Trabzonspor  2010-2011'e takılıp kaldı, bir an önce unutup önüne bakması lazım falan filan...
İlkesiz İstanbul medyasının, omurgasız yazar/çizerlerinin , çukur fikirleri..  Bir dönem ağız birliği yapmışcasına hepyekün bunu söylediler, yazdılar, çizdiler..
Öyle çok tekrar ettiler ki bu yalanı, bir çok Trabzonsporluyu da inandırdılar bu yalana.


Evet bir  2011 Travması var gerçekten.


Trabzonspor, cumhuriyet tarihinin en büyük adaletsizliklerinden birisine maruz kaldı göz göre göre. Tüm erkler bu haksızlığa gözyumdu, sadece güçlü olduğu için haksızın yanında durdu.

Trabzonspor, haklı olduğu davanın peşini bırakmadı ve adaletsizliği kabul etmedi, adaletin peşinden koşmayı bırakmadı, ve hala bir yerlerde süren davalar var. Adaletsizliği içine sindirememek bir travma mıdır?


Yoksa travma,  daha ligin ilk yarısı sona ermeden sana 15 fark atan namağlup  Trabzonspor'un aldığı ilk mağlubiyette "2010-2011 Şampiyonu Fenerbahçe" diye twit atmak mıdır resmi hesaptan? 
Ya da ertesi gün gidip yenilmek ve liderin ilk maglubiyetinde bile puan farkını azaltamamak mıdır travma? Travmadır tabi bu da, ama o travma bu travma mıdır?

Rabia Naz'ın babası, öldürülen evladının ardından yıllarca adalet mücadelesi veren o baba, yaşadığı travma , sizin kastettiğiniz türden bir travma mıdır?

Bu ülkede adalete olan güvenin sarsılması , herkeste ne kadar travma yaparsa o kadar travma.
Haklı olduğunuzu bildikleri halde, hakkınızı vermemeleri; suçlu olduğunu bildiği halde suçluyu güçlü olduğu için savunmaları, ve 85 milyon insanın emin olduğu şikeye, üç beş siyasetçinin yok demesi ve kararı onların veriyor olması, bu adaletsizlik ne kadar travma yaratırsa herhangi bir "insanda" , o kadar travma.

Adaletin peşinde harcanan bir ömre saygı duymak gerekir. Bir ömür de sürse, bu adına travma dediğiniz adalet inadını içimizde sevda sevda büyüteceğiz.
Büyüteceğiz ama nefret nefret büyüyen kinimizi de yüzümüzdeki alaycı gülüşün ardına saklayacak, adaletin tecelli edeceği günü dakika dakika gerekirse dakika sayacağız. Kurt intikamını 40 yıl sonra almış, erken oldu demiş.

Biz unutmuyoruz da, Fenerbahçe camiasına ne oluyor ki unutturmuyorlar?  Yerli yersiz, 2010-2011 şampiyonu Fenerbahçe diyorlar resmi ağızdan.
Hayırdır, ne bu yangın?
İçerdeki cam vazoyu ben kırmadım baba diyen masum bir çocuk gibi. Hangi vazo haberiniz bile yok, ama vazoyu kırdığından eminsiniz artık.

İşte tam olarak travma budur.
2010-2011 travması , evet böyle bir travma var, ancak sanıldığı gibi Trabzonspor'un yaşadıği şey değil, Fenerbahçe'nin yaşadığı şey travmadır.

Bunu nerden anlarız, nasıl emin oluruz?

Trabzonspor yaşadığı adaletsizlik karşısında maddi manevi bir yıkım yedi doğru. Güçlüden hakkını alamamak ve bu haksızlığa devletin alet edilmesi, bu ötekileştirilme , vatanına bağlı, bu coğrafyanın en yiğit insanlarını moralmen nasıl yıkmazdı? Ama
verdiği adalet mücadelesi, onu ayağa kaldırdı ve her geçen gün daha çok güçlendi.
Bu kin, bizi güçlendirdi. Görülecek bir hesabımız vardı ve o hesabı görmek için güçlü olmak zorundaydık. Bu çetin mücadele bizi her koşula karşı hazırladı. Omuzlarımızdaki yük o kadar ağırdı ki, artık bundan gayrı her yük bize hafif gelirdi. 
Güçlendikçe güçlendi, birlik oldu, sakin kaldı, adım adım gitti, her adımını planlı gitti, yere sağlam bastı, ve adalete öyle susamıştı ki, vura kıra kutlu güne doğru yürüyordu.
Özetle, 2011 sonrası Trabzonspor'un grafiğine bakan, yükselen ve nihayetinde zirvenin zirvesine çıkan o ivmeyi görecek.

Trabzonspor 2011 şike sürecinden güçlenerek çıktı ve bugün büyük resme bakınca 2010-2011'in gerçek kazananı kim, görmek isteyen gözler, çok açıkça görerecektir.

Peki Fenerbahçe ne yaptı 2011'den sonra?

