Bir yanda şampiyonluğa koşan ve şampiyon olabilmek için bu maçı çok arzulayan, oyuncu kadrosu da iyi bir durumda olan bir Fenerbahçe, diğer taraftaysa bu maçı çok ama çok arzulayan bir Trabzonspor vardı sahada. Şike olaylarına bir ders verebilme adına bu maç, Trabzonspor için çok önemliydi hatta bu seneyi oyun olarak kötü geçiren ve taraftarlarını üzen Trabzonspor, bu maçı kazanıp tüm kötü olayları kapatabilme adına bu maça çıktı. Her iki takım da böyle bir atmosferde sahadaydı.

Hami Hoca, elindeki en iyi kadroyu sahaya sürdü. Yusuf ile başlaması, bana göre de doğruydu. Çünkü Fenerbahçe’nin iki kenar oyuncusu olan Gökhan ve Caner hücumu çok sevdikleri için, arkalarındaki boşluklara sarkacak Yusuf ve Olcan ile pozisyon bulmayı düşünmüş olmalı idi Hami Hoca. Nitekim oyunun ilk bölümlerinde, Yusuf ile de bu şekilde iki pozisyon buldu.

Daha sonra oyun birkaç defa durunca, taraftarların gerginliği oyunu soğutmaya başlattı. Fenerbahçe, oyuncu kadrosunun kalitesi ile dengelediği oyunu ve topa sahip olmayı iyi yapınca, topun hep Fenerbahçe’de kalması, Emenike ile gelen gol ile Trabzonspor taraftarların daha da hırçınlaşması, oyunun tekrar durmasına neden oldu. Ve oyunun hakimiyeti Fenerbahçe’de olunca, Trabzonspor taraftarı gerginliğini özellikle kaleci Volkan’a gösterdi ve Volkan’ın koruduğu kaleye yabancı maddeler atılınca, hakem Bülent Yıldırım da maçı tatil etmek için içeriye girdi.

Benim şu andaki düşüncem de, maçtan önceki düşüncem de aynı idi. Bu maç yarıda kalır diye düşünüyordum ve nitekim de yanılmadım. Bundan sonraki gelişmeler ne olur derseniz, şöyle olur diye düşünüyorum. Trabzonspor bu maçta hükmen mağlup edilir. Belki de 3 maç seyircisiz oynayabilir. Bu olayların gerginliğini biraz da Federasyon’un şike olaylarını halledememesi ve belli bir konuda net olmayışına bağlamalıyız.