Trabzon’un şehir merkezini Yomra istikametinden geçince Maçka’ya doğru giden yola koyulursunuz. Maçka’yı geçince, ağır ağır Zigana Dağı’na vurursunuz kendinizi. Üstüne ne türküler yakılmıştır Zigana’nın hey gidi…

Zigana denen o güzel yüzün, bir yanağında Maçka diğerinde Torul yer alır. Yâda şöyle diyelim; heybetli Zigana Dağı’nın bir omuzu Maçka ise diğer omuzu Torul’dur… Hem bu omuz omuza olma hali, hem de aynı kültürün ve yörenin çocukları olmamız cihetiyle Trabzon ile Gümüşhane’yi birbirinden hiç ayırt etmem…

Ha işte, o Zigana Dağı’nın hemen eteklerinde, dağlar ve kayalar arasında nazlı bir ırmak gibi uzanan Torul İlçesi’nde, sessiz sedasız bir destan yazılıyor da ona değinmektir muradım…

Futbolda Trabzonspor Efsanesi’nin bir benzeri, Maçka Dağı’nın öte yamacında ki küçük hem de küçücük Torul’da yaşanıyor…

Kıt imkânlar ve tüm olumsuzluklara rağmen Gümüşhane Torul Gençlerbirliği Gençlik ve Spor Kulübü, Voleybol’un Süper Ligi’nde oynuyor ve resmen İstanbul takımlarına kök söktürüyor…

Torul Gençlerbirliği, 2006 yılında, tamamen amatör bir ruh ile bir lise takımı olarak kuruldu… Bir lise takımıydı ama kısa süre içerisinde önüne geleni deviren bir armadaya dönüştü. Lise takımı olarak bölgesel voleybol ligine katılma hakkı elde etti…

Takvimler 2007 yılını gösterdiğinde Torul Gençlerbirliği, önüne geleni ezip geçerek Voleybol 3. Ligine yükseldi. Dağların arasında sıkışıp kalmış küçük bir ilçenin, büyük yürekli çocukları bu çıkışlarını hiç soluk almadan sürdürdüler. Yeni çıktıkları 3. ligde karşılarında rakip dayanmıyordu ve 2008 yılında artık Voleybol 2. Lig’de oynamaya hak kazandılar.

Futbolda olduğu gibi voleybolda da İstanbul hegemonyası vardı ve bu büyükler Torul Gençlerbirliği’nin yükselişini bıyık altından gülerek izlediler. Lise takımından bozma, küçük bir ilçenin takımı bir parlamıştı ama her an sönmesi kesindi onlara göre. Ama hiç de bekledikleri gibi olmadı. Torul Gençlerbirliği, 2.lig’de de tam bir Karadeniz Fırtınası gibi esti ve Türkiye’nin şaşkın bakışları arasında Voleybol 1. Lig’ine adını yazdırdı…

Voleybol otoriteleri şaşkın bir vaziyette Torullu gençlerin ligleri kasıp kavuran bu yükselişini ağızları açık seyrettiler. Ama bu Torullular da fazla oluyordu artık ve nasılsa 1. Lig’de boylarının ölçüsünü alacaklardı…

Voleybolun baronları, Torullular boylarının ölçüsünü alacak derken, o da ne, Torul Gençlerbirliği, önüne gelenin boyunun ölçüsünü almaya başlamıştı bile. Torul’a giriş vardı ama yenilmeden çıkış yoktu…

Torul Gençlerbirliği’nin bu sarsıcı ve önlenemez yükselişinden payını ilk alan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Voleybol takımı oldu… Türkiye ve Avrupa’da voleybolun önemli markalarından birisi olan İstanbul Büyükşehir takımı Torul Gençlerbirliği ile sahaya çıkana kadar Türkiye ve Avrupa’da oynadığı son 37 maçta mağlubiyet yüzü görmemişti. Torul ile yaptığı maç ile yenilmezlik ünvanlarını 38 yapacaklarından o kadar emindiler ki… Torul’da kim oluyordu ki!

Türkiye ve Avrupa’da bileği bükülemeyen İstanbul takımı kendi sahasında Karadeniz’den bir ilçe takımı ile sahaya çıkıyordu ve rakibini yeneceğinden hem de ezerek yeneceğinden hiç şüphesi yoktu.  Torul Gençlerbirliği, birazdan boyunun ölçüsünü alacak ve havası sönecekti onlara göre…

Ve maç tam da onların istediği gibi başladı. İstanbul takımı Torul’u iki sette de geçmiş ve durumu 2-0 yapmıştı. Fakat Zigana Dağı’nın çocukları, biz daha son sözümüzü söylemedik dediler ve ard arda üç seti de kazanarak İstanbul Büyükşehir’i ezip geçtiler. Torul’un maddi imkânı ile İstanbul’un maddi imkânlarını kıyaslamak mümkün değildi ama Torul’un gençleri her şeyin maddiyat olmadığını hem İstanbul’a hem de tüm Türkiye’ye gösterdiler… İstanbul takımının, Türkiye ve Avrupa’da ki namaglûp ünvanına son verdiler… Karadeniz’in Torullu çocukları ele avuca sığmıyordu… Sonraki dört sezon boyunca da Torul Gençlerbirliği, İstanbul Büyükşehir’i düzenli olarak yenmeye devam etti…

Torul Gençlerbirliği’nin sürprizleri sadece İstanbul Büyükşehir ile de sınırlı kalmadı. Türkiye’nin en büyük kulüplerinden Beşiktaş’ı ezici bir şekilde yenerek bir alt lige gönderen de Torul Gençlerbirliği oldu… Torul’un kök söktürdüğü takımlar arasında Galatasaray da vardı…

Ve son olarak bu yıl Torul’da oynanan maçta, Torul Gençlerbirliği’nin ezip geçtiği takımlar arasına Fenerbahçe’de eklendi. Torul 5 bin nüfuslu bir ilçe… Fenerbahçe’in ise sadece kongre üyeleri arasında 5 binden fazla işadamı var ama işte bu Torul, Fenerbahçe’yi spor salonunun parkesine resmen serdi… Ve tabii ki gururumuz oluyor…

Zigana Dağı’nın hemen öte yakasında, bizim Torullu çocuklar, tüm Türkiye’ye kafa tutuyor. Ve biliyor musunuz, oyuncuların kalabilecekleri özel bir evleri dahi yok. Sağ olsun belediye bu çocukları misafirhanede konuk ediyor…

Bu konuda yazacak ve söyleyecek çok şey var. Ama ben bu kadarı ile iktifa ediyorum ve Rizeli, Giresunlu, Samsunlu, Ordulu, Trabzonlu tüm Karadenizlilere seslenmek istiyorum, Karadeniz’in bu efsane takımından haberiniz var mı? Bu takımın Türkiye Voleybol dünyasını kasıp kavurduğunu biliyor musunuz?

Ve Trabzonsporlular, hemen Zigana Dağı’nın öteki yanağında, bizim futbolda yaptığımızı, voleybolda yapan Gümüşhaneli çocuklardan haberiniz var mı?

Bu takıma sahip çıkmak en az Gümüşhaneliler kadar Trabzonluların da boynuna borçtur. Trabzon’un işadamları, siyasileri ve Trabzonspor yöneticileri sesim size ulaşıyor mu acaba?

Seninle gurur duyuyoruz Torul Gençlerbirliği…

Benim artık voleybolda tuttuğum bir takım var…

Hem de o takım paraya karşı emeğin en onurlu mücadelesini veriyor…