Dr. Özlem Aylıkcı, diş teli takmadan da ortodonti tedavisinin mümkün olduğunu söyledi.

Ortodonti Uzmanı Dr. Özlem Aylıkcı, “Telsiz ortodonti dişlerin etrafını iyice saran şeffaf plaklar serisinden oluşan bir ortodontik sistemdir. Tel ve braket kullanılmadığı için halk arasında bu isimle biliniyor. Braketler çıktıktan sonra dişlerin yeniden bozulmasını önlemek amacıyla ısıyla şekillendirilen şeffaf plakları ortodontide zaten yıllardır kullanıyoruz. Dişlerin alçı modeli üzerine ince şeffaf bir plak ısıtılarak vakumlanıyor ve soğuduğunda pekiştirme plağı hazır oluyor. Bazen tek bir diş hafifçe yamuksa, teknisyen bunu alçı model üzerinde düzelterek plağı üretebiliyor. Bu sayede plak tüm dişlere pasif olarak otururken, yamuk kalan dişe baskı uyguluyor ve düzelmesini sağlıyor. Birkaç gün içinde diş plaktaki pozisyonu alıyor. Bu teknik basit diş hareketlerinde işe yarıyor ama çok fazla diş hareketi gereken ortodontik tedavilerde uygulanamıyor. Üç boyutlu modeller ve yazıcıların gelişimi ile gelişen telsiz ortodonti tedavileri benzer bir mantıkla tel ve braket olmadan diş hareketi sağlayabiliyor” dedi.

Telsiz ortodontinin ilk aşamasının dişlerin dijital modelinin oluşturulması olduğunu ifade eden Dr. Aylıkcı, “Doktorunuzun normal ölçü kaşığı ile sizden aldığı ölçü taranarak dijital model elde edilebilir ya da ağız iç tarayıcılarla direk dijital ölçünüz alınabilir. Dijital ölçü yöntemi hasta için daha konforlu hekim için daha doğru bir ölçü sağlar. İkinci aşama dişlerin dijital model üzerinde, tedavi sonunda istenen pozisyonlarına hareket ettirilmesidir. Ortodontistinizin başarısı ve tecrübesi bu aşamada çok önemlidir. Doğru planlanmış bir tedavi başarılı olur. Dişler ister braketlerle ister şeffaf plaklarla hareket ettirilsin, diş hareketi sırasında dikkate alınması gereken biyoloji ve fizik kuralları iyi bilinmelidir. Sonucun iyi olmasını sağlayacak tek şey doktorunuzun doğru tanı ve tedavi planı ile üreticiyi yönlendirmesidir. Üretici firmalar sadece plakları üretir. Tanı ve tedavi planı yapamazlar. Bu tedaviyi almak isteyen hastalar olarak bu noktada hataya düşmemeniz çok önemli. Tedavinizi kimin yaptığının çok şeyi değiştireceğini aklınızda mutlaka bulundurmalısınız” diye konuştu.

Üçüncü aşamanın ise dişleri doktorun belirlediği ideal pozisyonlara aşama aşama taşıyacak plakların tasarlanması olduğunu kaydeden Dr. Aylıkcı, “Ortodontist dişlerin nasıl hareket edeceğini ve hasta için nasıl bir tasarımın uygun olduğunu belirlemelidir. Çünkü her ortodontik problem farklıdır ve hepsi için aynı tasarımlar uygun olmaz. Bugün ortodonti uzmanı olmayan kişiler de hastaları için şeffaf plak tedavisi uygulayabiliyor. Ancak unutmayın ki yeterli tecrübeleri olmadığı sürece sonuçlar farklı olacaktır. Son aşama plakların üretimi aşamasıdır. Üç boyutlu yazıcılar tarafından özel olarak üretilirler. Plakların sayısı vakanın karmaşıklığına göre değişir. Plakların tamamı üretilir ve hekime gönderilir. Plaklarınızı almak üzere kliniğe geldiğinizde doktorunuz tarafından uygulanacak ve tedavinizin başarısı için gerekli olan üç adım vardır: Birinci adım dişlerinizin üzerine “buton” denen ataşmanların yapıştırılmasıdır. Bazı dişler için gereklidir, her dişe uygulanmaz. Bu butonlar olmadan plaklar tek başına dişleri döndüremez, uzatamaz ya da kısaltamaz. Bu hareketlerin olabilmesi için kuvveti aktaracak bazı mekanizmalar gereklidir. Tırmanma duvarlarındaki renkli tutacakları düşünün. Yukarı doğru ilerlemek için tırmanıcılar bu renkli tutacaklara tutunurlar. Şeffaf plak tedavilerindeki butonları da işte böyle tutacaklara benzetebiliriz. Diş renginde dolgu maddesinden yapılırlar. Butonlar istenen kuvvetin yönüne ve miktarına göre farklı şekil ve boyutta olabilir. Dişlerinin üzerine bir şey yapıştırılmayacağını düşündüğü için şeffaf plak tedavisini tercih eden hastalarım oluyor bazen, butonları duyunca şaşırıyorlar. Ancak bu butonlar konuşma mesafesinden bakıldığında çıplak gözle görünmüyorlar. Hastalarıma bu butonları braketler gibi ve plaklarını da telleri gibi düşünmelerini söylüyorum. Aradaki fark butonlar sadece bazı dişler için gerekli oluyor, braketler ise tüm dişlere yapışıyor” ifadelerini kullandı.

İlk randevuda uygulanan ikinci adımın ise dişlerde törpüleme ve şekillendirme işlemi olduğunu belirten Dr. Aylıkcı, “Bu sayede tedavi sonunda öngörülen sonuçlar elde edilebiliyor. Klasik braket hastalarımın da yaklaşık yüzde 70’inde törpüleme ve şekillendirme işlemini uyguluyorum. Aradaki fark braket hastalarında tedavi süresince ihtiyaç oldukça yaptığımız bu işlemin ne zaman ne miktarda yapılacağı şeffaf plak tedavilerinde önceden belirlenmiş olmasıdır. Dişsel çarpıklığın çok olduğu, diş boyutlarında ve şekillerinde uyumsuzluk olan ve bazı kapanış problemleri olan hastalarımda törpüleme işlemi gerekebiliyor. Braket tedavileri ile benzer şekilde şeffaf plak hastalarımın da yaklaşık %70’inde törpüleme işlemi gerekiyor. Şeffaf plak tedavisinin ilk seansında yaptığımız üçüncü uygulama ise gerekli durumlarda ek aygıtların verilmesidir. Bunlardan en yaygın olanı lastiklerdir. Bu durumlarda lastiklerin takılabileceği butonlar uyguluyoruz. Ataşmanlar, butonlar ve törpülemeler tamamlandıktan sonra plağınızı size verebiliyoruz. Kullanımı hakkında bilgilendiriyoruz. İkinci plağa geçemeye hazır olup olmadığınızı kontrol etmek amacıyla iki hafta sonra tekrar çağırıyoruz. Telsiz ortodontik tedaviniz boyunca iki haftada bir görüşüyoruz” açıklamalarında bulundu.
Kaynak: iha