Trabzonspor’un kazandığı hafta ekmek kadayıfıysa, rakiplerinin ve özellikle de Fenerbahçe’nin kaybetmesi kaymaklı ekmek kadayıfı gibidir!

Şahsen ben Fenerbahçe’nin kürek takımı yenilse o haftam çok daha keyifli geçer.

Gs beraberliğinden sonra üç puanın şart olduğu bir maçtı ve Trabzonspor kazanma alışkanlığına devam etmesini bildi.

Sistem ile oynamayan takımlar tesadüfen kazanır, bir sistemle oynayan takımlar ise tesadüfen kaybeder. Sistem takımı olan Trabzonspor, arada ufak kazalar olacak olsa da kötü oynadığı maçlarda bile kazanmasını bilerek zirvede kalmaya devam edecektir.

Trabzonspor yeter ki şampiyonluktaki rakipleri ile oynayacağı maçları kaybetmezse mutlu sona ulaşmak hiç de hayal değildir.

Trabzonspor Kasımpaşa maçının ilk yarısında ofansif olarak oldukça silik ve tutuk gözüktü. Bunda, Trabzonspor’un hücuma hızlı geçiş oyunu konusundaki ezberini bozarak öncelikle Trabzonspor’u durdurmaya çalışan Cihat Arslan’ın savunma ağırlıklı bir takım ileri sürmesinin ve buna karşılık Avcı’nın korkak başlamasının da etkisi vardı.

Cihat Arslan önde basarak hem Edgar ve Bruno Perez ile savunmadan oyun kurmamızı engelledi hem orta sahada basarak ve alan daraltarak Berat-Hamsik-Bakasetas arasındaki pas organizasyonlarını kesti hem de kanatlara servis yapmalarını önleyerek özellikle Wakeme’nin topla buluşmasını engellemiş oldu.

Cihat Arslan’ın bu taktiğine karşılık Avcı’nın da korkak davranarak Berat’ı ve Bakasetas’ı ileri çıkartmaması eklenince orta saha ile hücum arasındaki mesafenin 60 metrelere çıkmasına sebep oldu ve Trabzonspor orta sahası, kanatları ve Cornellius’u besleyemedi. Çaresiz kalan orta saha uzun paslarla Cornellius’u topla buluşturmak istese de pivot santrafor olan ve orta saha ile kanatlardan beslenmedikçe etkili olamayacak olan Cornellius birçok defa rakip ceza sahası içinde yakınında kimseyi bulamadı ve dolayısıyla etkisiz kaldı.

Bu koşullarda; ileride ayağında top tutarak takımı ileriye taşıyan, hücuma çıkışlarda takım arkadaşlarıyla ikiye birlere-verkaçlara giren, ani patlayıcı deparlar atan, adam eksilten, ceza sahasına boş koşular yaparak rakip savunmasının dengesini bozan, rakip savunmayı peşinde koşturan Djaniny Trabzonspor’un vazgeçilmezidir.

Trabzonspor, rakibin hızlı hücumlarında orta sahasının zaman zaman geriye dönmekte gecikmesi ile orta saha ile savunması arasındaki mesafe 40-50 metrelere çıkıp geçiş yemesine rağmen savunmanın hatasız oyunuyla rakibine ciddi bir pozisyon vermedi.

İlk yarı savunma ağırlıklı korkak bir oyun oynayarak belki hücuma hızlı geçiş oyunuyla bir gol bulurum düşüncesinde olan Avcı’nın planları tutmayınca ikinci yarı ile birlikte Berat’ın yerine daha hücum özellikli, daha dikine oynayan Parmak’ı oyuna sokup, Bakasetas’ı ileri çıkartmasıyla takım ofansif olarak etkili olmaya başladı ve 10 dakikalık baskı golü bulmaya yetti.

Parmak’ın erken sakatlığı sonrası yabancı kuralı yüzünden ligin en iyi altı numarası olan Siopis’i oyuna alamayan Avcı, Yusuf Sarı’yı sağ kanada koyarak Ömür’ü orta sahaya kaydırmak zorunda kaldı.

Bir kez daha gördük ki Bakasetas gibi verimli bir çilingir rakip ceza sahası içinde ve çevresinde bulundurulursa atar veya attırır. Attığı gol de bana Hami Mandıralı’yı hatırlattı. Yeri gelmişken, Hami Mandıralı gibi bir efsanemiz için bir jübile maçı yapılmamış olması içimde yaradır. Eminim Hami Mandıralı için de öyledir.

Trabzonspor golü bulduktan sonra geriye yaslanma, skoru korumaya çalışma hastalığı yine depreşti. Bunda Kasımpaşa’nın yaptığı etkili baskı sebebiyle başta Edgar olmak üzere orta sahanın sık ve gereksiz top kayıpları da etkili oldu.

Gs maçında etkisiz kaldığı için ıslıklanan Ömür güzel oynadı. Ömür’ü ıslıklayanlar, emeğine saygısızlık edenler umarım utanmışlardır ve bundan ders almışlardır da bir daha hiçbir futbolcusuna karşı böyle saçma bir davranış içine girmezler.

Böyle bir travmadan sonra Ömür’ün güzel futbolu hem Avcı ve ekibinin ne kadar profesyonel çalıştığını hem de Ömür’ün ne kadar karakterli bir futbolcu olduğunu gösterir.

Sol bek pozisyonunda İsmail Köybaşı’nın oynamaması da çok büyük eksiklikti rakip Kasımpaşa için.

Savunmada iyi bir görüntü veren ancak hücuma katkısı kısıtlı olan Denswill’in Wakeme ile uyum sorunu Wakeme’nin nispeten etkisiz kalmasındaki sebeplerden birisi olabilir.

Wakeme ve Gervinhio’nun birlikte oynamaları halinde Trabzonspor çok daha etkili bir hücum gücü elde edebilecekken Gervinhio TFF’nin akıllara zarar 8+3 kuralına takıldı.

Trabzonspor her koşulda kazanmaya devam ediyor ve edecek de.

GİRESUNSPOR İYİ YOLDA!

Geçen haftalarda da belirttiğim gibi ofansif ve iyi gol vuruşu yapan ayakların eksikliğine, tecrübesizliklerine ve henüz galibiyetle tanışmamalarına rağmen moral bozmadan, yılmadan, her hafta üzerine koyarak oynamaya devam ediyorlar.

Konyaspor gibi ligin etkili takımlarından birine karşı çok iyi bir mücadele ortaya koyarak adeta galibiyeti kaçıran taraf olan Giresunspor, Başakşehir’in Fb’yi yendiği taktiği uygularsa Kadıköy’den puan veya puanlarla dönmesi sürpriz olmaz.

Ancak Giresun’lu hemşehrilerimin tribünleri boş bırakmalarına anlam veremiyorum. Bu maçta tribünler dolu olsaydı belki de sonuç bu olmazdı.