İSTANBUL (AA) - ISE World Uluslararası Lise Öğrenci Değişim Programları Genel Müdürü Gökyar Karşit, "Talim Terbiye Kurulu gibi kurumlar aslında çok iyi çalışıyor. Türkiye’deki eğitim programlarının birçok ülkeye göre daha üstün olduğunu görüyoruz. Veliler olarak, müfredatlar konusunda Milli Eğitim Bakanlığı’na güvenmeliyiz." ifadelerini kullandı.

Karşit, yaptığı yazılı açıklamada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından sonra şekillenecek uluslararası eğitim sistemine ilişkin değerlendirmede bulundu.

Amerika’daki liselerden erken mezun olan öğrencilerin koronavirüs nedeniyle tatil olan dönemdeki eksiklerini kapatmaya çalışacaklarını belirten Karşit, bu nedenle üniversitelerin liselerden zaman içinde daha fazla kriter istemeye başlayacaklarını aktardı.

Amerika’daki üniversitelerin ayrıca öğrencilerden transkript denilen notlarının yanı sıra College Board tarafından düzenlenen, matematik ve İngilizce'den oluşan SAT sınavlarını istemeye istemeye başladıklarını bildiren Karşit, şunları kaydetti:

"Zaman içinde yine College Board tarafından yapılan SAT II dediğimiz sınavları da getirdiler. Koronavirüs salgını sonrası üniversiteler, ana okullarından liselere kadar çalışmalarını isteyecek. Öğrenemeyen öğrenci diye bir kavramı ortadan kaldırıp, gelen notlara bakmak yerine, okullarda kurulmasını istedikleri stratejik öğrenme merkezlerinin raporlarını dikkate alacaklar. Bu öğrenme merkezleri şimdiden Amerika’nın en iyi liselerinde kurulmaya başlandı."


- "Dijital eğitim başarıyı getirecek"


Gökyar Karşit, Kanada üniversitelerinin öğrencileri lisedeki son iki yıl notlarını alarak kabul ettiklerini hatırlatarak, "Bunun en önemli sebebi tüm Kanada eyaletleri arasında eğitim seviyeleri açısından bir dalgalanma olmamasıydı. Örneğin British Columbia eyaletinde matematik dersinden 5 alan öğrenci, Nova Scotia eyaletinde de okusa yine 5 alıyordu. Bu nedenle ülke çapında ulusal sınavlara ihtiyaç duymadılar. Dijital eğitimin hayatlarına daha çok girmesi ve genelde yaşça yüksek eğitim kadrosunun da bu zor dönemde uyum sağlaması sonrası, dijital ortamda kullanılan uygulamalar okullarda daha çok kullanılmaya başlanacak. Bunlar hem eğitim kalitesini hem de bireysel öğrenci başarısını arttıracak. Bu tip sistemlerin kullanılması için de birçok start-up ve firma ürünler geliştirip önce Kanada’ya sonra diğer ülkelere satmaya başlayacaklar." ifadelerini kullandı.

İngiltere’nin yıllardır A level Sistemi kullandığını ve bu sistemi birçok ülkeye ihraç ettiğini kaydeden Karşit, şu bilgileri paylaştı:

"Singapur’da bile İngiltere’nin Cambridge Üniversitesi tarafından Singapur için hazırlanmış farklı bir A Level sistemini görüyorsunuz. Türkiye’de de bu sınavlara hazırlanan öğrenciler mevcut. A Level dersleri lisenin son iki yılını kapsıyor ve toplam 3 dersten girdiğiniz sınav sonuçlarını üniversiteye gönderiyorsunuz. Örneğin İngiltere’de mühendis olmak istiyorsanız, A Level matematik, kimya ve fizik derslerinden A Level sınavlarına giriyorsunuz ve sonuçları üniversiteye gönderiyorsunuz. Üniversitede başvurunuzu bu sınavlardan aldığınız notlara göre değerlendiriyor. Ancak bu sistem yakında yerini T Level sistemine kaptıracak diye gözüküyor. T Seviyeleri, İngiltere'de 2020-2022 yılları arasında tanıtılan yeni bir teknik temelli yeterlilik olup öğrencinin kariyerine direk başlaması üzerine kuruludur. Yeni T düzeylerinin amacı, teknik eğitimin öğretim ve yönetimini geliştirmektir. T Seviyeleri, düzenlenmiş yeterlilikler çerçevesinde üçüncü seviye bir nitelik olacaktır."


