Trabzonspor zor bir deplasmandan bir puan ile döndü ve kredisinden kullandı.

Ligin ikinci yarıları her zaman zor geçer. Trabzonspor ilk yarıda topladığı kadar puan toplayamayabilir ve alıştığımız gibi ligi domine edemeyebilir. Ancak şu da unutulmamalıdır ki bu durum rakiplerimiz içinde geçerlidir.

Trabzonspor ilk yarıda şampiyonluk kredisini cebine koymuştur. Kaybettiğimiz ve ileride kaybedeceğimiz puanlar yüzünden ortada panik yapacak hiçbir durum yoktur.

Antalya maçında da bahsettiğim gibi puan kaybı bir tek sebepten gerçekleşmez. Birkaç faktörün birlikte gerçekleşmesi gerekir.

İşte Sivas’ta da bu gerçekleşti.

Takımın hücumdaki en yaratıcı oyuncusu Wakeme’nin yokluğu, soğuk hava, Sivasspor’un faullü agresif oyun tarzı ve hakemin buna müsamaha göstermesi, kar yağışı, Avcı’nın da bazı hatalı kararları ile birleşince puan kaybı kaçınılmaz oldu.

Bir kez daha gördük ki Wakeme bu takımın hücum gücünün yarısıdır. Birçok maçta Wakeme’ye mecburuz. Oynamadığı maçlarda hücumdaki yaratıcılığımız azalıyor ve yokluğu hissediliyor.

Umarım yönetim Sosa ve Novak’ta yaptığı hatayı Wakeme’de tekrarlamaz. Wakeme ile anlaşmak için şampiyonluğun beklenmesi bana mantıklı gelmiyor. Yoksa çakallar pusuda bekliyorlar.Sivas’ta oynayan birçok takımı etkilediği gibi soğuk hava Trabzonspor’u da etkilemiştir. Ancak soğutan daha çok etkileyen faktör ikinci yarı 15 dakikalık yoğun kar yağışı oldu.

Trabzonspor’un sistemi tamamen pas oyunu üzerinedir. Ancak ikinci yarı karlı zemin ile birlikte Trabzonspor art arda üç pas yapmakta bile zorlandı. Bu yüzden ne oyunu rakip sahaya yıkıp set hücumuna çevirebildi ne de hızlı geçiş hücumu gerçekleştirebildi.

İkinci yarıdaki onbeş dakikalık kar yağışında Trabzonspor sahasının yeşil kalıp Sivasspor sahasının beyaz olması akıllarda soru işareti bıraktı.

İkinci yarı maçı set hücumuna çeviremeyen Trabzonspor’da sağdan soldan beslenemeyen Cornellius ileride yalnız ve etkisiz kaldı. Cornellius set hücumlarında etkili olduğu gibi geçiş hücumlarında etkili olamıyor. Geçiş hücumlarının ilacı Djaniny’de maalesef sakattı.

Sivasspor orta alanda rakibine çok yakın ve agresif oynayarak rakibine oyun kurdurmayan bir takım. Orta alanda ve ileride baskılı oynayarak özellikle ikinci yarı oyun kurmamızı engelledi. Buna karlı zemin de eklenince Trabzonspor ne savunmadan oyun kurabildi ne hızlı hücum geçişi yapabildi ne de hücumu sete çevirebildi.

Sivasspor Trabzonspor’u savunmadan Hüseyin ile oyun kurmaya zorlamak için Hügo’ya çok baskı yaptı. Ancak Hüseyin ileriye uzun ve isabetli paslar atarak hiç beklemediğim kadar güzel oyun kurdu.

Visca Wakeme gibi tek başına efsaneler yaratan solo bir kanat oyuncusu değildir. Takım oyununa daha yatkındır. Takım iyi oynarsa o da etkili olur. O yüzden Sivasspor maçında kendisinden beklenen oyunu gösteremedi.

Takımın bozulan oyunu orta alanda herkesi olumsuz etkiledi. Özellikle ikinci yarı Bakasetas’ta Hamsik’te etkisiz kaldı.

Özellikle ikinci yarı hücum ederken savunma, orta saha ve hücum hattı arasındaki mesafeler 60 metrelere kadar çıktı ve takım boyu uzadı. Hal böyle iken Avcı’nın Hamsik’i oyundan alıp Yunus Mallı’yı oyuna sokmasını hayretler içinde izledim. Vardır bir bildiği diyesim geliyor ama benim aklım almadı.

Hücum geçişlerinde takımın boyu uzayan Trabzonspor’da savunmaya geçişlerde böyle bir sıkıntı fazla yaşanmadı. Bunda biraz da Avcı’nın çekingen oyunu etkili oldu.

Sivasspor’un kalabalık halde hızlı hücuma çıktığını bilen avcı, karlı zeminin de azizliğine uğramamak adına az adamla hücum edip geride kalabalık bekledi.

Sivasspor’un aşırı agresif ve faullü oyunu ile rakibi bezdiren, pasivize eden bir yapısı var. Hakem Mete Kalkavan’da bu agresif oyuna müsamaha gösterip çanak tuttu.

Trabzonspor kollanıyor algısı yaratmaya çalışan İstanbul medyası istediği algıyı yaratmaya başladı belli ki. Atılması gereken Henrique oyundan atılmadı.

Youtube’a girerseniz Uğurcan’ın yediği goller gibi yüzlerce gol videoları izleyebilirsiniz. Kaleciliğin doğasında var bu tür hatalı goller.

Önemli olan puan kaybedilen maçlardan sonra maç kazanarak geri dönmektir ki Trabzonspor bunu hep yaparak İstanbul medyasının “bakın işte Trabzonspor düşüşe geçti” algısı yaratmasına izin vermedi ve heveslerini kursaklarında bırakmasını bildi.

Trabzonspor emin adımlarla o güzel günlere doğru yürüyor. Yönetim, teknik ekip ve futbolcular üzerine düşeni yapıyor. Şimdi üzerine düşen vazifeyi yapma sırası da bizdedir.

Kombinelerinizi almayı unutmayın!

Giresunspor maçında bir tek koltuğu bile boş bırakmayın!

Bu yolda takımımızın her birimize ihtiyacı var ve takımımızı bu yolda yalnız bırakmayalım!

Çekirdekleri çöpe atıp avuçlarınız kızarana kadar alkışlayıp, sesiniz kesilene kadar bağırın.

Güzel günlerde buluşmak ümidiyle…!