenol Güneş’e kızmıyorum, kızamıyorum. “Vermeyince Mabud ne yapsın Mahmut” misali…