Yaklaşık bir aydan beri serzenişlerde bulunarak uyarılarımı yapmıştım. Başakşehir maçının ehemmiyetini ifade etmekten dilimde tüy bitmişti. Kadro yetersiz, bazı as oyuncular formsuz oluşunu dile getirdikçe hakaret işitmiştim. Trabzonlu ya, her şeyi iyi bildikleri gibi futbolu da iyi biliyor(!)

Sonuç: 6 puanlık maç gitti, şampiyonluk hayalleri bitti.

Yönetim takılmış bir ekonomik darboğaza eskiye doğru yürüyor. Bir iktisadilik, bir iktisadilik. Dükkan zarar ediyorsa kapatın kardeşim. Yapmadığınız bir şey mi? Yahu şampiyonluk ayağınıza kadar gelmiş siz hala Muharrem Usta’ya takılıp kaldınız. Ona takılıp kalacağınız yerde Başakşehir’e vurup öne geçseydiniz ya. Ama yokk, 4 maç alındıya, sandılar ki rakipte ligin dibine demir atmış, yendiğimiz diğer takımlar gibidir.

Herkes hedef küçültebilir ama Trabzonspor küçültemez. Futbolda var olma sebebine aykırı. Başarı yoksa Fırtına’da yoktur. Bunu kafanızın bir yerine yerleştirin.

Transfer yapmama bahanesi çoktu ama bana inandırıcı gelmemişti. Asıl gaye alt yapıya zemin hazırlamaktı. Sanki biz alt yapıya karşıymışız gibide düşman ilan edilmiştik. Hayır kardeşim değiliz, biz sadece dengesizliğe karşıyız. Siz çocukları bir anda hazır takımın önüne atarak çok şey beklerseniz tepetakla olursunuz. Vaktiyle Semavi’yi Rıdvan’ın karşısına atmak gibi olur.  Böyle dibe vurursunuz. Yahu bu çocuklar daha pişecek, tecrübe, özgüven kazanacak, bir anda milyonların önüne atılır mı, atılmaz, atarsanız da hem takımı hem de onları yok etmiş olursunuz.

Tamam, isabetli transferler yapıyorsunuz, parayı çar çur etmiyorsunuz, bu güzel bir şey ama hala eksikleriniz var, tamamlasaydınız ya. Şayet şampiyonluğa inansaydınız gereğini yapardınız. Bence hiç inanmadınız.

Birde bu her şeyi çok iyi bilenler var ya, onlara 1983 yılını hatırlatayım. O dönemde alt yapı cıvıl cıvıldı. Müthiş yetenekler vardı (Hami, Hamdi vb.) ve o yetenekler bir anda A takıma monte edilip 11 onlardan kurulmuştu. İşte o zaman Trabzonspor’unda çöküşü başlamıştı. Halbuki bu işin azar azar, tecrübenin arasında pişe pişe olacağını bilenler yine aynı hataya düştüler.

Ben tecrübeli yöneticilerin bu gerçekleri görmemezlikten gelmesine inanamıyorum. Sadece Muharrem Usta’ya takılıp kaldıkları gibi keşke 1983, 1996, 2005, 2011 yıllarına da takılıp kalsalardı.

Şimdi feleğin ağır tokatını yiyip oturdunuz. Ne oldu, elinize ne geçti? Artık maçlara giden olur mu, zannetmem çünkü Fırtına esmedikçe tribünlerde olmaz. Yarışmacı bir kadro oluştursaydınız o tribünlerde iğne atsanız yere düşmezdi.