İstanbul'dan Bağcılar, Göngören, Merter ha bir de karşı taraftan gelenler sabahın ilk ışıkları ile yola koyuldular... İzmir'den Bursa'dan ve civar illerden gelenler de kendi şehirlerinden Bismillah diyerek yola revan oldular... Genç çocuklar, orta yaşlı abiler ve ihtiyar delikanlılar hep birlikte tek yürek gene Trabzonspor için yollardaydı..

Takım kötü günler geçiriyor, camia kaynıyor, stadlarda '' Trabzon kümeye'' böğürmeleri can sıkıyordu... Kimi harçlığından, kimi ekmek parasından, kimi haftalığından kestiğiyle Trabzonspor için Akhisar yolundaydı... İyi günde herkes takımın yanında önemli olan bu kara günlerde takımı yalnız bırakmamak diyen bu uşaklar, içleri buruk olsa da Trabzonsporlu olmanın gururu ile yol aldılar...

Bir ilçe takımına karşı, Anadolu'nun efsanesi, Karadeniz'in fırtınası oynuyordu. Trabzonspor taraftarları,  takımımıza deplasmanda olduğunu hissettirmediler. Futbolcuları bağırlarına bastılar.  Akhisar'ı '' Bize her yer Trabzon'' sesleri ile inlettiler. Hülasa taraftar üstüne düşen her şeyi yaptı...

Sahada ruhsuz bir topluluk vardı ve değil yenmeyi yenilmeyi bile haketmiyorlardı. Maçın ardından tribünler '' Trabzon kümeye'' böğürmeleri ve Trabzonspor taraftarlarına edilen küfürler ile inledi. Bunların çoğunun aslında Akhisar'ı bile tutmadığını ve İstanbul takımı taraftarlı olduğunu biliyorduk...

Maalesef emniyet güçleri de bu tempoya eşlik edercesine, Trabzonspor taraftarına karşı gereksiz ve anlamsız bir sertlik içerisindeydi. Bazı taraftarlarımız coplanmış biber gazları gözleri yakmıştı. Bu duruma sessiz kalmayan gurbetteki çocuklarımız olan Gurbetçi Gençler ile polis arasında arbede yaşandı. Coplanan arkadaşlarına sahip çıkmaya çalışan  renktaşlarımız ile polis arasında ki gerilim, çatışma noktasına taşındı. Bir çoğunu ismen tanıdığım arkadaşlarım ve renktaşlarım da coplardan nasibini aldılar.

Hiçbir güvenlik önlemi alınmadan ve Akhisar taraftarı dağılmadan adeta kovulurcasına şehirden çıkmak zorunda bırakılan renktaşlarımıza sözlü saldırılar devam etti. İstanbuldan gelen Gurbetçi Gençler otobüsleri ilçenin merkezinde durarak, '' Biz buradayız, Trabzonlular burada, Trabzonsporlular burada'' diyerek yaşanan bu saldırgan tavra karşı meydan okudular... Kaçmadılar...

Büyük bir üzüntü içerisinde yola çıkan renktaşlarımız isyan ettiler ve bu isyanlarında da haklıydılar. Otübüslerde değil oturmak ayakta durmak bile mümkün değildi. Yarın mesaisine yetişecek olanlar, otobüslerin koridorlarında yatıyorlardı. Mola yerlerine geldiğinde ceplerinde ki üç beş kuruşu paylaşarak birer çorba içtiler...

Tüm bunlar yaşanırken,  taraftarlar ile kulübü yönetenler ve bu yaşananların arkasında ki siyasi isimler bir dinlenme tesisinde karşılaştılar. Yüreği yanmış, gururları kırılmış, madara edilmiş bu gençler, her Trabzonlunun yapacağını yaptılar ve tepki gösterdiler. İzmir Gurbetçi Gençler'den bir renktaşımız başkana hakaret etmiş. Prensip olarak hakaret edilmesini doğru bulmamakla birlikte, başkan da başkanın yanındakiler de tepkinin her türlüsünü hakediyorlardı.

Bugün başkana yönelik bu tavra tepki gösteren entellerimizin yazılarını okuyunca bu yazıyı kaleme alma ihtiyacı hissettim. Bu takım dün bu duruma düşürülseydi, yer yerinden oynardı. Bu insanlar Trabzon şehrine giremezdi. Hatta bu durumu övgü ile anlatır yazardık. Hayırdır şimdi ne oldu da, canı acımış, kafasına jop yemiş, biber gazı ile ciğeri yanmış bu çocuklar başkana tepki gösterince büyük suç oluyor.

Kimsenin ama hiç kimsenin bize ve bu camiaya bunları yaşatmaya hakkı yok. Bunları yaşatanların da tepkiyi hakettiğini düşünüyorum.
Bana Gurbetçi Gençler'in bu tavrını kınamayacak mısınız diye soruyorlar. Hayır kınamıyorum ve bilakis tasdik ediyorum.
Tepkisizleştirilmiş bir toplum olmaktansa, ayarsız tepkiler veren bir topluluk olmayı tercih ederim.

Taraftarı coplanırken orada olmayan, her fırsatta taraftara alaycı bir üslup ile konuşan, böylesi bir hezimetin ardından tesislerde gülmeyi becerenler, ha unutmadan takım Beşiktaş ile maç yaparken Kıbrıs'ta kumar oynamayı tercih edenler, böylesine bir tepki gördüklerinde susup oturmayı bilecekler. Medyada ki kalemlerini devreye sokup, her zaman olduğu gibi taraftarı hedef göstermeyecekler.

Benim bu konuda Harun Çelik olarak görüşüm budur. Ben de o tesiste olsaydımm, başkana hakaret etmezdim ama tepkinin en büyüğünü gösterirdim.
Bu camia bize yaşattığınız bu rezaleti haketmiyor.

Bu satırları yazdığım yerde bile insanlar, alaysı bir tebessümle '' Trabzon küme düşer mi sahi?'' diye matrak geçiyorsa, kimse kusura bakmasın Gurbetçi Gençler her Trabzonlunun yapması gerekeni yapmış ve tepki göstermiştir.

Biz ağlarken siz gülemezsiniz beyler...