Ligde son haftalarda aldığı kötü sonuçlarla alt sıralara doğru inen Trabzonspor, mutlak 3 puan parolası ile çıktığı Gaziantep karşısında istediğini alırken, sergilediği futbolla da taraflı tarafsız herkesten tam not aldı. Taraftarı önüne Tolunay Kafkas ile ilk kez çıkan Bordo-Mavililer, ismine yakışır bir görüntü vererek taraftarının da gönlünü almayı başardı. Oyun dizilişine baktığımızda ofansif gücü yüksek oyuncuların fazlalığı gözümüze çarpıyor. Bu diziliş farklı galibiyeti getirdi. İlk dakikalarda Onur’un kurtardığı iki net pozisyon var ki bunlar gol olsa belki de maç sonrasında istemediğimiz bir tablo ile karşılaşacaktık ama korkulan olmadı. Güvendiğimiz, sevdiğimiz, kardeşimiz Onur yine kendisine yakışanı yaptı ve rakibin ataklarında gole izin vermedi. Bu pozisyonlar sonrasında rakip kaleye gitmeye başladık. Orta alanda üstünlüğü geçirmeye başladık ki tam o sırada Adrian’ın golü geldi. Bu golün yarısını Olcan’a, yarısını da Alanzinho’ya yazmak lazım.

Durum 1-0 olduktan sonra Trabzonspor daha baskılı bir oyun sergilerken, koşan, pres yapan ve rakip takıma da pas yapma imkanı vermeyen bir görüntü içerisindeydi. 

Bu görüntü tribünleri de ateşledi. İlk yarının sonucunu bu gol belirlerken, ikinci yarı ilk yarıya oranla daha heyecanlı başladı. Daha 46. dakikanın ilk saniyelerinde Olcan’ın soldan götürdüğü topla buluşan Alanzinho, farkı ikiye çıkaran golü kaydetti.  Ve bu gol içimizi rahatlatmıştı, derken bir gol daha geldi. Hazırlanış bakımından okullarda ders olarak gösterilebilecek bir gole imza atan Colman, hem durumu 3-0’a, hem de keyiflerimizi yerine getirmişti. Yine de stoperde Emerson’u oynatılmasına şaşırmadım diyemem. Zıplama yeteneği olmayan bir oyuncunun stoperde işi ne? Zaten bugün kü maçta hataları vardı, kötü diyemem ama o oyuncunun stoper nitelikli bir oyuncu olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Zeki’nin yokluğunda sağ tarafta görev alan Celustka olumlu işler yaptı ve sırıtmadı. Sol taraftaki Cech de elinden geleni yaptı, en azından diğer maçlara oranla iyi bir performans sergiledi. Orta alanda Alanzinho ve Adrian mükemmele yakın bir oyun ortaya koydu, bu iki oyuncu takımını o kadar güzel hücuma yapmasını sağladı ki neredeyse tüm gollerde imzaları vardı. Ancak bunların dışında Colman’a farklı bir parantez açmak istiyorum. Ya ağabeyciğim bir adam bu kadar güzel oynar ya, Colman’ı izlerken bu kadar keyif aldığım bir maç hatırlamıyorum. O attığı gol var ya o gol kelimeler yetersiz kalır, aldı verdi aldı verdi indirdi köşeye plasesini bıraktı. Arjantinli bu gol sonrası haklı bir sevinç yaşadı. Son dakikalarda yenilen golde takımın pek hatasının yoktu. Trabzonspor rakibe fark atmasına rağmen 5-6 kişiyle hücuma gidiyor, aynı oyuncularla defans yapabiliyor. Bu da takımdaki birlik ve beraberliğin ne kadar üst düzeyde olduğunu gösteriyor. Skoru tayin eden golü kaydeden Halil’in kaydettiği gol de güzeldi, en azından fizik gücünü kullanarak rakibine üstünlük kurması ve bitiriciliği alkışı hak etti.

Trabzonspor’un son yıllarda bu kadar baskılı bir oyun sergilediğini görmemiştim, hele hele Tolunay Hoca’nın tribünlere dönerek destek verin oturmayın dercesine hareketleri mükemmeldi. Demek ki isteyince oluyormuş. İşte bize lazım olan bu, ruh, azim, hırs… Ne diyelim artık darısı Sivasspor maçına. Puan tablosunda zirvenin uzağında kalsak bile henüz gemiyi kaçırmadık, bu oyun ile bizim karşımızda ne Galatasaray ne de Fenerbahçe durabilir… Yeter ki aynı mücadele, aynı hırs, aynı azim, aynı performans devam etsin…