Çukurova Sulama Birlikleri Derneği (ÇUSUDER) Başkanı Faruk Yaşar Umar, suyun kullanıcıları tarafından yönetimine olanak veren katılımcı sulama yönetiminden vazgeçilemeyeceğini bildirdi.

Umar, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’de yaklaşık 24 yıldır tarımsal üretimin en önemli girdisi olan suyun katılımcı sulama yönetimi modeline uygun ve ağırlıklı olarak Sulama Birlikleri tarafından yönetildiğini söyledi.

“Sulama birliklerinin yüzde 20’si pompajlı”

Ülkedeki aktif 378 Sulama Birliği’nin yüzde 20’sinin pompaj birliklerinden oluştuğunu belirten Umar, geri kalanların ise “Cazibe Sulama Birlikleri” şeklinde hizmet verdiğini kaydetti.

Pompajlı birliklerde, yüksek enerji bedelleriyle terfi ettirilen suların açık ve ekonomik ömrünü tamamlamış tesisler ile dağıtıldığını vurgulayan Umar, pompajlı birliklere ait bu sorunların kamuoyunda tüm birliklerin benzeri sıkıntılar içinde olduğu gibi yanlış bir algıya sebep olduğunu ifade etti.

"DSİ’nin raporuna göre birlikler başarılı"

Sulama Birlikleri’nin genel bütçeden pay almadığını dile getiren Faruk Yaşar Umar, DSİ’nin 2016 yılı Sulama Birlikleri İdari ve Teknik Denetim Analiz ve Sonuçları raporuna göre birliklerin başarılı faaliyetler gerçekleştirdiğini açıkladı. Umar, “Bu raporda değerlendirmeye tabi tutulan 378 Sulama Birliği’nden 8’i problemli, 17’si kötü, 225’i iyi, 109’u başarılı ve 19 birliğin ise çok başarılı olduğu belirtilmiştir. Burada başarısız olarak değerlendirilen birliklerin oranı yüzde 4’tür” dedi.

“Katılımcı sulama yönetiminin en iyi örneği”

Bugüne kadar Sulama Birlikleri’ne alternatifi olabilecek “DSİ veya belediye işletmeciliği ile hizmet alım” modelinin devlete ve üreticileri ağır bedeller ödettiğini savunan ÇUSUDER Başkanı Faruk Yaşar Umar, şöyle devam etti:

“Diğer model olan özelleştirme ise tamamen kar amacı güttüğünden ve hasat beklenmeden su kullanım hizmet bedeli talep edilebileceğinden üreticiler için büyük külfet getireceği kesindir. Bugünlerde bakanlıkça yapılan değişiklikler Katılımcı Sulama Yönetimi uygulamasını ortadan kaldırır mahiyettedir. Seçilmiş olan Başkan, Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu ve Birlik Meclisleri feshedilmektedir. Birliklerin hangi kurumlara devredileceği net olarak belirtilmemiştir. Ayrıca yeni kanun tasarısında sulamayı devir alan kişi veya diğer kurumlara su kullanım hizmet bedellerinin ve ödeme tarihlerini belirleme yetkisinin verilmesi de mahzurludur. Sonuç olarak genel bütçeden pay almayan, kar amacı gütmeden denk bütçe esasına göre gelir-gider dengesi kuran, seçilen yöneticileri tamamen su kullanıcısı üreticilerden oluşan, çalışanları yine kendi bölgelerinin sakinleri olan Sulama Birlikleri oluşturdukları araç parkı, edindikleri tecrübe ile ‘Katılımcı Sulama Yönetimi’ modelinin en iyi örneklerindendir.”

“Suya kullanıcıları sahip çıkar”

Birliklere ait tesislerin sahiplenilmesi, korunmasının sürdürülebilir tarım açısından önemli olduğunu anlatan Umar, “Küresel ısınmanın etkisi ile kuraklığın kendine her geçen gün daha fazla hissettirmeye başladığı bu dönemde, -sulama sezonunun başlamış olması sebebiyle- Sulama Yönetimi ile ilgili yeni bir arayışa gerek yoktur. Mevcut sistemde reformlar ve düzenlemeler yapılmasının ülkemiz tarım ve üreticiler açısından daha önemli ve öncelikli olduğunu bakanlığımıza ve kamuoyuna saygılarımızla bildiririz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: iha