Fenerbahçe'nin suçunu örtbas eden, hatta ödüllendiren güçler, iyilik mi yaptı?
Fenerbahçeliler gerçeği inkar etseler de, kalplerinin en derin yerinde, 2010-2011 şampiyonunun aslında Trabzonspor olduğunu bilmiyor mu? 
Bu ezikiği de sürekli 2010-2011 şampiyonu Fenerbahçe diyerek en derinden bir travma gibi yaşamıyor mu?

Travma'nın tanımına bakarsanız,  2010-2011 şampiyonu Fenerbahçe deyip duran bir resmi hesabın tanımını görürsünüz.

Peki bunum travma olduğundan nasıl emin olabiliriz?
Sağlamasını yapalım.

2011'den bu yana Fenerbahçe'nin grafiğine bakın.
Sürekli ve istikrarlı bir şekilde düşen bir grafik.
Maddi -manevi çöküş.
Performans olarak çöküş.
İtibar olarak çöküş.

Bu çöküşün başlangıcı neresi?
Tam olarak 2010-2011.

Fenerbahçe'ye ceza vermeyerek iyilik yaptığını sananlar, Fenerbahçe'ye aslında müebbet hapis verdi.

Bu leke, ömrü billah, bir damga gibi alınlarının ortasında yaşayacak her bir Fenerli.

Bir gün belki Trabzonsporlular bile unutacak 2011'i ama, Fenerbahçeliler unutmayacak, durup durup "2010-2011 şampiyonu Fenerbahçe" diyecekler.

Fenerbahçe bir ömür şike yapmadık diyecek,  bu sayede "Fenerbahçe ve şike" ömrü billah hep yanyana kalacak.

Travma işte budur.

Fenerbahçeliler şu sıralar sürekli soruyor:
"Hangi günahın bedeli bu? Kimin hakkını yediysek , helalleşelim "  diye.

Helalleşme yok.

Tam da bu yüzden;

 Fenerbahçe için kötü günler geride kalmayacak.

Hiç bir zaman yarını,  dününden daha güzel olmayacak.

Yaşadığı bu ağır travmanın sonu,
 hüsran olacak.

 

İktidardan Federasyona Trabzonspor Talimatı


Son günlerde özellikle Fenerbahçelilerin sıkça dile getirdiği "talimat" konusu doğru çıktı.

İsminin saklı kalmasını isteyen Federasyon yetkilisi bomba gibi itiraflarda bulundu. 


"TALİMAT  GELİYOR, UYGULUYORUZ"

Trabzonspor, üç büyüklere tarihi  puan farkı atınca İstanbul medyası ve bazı spor yorumcuları sık sık hakemlerin talimat aldığını ima ederek , puan farkını ve Trabzonspor'un başarısını gölgelemek , daha önemlisi kendi kulüplerinin başarısızlığını örtmek istiyorlardı.
 
    Konuyla ilgili görüştüğümüz yetkili, "Siyasi kanattan bize yoğuk baskı var. Gördüğünüzü çalın. Hiçbir kulüp lehine ya da aleyhine hatalı karar istemiyoruz" seklinde baskı var.

   Trabzonspor için özel bir istek var mı diye sorduğumuz yetkili şu şekilde cevap verdi.
" Trabzonspor için bir hassasiyetleri var. Asla ve asla Trabzonspor lehine hatalı karar vermeyin" 
Trabzonspor aleyhine karar vermekte bir çekince yok. Trabzonspor'un canı yanabilir. Ancak basarıya gölge düşürmek adına, Trabzonspor kollanıyor algısı oluşturmak adına sabotaj yapmak isteyem hakemler olabilir korkusuyla, Trabzonspor lehine hata istemiyorlar.

    "Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş aleyhine hata yok bu sezon, ama Trabzonspor aleyhine var. Bunun sebebi bu özgüven. 
   3 büyüklerin aleyhine,  Trabzonspor'un da lehine hata yapmaktan çekiniyoruz"


    Bu açıklamalar, sezonun geride kalan haftalarına bakıldığında, yaşananlar ile örtüşüyor. 
 
    TRABZONSPOR TARAFTARLARI DA RAHATSIZ

    Sezonun ikinci haftasının henüz başı oynanırken, Trabzonsporlu taraftarlar da aleyhlerine yapıpan hatalardan cok, lehlerine yapılan hatalardan çekiniyor. 

       Sosyal medyada yapilan bir yorum olayı özetliyor:

    " Malatyaspor macında 3 penaltimiz verilmedi ama Fenerliler , Perez'e kırmızı verilmedi diye yaygara koparıyor. Sarı kartlık pozisyon ama ver abi kırmızı ver de konusturma şu şikecileri"

    "8 kişi de kalsak Malatyayı yenerdik. Hakem bizi dogradı ama bir pozisyondan hakem TSyi kolladı diyorlar. "

     " Bu pozisyonlardan her maç ararsan 50 tane bulursun. Kimseye boyle kirmizi cikmaz, TS ye cikmatinca ayaklaniyorlar, enteresan"

     " Hakemler bizi dograsinlar da şu sikecileri konusturmasınlar abi. Her yaptigimiz faule kirmizi verin, omuz mucadelesine penalti verin, susturun. Trabzonspor doğranmiyorsa, adil degil onlara gore"