Türk iş dünyasının öne çıkan isimlerinden Can Ata Kıraç ömrünün 41 yılın boyunca hizmet verdiği Koç Holding'deki üstün başarıları kadar, yazın dünyasına kattığı eserleriyle de bilinmektedir. Yönetici kimliğinin yanı sıra farklı duruşu, anı ve deneyimlerini aktarımı, ilham veren fikirleriyle de yeni nesiller tarafından öğrenilmesi gereken profesyonellerden biri olan Can Kıraç hem iş hem edebiyat dünyasındaki tesiriyle uzun yıllardır saygıyla okunan ve kulak verilen isimler arasında yer almaktadır.

Ankara'nın Etimesgut semtinde, sonraki yıllarda Atatürk Orman Çiftliği olarak adlandırılan bölgede, 22 Mayıs 1927 tarihinde doğan ünlü iş insanı, ziraat mühendisi babasının çalışma alanları vesilesiyle Kıraç soyadı almış bir aileden gelir ve bu soyadı veren Mustafa Kemal Atatürk, aynı zamanda kendisine Can adını vermiştir. Eskişehir'de geçen çocukluk yılların hemen sonrasında, kendi sözleriyle hayatının lüks dönemini temsil eden Galatasaray Lisesi eğitimini tamamlayan Kıraç, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi'ni bitirerek lisans eğitiminde babasının izinden gitmiştir.

Üniversite eğitiminin üçüncü ve dördüncü senelerinde Türkiye Milli Talebe Federasyonu bünyesinde kazandığı başkanlık deneyimini 29 Ağustos 1950’de tarihinde bir diğer ünlü yönetici Bernar Nahum’un yanında çalışmaya başlayarak pekiştiren Can Ata Kıraç kısa sürede yükselişiyle kendini kanıtlamış ve dikkatleri çekmeyi başarmıştır.

Yönetim kurulu üyesi olarak yer aldığı İzmir Ticaret Odası'nın 1960'lı yıllarında planlı karma ekonomiyi savunarak çalışmalarına devam eden Can Ata Kıraç 1970'li yıllarda ise TÜSİAD'ın kuruluşunda görev almıştır. Kendi açıklamalarıyla başkanlık tutkusunu söndürmüş olması gerekçesiyle 1991 senesinde 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından yapılan politikaya katılma davetini reddederek, yine aynı sene içerisinde kendi iradesiyle 41 senelik profesyonel kariyerini emeklilikle sonlandırmıştır. Oldukça uzun bir süreci temsil eden bu 41 yıl boyunca Koç Holding bünyesinde oldukça farklı bir karakter ve çevre kazanan Can Ata Kıraç yine kendi kelimeleriyle Koç Topluluğu'ndan ayrılış kararını, özverili ve uzlaşmacı yönlerinin kendisini yormuş olmasına ve hak ettiği özgürlüğe kavuşma özlemi duymasına bağlamaktadır.

İnsani ilişkiler kurmaktan keyif ve heyecan duyduğunu belirten Can Kıraç şimdilerde Gözde tatil lokasyonu olan Çeşme'de emeklilik yaşantısını sürdürmektedir. 2019 senesinde eşi İnci Atav Kıraç'ın vefatından sonra dahi sohbetler için gençlerle bir araya gelen ve yeni yazılar paylaşmaya devam eden Can Ata Kıraç çok yönlü kişiliği kadar istikrarlı bir üretici olmasıyla da öne çıkmaktadır. Aslı ve Ali Numan adında iki evladı bulunan Can Kıraç aynı zamanda Ebru Kıraç'ın kayınpederidir. Gelini ve oğlunun bu evliliğinden Yasemin ve Can Ata isimli iki torun sahibi olan Can Ata Kıraç yaşantısını kendi tabiriyle özgürlüğün coşkusu ile kucaklayarak, yazarak ve konuşarak sakin ve mütevazi bir çerçevede sürdürmektedir.

1995 senesinde yayınlanan ve 50.000′in üzerinde satılan Anılarımla Patronum Vehbi Koç isimli kitabı en ünlü eseri olurken, ünlü yönetici 2004 senesinde peşi sıra yayınlanan Anılar Olaylar ile Kolajlı Taşlamalar isimli kitaplarıyla da edebi yaşantısını sağlamlaştırmıştır. 2017 senesinde ise Mehmet Gündem tarafından kendisinin yaşantısını aktaran iki ayrı kitap basılmış, Kıraç ise 2013 yılında fahri doktor unvanı kazanmıştır.