- "Okullarda kişilik ve kariyer testleri artacak"


ISE World Uluslararası Lise Öğrenci Değişim Programları Genel Müdürü Karşit, ISE World tarafından yürütülen Amerika Baltimore merkezli Prometric Uluslararası Test Hizmetleri’nde öğrencilere uyguladıkları kişilik ve kariyer testlerinde bir artış beklediklerini aktaran Karşit, “Prometric 300’ün üzerinde sınavı test hizmetleri ofisinde uyguluyor. Türkiye’de uygulanan ve şu anda belki de ilk defa duyduğunuz Enneagram Sistemi ileride yıldızı parlayacak. Enneagram sistemi, insanları, dünyaya bakış açılarına, dünyayı algılayıp değerlendirme ve tepki verme şekillerine göre mükemmeliyetçi, yardımsever, başaran, bireysel, araştırmacı, sorgulayıcı, hevesli, lider ve uyumlu olarak 9 farklı kişilik tipine ayırıyor." açıklamasında bulundu.

Karşit, "Millî Eğitim Bakanlığı, Türkiye’nin en iyi liselerine İsviçre’nin Cenevre merkezli eğitim kuruluşu Uluslararası Diploma Organizasyonu (IBO) programlarını tanıtarak, Türkiye’nin iyi liselerinde bu programların başlamasını teşvik etmişti. Şu anda Türkiye’de 50’nin üzerinde özel lise ve 5’in üzerinde devlet lisesinde bu programlar mevcut. Bu sistemler ile ilgili birçok okula şimdiden danışmanlık vermeye başladık. Okullardan gelen ilk soru 'Acaba bu sistem bize uygun mu?' ve 'Maliyeti nedir?' oluyor." ifadelerini kullandı.

Karşit, şunları kaydetti:

"ISEWorld olarak Amerika’nın en iyi üniversiteleri tarafından liselerdeki müfredatı daha ileri düzeye taşımak için kurulmuş New York merkezli College Board kuruluşu ile Ekim 2014 tarihinde İleri Düzey Programları'nın (AP) tanıtımını düzenledik. İstanbul’da düzenlediğimiz etkinliğe Türkiye’nin önde gelen okulları da katıldı. Şu anda AP Programları danışmanlığı verdiğimiz okullar hızla artıyor. Bu danışmanlıklarımız sayesinde Türkiye’de birçok okul AP sistemini benimsedi. AP Sisteminde öğrenciler istedikleri dersleri seçebiliyorlar. Her bir dersin AP Programı olduğu için öğrenci üniversitede okumak istediği bölüme yönelik dersleri seçerek hedefine doğru ilerliyor."


"Milli Eğitim Bakanlığı’na güvenmeliyiz”


Gökyar Karşit, ortaya çıkan bir virüs ile eğitim metodolojilerin değişebileceğini belirterek, "İşin içine girdiğiniz zaman Talim Terbiye Kurulu gibi kurumların aslında çok iyi çalıştığını, Türkiye’deki eğitim programlarının birçok ülkeye göre daha üstün olduğunu görüyorsunuz. Veliler olarak müfredatlar konusunda Milli Eğitim Bakanlığı’na güvenmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.

Amerika, İngiltere ve Kanada’nın yaptığı gibi ders müfredatının başka ülkelere ihraç edilmesi gerektiğini kaydeden Karşit, "Göreceksiniz bugün dünyanın birçok ülkesinde bu müfredatı kullanmak isteyen ülkeler, okullar ve öğrenciler olacak. Bunları da eğitim ataşeliklerimiz üzerinden, devlet sistemi içinde gerçekleştirmeliyiz. İlk hedefimiz ticaretimizin artmasını hedeflediğimiz ülkeler olmalı. Ülkede ürettiğimiz her şeyi ihraç edebiliyoruz, birçok uzmanın emek sarf ettiği ve birçok ülkenin eğitim sisteminden üstün olan eğitim programlarımızı neden ihraç etmeyelim ve buradan da bir ekonomi yaratmayalım. Türkiye olarak bunu çok rahatlıkla yapabiliriz." ifadelerini kullandı.



Kaynak: aa